Kimi zaman bunalıyor, eskilerin tabiriyle "sekizle dokuzu karıştırıyoruz"...
Hayat zor geliyor, mücadeleden yılıyor, öfkeye bürünüyor, çekilmez oluyoruz. Sadece kendimize değil, sevdiklerimize de...
Bu, hayatın bir oyunudur aslında...
Özünde deneme yanılma yöntemi olan bir oyun.
Kuralları belli, oyuncuları da...
Ancak mücadele etmek için bir rehbere ihtiyaç var, yani bir hakeme...
Çoğu zaman söylemiş ya da duymuşuzdur, "Kaderin oyunu bu bana" diye... Bu işin kolay kaçış yolu aslında, yani önceden yenilgiyi kabul etme...
Ama kazın ayağı öyle değil.
Hayat, insanoğlu için bir armağan olduğuna göre, kurallarını da iyi özümsemek, dingin ve sorunsuz bir yaşamı, güçlü bir kişiliği de ortaya çıkarmak gerek...
Aslında güçlü bir kişilik için, adil bir kimlik, dostça bir yürek ve gülümsemek bu işin sırrı...
En sıkıntılı olduğunuz anda gülümsemek, pek çok sorunu giderecek doğal bir ilaçtır.
Hem sizin hem de sevdikleriniz için...
Bunu tek başına da başarmak mümkün... Ama hayatla mücadelenizi eşitlemek için bir formül üretemiyorsanız, size mücadele yöntemlerini benimsetecek, kişiliğinizi güçlendirecek bir hakem var. Halk arasında bu insanlara "ruh bilimci" diyorlar, tıp dilinde bildiğimiz adları ise psikiyatrist ve psikolog...
Bir süre önce gazetemizde ruhsal sorunlar üzerine tecrübelerini paylaşan Dr. Haluk Alan, klinik psikoloji bilim Uzmanı...
Pek çok kitap yazan, söyleşilere katılıp vatandaşların bilgilendiren Alan, son kitabı İlişkiler'de, yaptığı psikoterapi seanslarında elde ettiği sonuçları derlemiş...
Başa çıkamadığımız sorunları, duru bir dille, yaşadığı olaylara, anlatımlara dayanarak kaleme alan Haluk Alan, bir anda topluma ve sorunlarına ayna tutan bir çalışma ortaya koymuş...
Muzip, hoşgörülü ve sabırlı bir uzman alan Dr. Alan, kendisine danışan hastalarından aldığı ipuçlarıyla, ruhsal sıkıntıları öcü, terapistleri de 'deli doktoru' benzetlerinden kurtarmış...
Dr. Tahir Özakkaş'ın tanımıyla kitap "İçimizden birilerinin iç dünyalarındaki yaşantılarına şahitlik ederken, aynı zamanda bir psikoterapistin terapi süresince yaşadıklarına; üzüntülerine, mutluluklarına, kızgınlıklarına, kırgınlıklarına ve sevinçlerine yani insan oluşuna tanıklık edeceksiniz" diyor. Ben de bu tanımın altına imzamı atıyorum. Bir solukta okuduğum kitap bana da bu fikri verdi çünkü...
Hayat hem zor hem de çok güzel... İnsanoğluna en güzel armağan aynı zamanda... Bu yüzden zorluklar karşısında yılıp küsmek doğru değil...
Mücadele etmezsiniz, güzelliklerine varamazsınız. Bakmayın sız o çevrenizde dolanan özgüven tüccarlarına...
Onlar sizi satın almak ister, benliğinizi de kullanmak...
O yüzden hayatla mücadelenizde yanınızda güveneceğiniz bir hakem olsun.
Çünkü oyunun nasıl oynanacağını o biliyor.
Toplumsal ve ikili ilişkilerde mükemmel olmadığımız kesin, kimi zaman hayatın adil olmadığı da... Ancak genlerimizden gelen "iyi niyet" ve "hoşgörü" bu çelişkiyi tersine çevirebilir.
"İlişkiler" kitabı işte bize bunun ipuçlarını veriyor.