Vatan sevgisi imandandır.
Bu topraklar, canını hiç düşünmeden verecek kadar sevenleri ile vatan olmuştur. Şehadete gözünü kırpmadan koşanlar, gencecik yaşta mezara girenler, yavrusunu cepheye hiç tereddüt etmeden gönderen anneler ve daha niceleri ile... Hep, bu vatan için... Hep aynı ruhla...
Mecidiye tabyasında, 276 kiloluk mermiyi namluya tek başına süren Seyit Onbaşı'nın, savaştan sonraki röportajda aynı mermiyi kaldıramaması üzerine, savaş olsa yine yapabilirim cümlesinde görüyoruz o ruhu...
Tüfeklerin boyu, kendi boyunu geçtiği için dokuz yaşında silahsız başladığı askerliği hakkıyla yapan Nezahat Onbaşı da o ruhun temsilcilerinden değil midir?
Çocuk Nezahat, heybetli askerlerin yanında ufacık boyuyla sıraya girdiğinde, yüreğinin büyüklüğünü ve içini dolduran vatan sevgisini gösteriyordu tüm dünyaya...
4 Mart 1915 tarihinde İngiliz birliklerinin çıkarma yaptığı Seddülbahir Kalesi önünde çatışma sırasında tüfeği tutukluk yapınca, düşmana taş atarak savaşı sürdüren Mehmet Çavuş'u da unutmamak lazım. Bir istihkam küreği ile askerlerini hücuma kaldıran, İngiliz güçlerini çekilmek zorunda bırakan bu kahraman askerden aldı belki de ismini 'Mehmetçik'...
Yaptığı konuşma ile 1919 yılında İstanbul halkını ülkenin işgaline karşı harekete geçiren Halide Edip Adıvar da aynı ruhla hareket etmişti. Sivil olmasına rağmen rütbe alarak savaş kahramanı sayılması da bu ruhtan...
Ve daha niceleri...
EĞİTİMIN İLK AMACI
İsimlerini bildiğimiz bilmediğimiz niceleri, bu vatanın evlatları, kahramanları.
Vatana aşık, vatana sevdalı, vatan için canını feda edenlerin ruhu, Çanakkale ruhu...
Savaşlar, mücadeleler, dünya değişse de; değişmeyen ihtiyacımız bu ruh...
Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını seven ve daima yüceltmeye çalışan vatandaşlar yetiştirmek Türk Milli Eğitimi'nin genel amaçları arasındadır.
Yani yapmamız gereken Çanakkale ruhuna sahip bireyler yetiştirmek.
Bunun için Çanakkale'ye götürmek, kahramanlıkların yaşandığı havayı solumalarını sağlamak büyük önem taşımakta.
Burayı gören çocuk, küllerinden doğabileceğini görecek; genlerindeki gücü fark edecek..
Ümitsizliğin hayatında yer almaması gerektiğini idrak edecek. Her zaman bir çıkış yolu olacağını, yeter ki kendisine güvenmesi gerektiğini anlayacak..
"GÜÇ BENİM İÇİMDE"
Diyecek ki, tüm dünya karşıma dikilse bile ben hakikatin yanındaysam kazanacağım. Doğru olanın, haklı olanın hakkı mutlaka verilecektir.
Yalnız bile kalsam mücadeleye devam edecek güç benim içimdedir.
Sonra şöyle düşünecek, imkansızlıklar önümde engel oluşturamaz. Her imkansızlık gücümü ortaya çıkarmam için bir fırsat aslında.
Atam, dedem, ninem bu vatanı böyle kurmuş. Hiç görmediğim atalarım bizler için hayatını feda ettiyse bu ülkeyi kalkındırmak da benim en temel görevlerimden olmalı. Bu ülke kıymetli, üzerinde dedelerimin kanı olduğu için değil sadece, ninelerimin gözyaşının yanında umutla yeşeren fidanlar da olduğu için.
Çanakkale, İzmir, Ankara, Konya, ülkemin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine her karış toprağı çok değerli... Üstündeki vatandaşlarım da... Öyleyse biz birbirimiz için birlikte çalışmalı; kendi değerimize yakışır, insanlığa yaraşır hayatlar için didinmeliyiz, bu çağın destanlarını yazmalıyız diyecekler.
Daha güzel bir eğitim şekli düşünebiliyor musunuz?
Bu vesile ile tüm 18 Mart şehitlerimize rahmet ve minnetle...