Göztepe öyle bir kurtuluş mücadelesi kazandı ki, belki de tarih değiştirecek bir başarı elde etti. Diğer rakiplerinin aldığı sonuçları da görünce Ankaragücü maçını kazanmanın ve ligde kalmanın bedeli parayla pulla ölçülemez. Yeni stadımız bitmek üzere. Türkiye'ye nam salan bu muhteşem taraftarla Süper Lig'de İzmir'e gelen takımların ayakları titreyecektir. Ama Göztepe geride bıraktığımız sezonu bir "Ders çıkarma sezonu" saymalı, aynı hataları tekrarlamamalıdır. Artık bu taraftar, tırnak yeme, kurtuluş dualarıyla maç izleme yerine, ilgisine layık olan bir iddialı takım seyretmek istiyor. Tarihi başarılarla dolu Göztepe artık son sıralarda oynamamalı, namına yaraşan, zirveyi renklendirecek bir ekip hüviyetine bürünmelidir.
SEPİL'E ASLAN PAYI
Başkan Mehmet Sepil'in, Başakşehir galibiyetiyle başlayan kurtuluş savaşındaki rolü gerçekten övgüye layıktır. Yönetimiyle, teknik heyetiyle 24 saatini bu takımla yaşadı ve süper moral vererek çok önemli bir başarının kazanmasını bağladı. Ancak sevgili başkan Sepil, teknik heyetiyle kısa zamanda toplanarak Göztepe'nin yeni hedefini çizmeli, transfer politikasını hata yapmayacak şekilde yürütmelidir. Bu takım ligi adeta santrforsuz bitirmiştir. Genç Alpaslan'ın ileri çıkarak attığı gollerle forveti sırtında taşıdığını unutmayalım. Göztepe öyle bir transfer politikası izlemelidir ki, alınacak adamlar, "Oynayabilir belki" demek yerine, "Banko oynar" denilecek kalitede olmalıdır. Beto gibi, Castro gibi.
Serdar gibi. Alpaslan, Halil ve Berkan da bu takıma her zaman katkı yapabilecek oyunculardır ve kalmalıdırlar da. Dileğimiz Süper Lige yakışacak Süper Göztepe'yi izlemektir ve Sepil Yönetiminin bunu başaracağına da inanıyoruz.