• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın

ATILGAN BAYAR

Mustafa Koç, kol düğmelerinden tespih mi yaptı?

atılgan.bayar@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 04 Mart 2014
Türk ekonomisinin yüzde 10'unun patronu olduğunu her fırsatta söyleyen Mustafa Koç'un, geçen gün Cansu Çamlıbel'e verdiği mülakat çok önemliydi. Bence üzerinde yeteri kadar konuşulmadı.
Mustafa Koç'un söyledikleri ana başlıklar altında şöyle idi:
1. Uganda'da rafineri almamışlar. Cemaat arkadaşlarına başvurmuş ama Koç Grubu uygun görmemiş.
2. Ananas şifre değilmiş. Hakikaten ananas göndermişler. Mustafa Bey de yemiş. Çok lezzetliymiş...
3. Mustafa Koç'un uzun yıllardır tespih koleksiyonu var imiş...
İlk iki madde için söyleyeceğim bir şey yok. 'Beyana itimat esastır,' ilkesiyle düşünürüm.
Ama üçüncü madde hakikaten kafamı çok karıştırdı. Benim bildiğim kadarıyla Mustafa Bey'in kol düğmesi koleksiyonu vardı. Tespih değil.
Şaka bir yana...
Ben Türk ekonomisinin yüzde 10'unu temsil eden bu şahsın verdiği röportajdan şöyle bir sonuç çıkarttım:
Her şeye rağmen, beklenen olmuyor ve AK Parti oy kaybetmiyor. Bilakis, oy kazanıyor ve buna mukabil Cemaat, bir daha kendine gelemeyecek şekilde kendisini imha etti. Koç Grubu ise bu yeni ve beklenmedik duruma hızla ayak uydurmalı... Hem de kendisini ezdirmeden...
Bunlar söyleşinin neresinde var, diye sorabilirsiniz.
Hiçbir yerinde yok. Ama ruhunda var.
Siz de benim beyanıma itimat ediniz.

Hürriyet patron söyleşilerine devam eder

Her ne kadar, Mustafa Koç bir manevra alanı açmaya çalışsa da, Doğan Grubu ve özellikle Hürriyet, Cemaat ile aynı dalga boyunda girdiği açık mücadeleden sanırım artık dönüş olmadığını anlamış...
Ahmet Hakan'ın cephe savaşı veren yazılarından, işlevsel manşetlere kadar her şey bunu gösteriyor.
O halde, bir medya profesyoneli olarak bir kehanette bulunmama izin verin:
Hürriyet; Mustafa Koç ile başlattığı, 'muhalif patron söyleşileri'ne seçime kadar devam eder.
Ekonominin bu seçimde belirleyici bir faktör olduğuna inandıklarını zannediyorum.

Nerede İzmir'in Kordonu, nerede Selanik'in Kordonu

İki gündür İzmir'deyim. Kordon'da uzun yürüşüşler yapıyorum ve aklımdan şu düşünceler geçiyor:
Bu kordonun mimari planlamasını yapan şahıs ile Selanik'in mimari planlamasını yapan şahıs aynı kişi...
Peki ama niçin Selanik'in kordonu ışıl ışıl ve gecenin her saatinde hayat içeriyor da, İzmir'in kordonu bir kara delik gibi? Niçin, geceleri ıssız, korkutucu bir 'arazi'ye dönüşüyor?
Cevabı belediyecilikte gizli. Merkezine 'insan'ı almayan her şehir tasarımı dünyanın en güzel coğrafyalarını, çok büyük paralar harcayarak izbe ve korkutucu yerlere dönüştürebiliyor.
İzmir'in acilen Kocaoğlu'ndan kurtulması gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.