1986'da sevgili dostum Nafiz Yılmaztürk'ün önderliğinde İstanbullu tenisseverler tarafından LTB serüveni başlamış. 1989 yılından sonra ise isim değiştirerek VTB olarak ITF'in veteran turnuvaları ile ilgilenmeye, daha sonra da yine ITF tarafından her sene düzenlenen "veteran milli takımlar arası dünya şampiyonası ve veteran bireysel dünya şampiyonası" organizasyonlarını incelemeye başlayıp, "bizde de neden benzerleri olmasın?" vizyonu ile yola çıkmışlar.
NAFİZ BAŞKAN'IN EMEKLERİ
İkinci başkan rahmetli Berke Bozkurt'un vefatından sonra yeniden başkanlığa seçilen Nafiz Yılmaztürk, yakın tenisçi arkadaşlarının da yardımlarıyla yaklaşık 2000 saatlık bir mesaiden sonra Türk tenisinin veteranlık prensiplerini, tüzüğünü, mevzuatını ve prosedürlerini ülkemize uyarlayarak hazırlamış ve bu çalışma, 500'den fazla aktif tenisçinin katıldığı bir genel kurulda kabul edilmiş. O büyük çıkış işte, Yılmaztürk'ten sonra göreve getirilen her biri birer kıymet olan başkanların çalışmaları ile veteran tenis camiasının gelişmesini sürdürmelerine vesile oldu.
HER ŞEYİMİZ DEĞİŞECEK!
Bakınız, Corona dünyamıza geldi, ezdi, perişan etti ve kısa bir zaman sonra tamamen gidebilecek olsa bile, yitirilen ve merasimsiz ebediyete intikal etmiş tüm insanları geri getiremeyecek belki ama, giderken arkasında bırakacağı toz duman içinde, biz dünya insanlarına da unutamayacakları dersler yanında dünya ve insanlar için yeni ufuklar, yeni yaşam tarzları bırakmış olarak gitmiş olacak herhalde! Aslında şimdiden değişti bile: 40 küsür gündür, hem de ayırımcı bir şekilde evde yasaklı olarak kısıp kalınca ne yapacağınıza şaşırıyor, ama buna rağmen inanamayacağınız kadar unutulmuşlara, resimlere, notlara, defterlere, dosyalara, kitaplara, hatıralara dalıyor ve pek farkında olmadan da yakın akraba ve yakın arkadaşlarınızı aramaya başladığınızı fark ediyorsunuz. Çok yerinde bir zaman değerlendirilmesi işte!
VTB BİR ÜMİT OLARAK DOĞDU
Örneğin, eski resimleri karıştırmak iyi geliyor insana. Bu sayede veteranlığı, veteran olgusunu, veteranlık sistemini ülkemize getiren, önce LTB (lisanssız tenisçiler birliği) ki daha sonra ismini VTB (veteran tenisçiler birliği) olarak değiştirerek Türk veteranlarını, veteran dünyası ile tanıştıran bu müthiş birlikle karşılaşınca bir tenis sever olarak bir hoş oluyorsunuz. Ne de çok notum varmış, ne çok hatıralar, ne büyük dostluklar biriktirmişim! diyebilirsiniz artık! Tenis de kendi adına VTB sayesinde en azından veteran kategorisinde ne büyük bir ivme kazanmış, ne büyük bir şans yakalamış meğerse!