Göztepe bu sezon ligin zirvesini, dibini darmadağın eden bir zafer elde ederek şampiyon adayı Başakşehir'i İstanbul'da net skorla yenmeyi başardı. Öncelikle başkan Mehmet Sepil'i, futbolcuları kucakladığı, sürekli onlarla birlikte koca bir haftayı yaşayarak moral verdiği ve kulübün gerçek bir hamisi olduğunu bir kez daha hissettirdiği için kutluyorum. Daha önce de yazmıştım, at sahibine göre kişner.
Başkanın tavrı oyuncular için çok önemlidir. Türkiye'nin son dönemde yetiştirdiği genç hoca Tamer Tuna'yı da Başakşehir maçının kahramanı olarak alkışlıyorum. Başakşehir, Emre, Mossoro, Robinho ve Visca gibi eğer oynamalarına, top yapmalarına izin verirseniz müthiş silahlara sahipti. Ama Tamer hoca topla daha ilk buluşmalarında yaptığı baskı ve saha daraltma taktiğiyle onları oynatmadı, rakibin etkisini çok azalttı, kapılan toplarla da kontratak yapma imkanı doğdu, Jerome ve Deniz'in golleri de böyle geldi. Tamer Tuna'nın Halil ve Alpaslan'ı affederek iç barışı da sağladı. Tabii taraftarların da onları bağrına basması önemliydi. Göztehe taraftarı biliyordum her zaman affedicidir. Kurtuluş mücadelesinde her türlü silahı kullanmalıyız. Başakşehir zaferinde tüm futbolcuların payı var da Beto'ya ayrı bir övgü parantesi açmak istiyorum. Beto şu anda Türkiye'nin tereddütsüz en iyi kalecisidir ve rahmetli Ali Artuner'den sonra Göztepe'ye gelen en iyi file bekçisidir.
GEVŞEMEYELİM SAKIN
Göztepe, Başakşehir maçını kazanarak kurtuluş yolunda dev bir adım attı ama henüz herşey bitmedi, bunu önümüzdeki hafta Antalyaspor galibiyetiyle taçlandırmamız gerek. İlginç bir maraton yaşıyoruz.
36 puandaki Sivas, A.Gücü bile henüz kurtulabilmiş değil. Kayseri ve F.Bahçe de öyle. Göztepe ligin sonuna dek her maçı final saymalı, her türlü ihtimali düşünmelidir. En büyük güvence taraftar. Onların desteğiyle bu takım ligde kalacaktır, yürekten inanıyorum