Son 5 haftada sürekli puan kayıplarına uğrayan ve sadece tek gol atabilen bir takıma karşı oynamak zordur. Kasımpaşa, Göztepe maçını, "Dipten kurtuluş" sınavı seçmişti.
Ev sahibi ekip Trezequet, Edouk ve Manseh'in atletik kabiliyetleriyle ilk yarıda çok büyük tehlikeler yarattı. Buna karşılık sahada bizim Göztepe'den ilk yarıda eser yoktu. Kasımpaşa orta sahayı ele geçirdiği gibi özellikle Trezequet'nin hızlı ataklarıyla pozisyonlar yarattı. Birini de Mensah 18 dışından müthiş bir şutla ağlara yolladı. Göztepe'nin ayakta kalan tek adamı, kalesinde harikalar yaratan Portekiz'li kaleci Beto birşey yapamazdı.
SAMAN ALEVİ GİBİ UMUTLAR
İlk yarının pısırık Göztepe'si ikinci yarıya iyi başlayıp Castro'nun beraberlik golüyle de bizi umutlandırdı. Ardından Beto, Edouk'un yüzdeyüz gollük şutunu inanılmaz bir refleksle kurtararak takımını ayakta tuttu. Ama Göztepe gerisini getiremedi.
Trezequet'nin frikiğinde topun direkte patlaması erken uyarıydı ama ders almasını bilemedik. Göz-Göz'de Peybernes'in ne kadar önemli bir defans oyuncusu olduğunu dün gece maalesef yine gözlemledik. Yerine oynayan Leo bekleneni veremedi. Murillo'nun kafayla attığı ikinci golde topa vurdurmamalıydı.
Tamer Tuna'nın Göztepe'deki defans krizine bir çare bulması gerek.
Her maç gol yiyoruz. Geçen hafta son 5 dakikada Alanya önünde avucumuza aldığımız 3 puandan ikisini basit hatalarla verdik, 3-1'lik üstünlüğü 3-3'le kaybettik. Gol kısırlığı çeken Kasımpaşa'ya da zorluk çıkaramadık, fark yemekten zor kurtulduk. En azından 1 puanla ayrılmamız gereken bir maçtı. Yapamadık, sezon başından beri belki de en kötü futbolu oynayarak kaybettik.
Göztepe'nin üst sıralarda kalıp kalamayacağının test edildiği bir maçtı.
Buarada alınacak bir puan bile çok çok önemliydi, ne yazık ki olmadı.