Şu 'korona!' belası yüzünden, kaç haftadır kapandık evlere...
Futbol manyağı olmam nedeniyle, zaman geçirecek en güzel avantaj, televizyondaki naklen yayınlardı, benim için...
Deli paralar harcayan büyük takımların, TBMM kürsüsünden, yöneticilerin sorumlu olmasına ilişkin bir yasa çıkması gerektiğini vurguluyordu, Saffet Sancaklı kardeş o ara... Öpesim geldi yanaklarından! Galatasaray, Fenerbahçe, Lider Alanyaspor ve Göztepe karşılaşmalarında ki azap dolu o rezil!' futbolu izlerken, nasıl hak vermeyecektim ki? Daha vahimi; yayıncı kuruluşun, söz verdiği ödemeleri gerçekleştirmediğinden dolayı, bir dakikalık oyunu başlatmama 'protestosunu!' takım kadrolarıyla ekranı örterek göstermemeleri, şu ligin erkenden sonuna yaklaştığımızın, en büyük göstergesiydi bence!
Çok özel bir durum, hafta içi konuşacağız...
İlk yarının hikayesi şöyle; evinde oynadığını ve istatistiklere bakıldığında Beşiktaş'ın avantajlı olduğundan dem vuruyordu, 'uzman' yorumcular!
Tamam da, koca bir kırk beşte, dişe-tırnağa dokunan tek pozisyon yaratamayan, Beşiktaş!
Sağolsun, özellikle Necip'in kanadından 'folluk' olan, Beşiktaş!
Her iki stoperinin, topu oyuna katma konusunda 'özürlü!' olan, Beşiktaş! Buna karşın; oyuna asılmayı sürekli sürdüren ve rakip kaleye ciddi 3 şutu olan Erzurumspor'u yazmalıyım, sanırım...
Oyunculara sormalı İkinci perde açıldığında da, görüntü aynen böyle... Ta ki folluk olduğunu yazdığım Necip'in penaltıyı yaptırıp, Aboubakar'ın ayağından gole dönmesine kadarmış kader...
İnanılmaz, çılgın bir şahsiyete büründüler... Mensah'ın pası, N'Koudou ile devam eden...
Ardından, Ghazzel'in ortasına üyak koyan Vida'ın, (yukarıda yazdığım özürlü lafını geri alıyorum bu arada) muhteşem golü... Aboubakar ile arka koltuğu dörtlemelerinden sonra Beşiktaşlı futbolculara sormalı...
İlk yarı, ayrı... İkinci yarıysa, apayrı... Şaka mıydı, yaptığınız dün akşam?