Amerika Başkanı Joe Biden arkasında enkaz bırakarak gidiyor. ABD Başkanı Biden, gider ayak önceki gün Kıbrıs Rum kesimine silah satımının önünü tam açan, "savunma malzemeleri ve hizmetleri" almasına imkan tanıyan skandal karar yayımladı.
Beyaz Saray'da son günlerini yaşayan Joe Biden tarafından yapılan açıklamada "Savunma malzemeleri ve hizmetleri sağlanması, ABD'nin güvenliğini güçlendirecek ve dünya barışını destekleyecek" denilerek küstah ifadeler kullandı. Türk Dışişleri Bakanlığı, Biden'ın küstah Kıbrıs kararına anında çok sert bir karşılık verdi. 'Bu hatalı adımdan geri dönün' uyarısında bulundu.
'VAHİM BİR HATA'
Dışişleri Bakanlığı ABD'nin Kıbrıs Rum bölgesine silah satışı kararına ilişkin uyarısında, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC )Dışişleri Bakanlığı tarafından da bu konuda yapılan açıklamada kayıtlı görüşlerin paylaşıldığı ifade edilerek, şunlar kaydedildi:
"ABD tarafından yayımlanan, GKRY'nin silah satışı ve askeri eğitim için uygun ülke olarak tayin edildiği kararı kınıyoruz. Ada'daki silahlanma faaliyetlerini artıracak bu kararı vahim bir hata olarak değerlendiriyoruz." Bölgenin son derece hassas bir dönemden geçtiği göz önünde bulundurulduğunda, ilgili tüm tarafların kışkırtıcı adımlardan kaçınmasının ve sağduyulu hareket etmesinin önemine işaret edilen açıklamada, "ABD'nin kısa süre sonra göreve gelecek yeni yönetiminin, mevcut Başkan tarafından atılan bu hatalı adımdan geri dönmesini bekliyoruz.
Anavatan ve GARANTÖR DEVLET TÜRKİYE olarak, KKTC'nin savunma ve caydırıcılık kabiliyetlerini artırmak amacıyla atacağı adımları desteklemeyi sürdüreceğiz" denildi.
BIDENPULOS'UN KARARI
ABD Başkanı Biden'ın bir Rum- Yunan hayranı olduğu biliniyor. Bu özelliği ile BIDENPULOS kod adı da bulunuyor. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden de yapılan açıklamada, "Biden'ın Rumlara silah satmayı, ABD'nin gerekçe olarak dünya barışına katkı sağlamak olarak göstermesi diplomatik tabirle "trajikomik"tir. Rum tarafının savaş çığırtkanlığına çanak tutan ülkeleri, bir kez daha bu hareketlerinin sonucunu hesaplayarak hareket etmeye ve sağduyulu olmaya davet ediyoruz. Ada ve bölge üzerindeki hassas dengelerin olumsuz yönde etkilenmesi kimsenin çıkarına hizmet etmeyecektir" ifadeleri kullanıldı.
Rum tarafının güvenlik tehdidi gerekçelerinin inandırıcılıktan uzak olduğu kaydedilen açıklamada, "ABD Başkanlığı tarafından alınan bu karar sonrasında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin silahlanma yarışını adeta bir savaş hazırlığına girecekmiş gibi sürdüreceği açıktır" uyarısında bulunuldu. Beyaz Saray'da son iki gününe giren BIDEN, Pentagon'un Ortadoğu'ya ve Doğu Akdeniz'e çökme planlarını 2021'den itibaren uygulamaya başladı. Derin ABD, uluslararası anlaşmalara aykırı (Kıbrıs adına yapılan Zurıh-Londra anlaşmaları) aykırı olark Kıbrıs'a sinsice çökmeye yöneldi. Kıbrıs'ta bulunan İngiliz üsleri kullanmak yetmiyormuş gibi Rum kesiminde 4 üs daha kurdu.
(Evangelos Flokarıs-Mare-Lımasol- Baf üsleri) 2024 YILINDA, 1987 tarihinden bu yana Kıbrıs Rum tarafına uyguladığı silah satış kısıtlamasını kaldırdı. 12 Eylül 2024 tarihinde, ABD ile Kıbrıs Rum kesimi ile "İkili Savunma İşbirliği" anlaşması yaptı. ABD seçimlerinden beş gün önce Kıbrıs Rumları liderlerini Beyaz Saray'a çağırdı. Bidenpulos'un bu uygulamalarının, İsrail'i desteklemede Kıbrıs Rumlarını kullanmak, Doğu Akdeniz'in büyük doğalgaz kaynaklarına sahip bir bölge olarak ön plana çıkması dikkat çekiyordu.
ABD'nin Kıbrıs Rumları ile yaptıkları, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni kuran uluslararası antlaşmalarına açık bir ihlaldi. Kıbrıs Adası bu kaynakların neredeyse tam kalbinde yer alıyor.
Derin ABD, bu enerji kaynakları üzerine çökmek üzere Kıbrıs Rumları ile ilişkilerini güçlendirmek istiyordu.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, MAVİ VATAN STRATEJİSİ bağlamında ABD'nin enerjiye çökme planlarını, Türkiye-Libya Deniz anlaşmasıyla paçavraya çevirdi.
BATININ TRUVA ATI
Kıbrıs'ın güneyindeki Rum bölgesi sadece ABD tarafından değil İngiltere ve Fransa tarafından da kullanılıyor.
İngilizlerin iki üssü var. Fransızlar da Larnaka yakınlarında üs kuruyor.
İsrail de Rumlarla deniz ve hava beraberliği içindeler. Batının bu faaliyetleri, yalnızca Türkiye'yi değil tüm bölgeyi tehdit eden bir nitelik arz ediyor. Rumların hızla silahlandırılması Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de güvenlik tedbirleri almasını zorunlu kılarken, Başkan Erdoğan, KKTC'YE KALKAN kurdu. Derin ABD'nin Kıbrıs Rum bölgesindeki askeri varlığını güçlendirmesinin önemli bir nedeni de İsrail'in güvenliği olduğu bir gerçektir. ABD'nin teşvikiyle İsrail-Rum ilişkilerinin son yıllarda tarihte görülmedik bir şekilde geliştiği gözleniyor. Nitekim, geçen hafta da, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog, Kıbrıs Rum kesimine gitti, hassas iş birliği metinlerinin ele alındığı belirtiliyor.
İsrail ile Rumlar, her alanda neredeyse stratejik ortaklık ilan etti. En son bu stratejik işbirliği askeri sahayı da kapsayacak şekilde genişletilmişti.
Kıbrıs Adası, stratejik açıdan İskenderun'dan İskenderiye'ye kadar uzanan hattın güvenliği açısından son derece önemli bir konuma sahip.
İngiliz üslerinin İsrail'in güvenliğinde önemli görevler ifa ettiğinin bilindiği ortadayken, ABD'nin şimdilerde bu rolü daha da güçlendirmesi, DOĞU AKDENİZ'de tuzaklar kurmasını gündeme taşımış durumda.
MAVİ VATAN: KKTC KALKANI
Emperyalist Batı'nın Kıbrıs Rumları üzerinden Doğu Akdeniz'in kirli planlarına karşı geniş ufuklu, Türkiye, planlı-programlı stratejilerini yürütüyor.
Mavi Vatan stratejisi ile KKTC KALKANI yürüyor. Başkan Erdoğan küresel liderlik özellikleri ile KKTC'nin tanımnması yolunda önemli adımlarını sürdürüyor. Bu bağlamda KKTC, Türk Devletler Birliği'nin üyesi. İslam İşbirliği Teşkilatı'nda gözlemci.
SONUÇ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda dünya liderlerinin gözünün içine bakarak, KKTC'nin tanınması çağrısını tekrarlamıştı. (25 Eylül 2024) Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in 79'uncu Genel Kurul toplantısında konuşmasında, Doğu Akdeniz'de en uzun kıyı şeridine sahip ülke olan Türkiye'nin anahtar rolünün yadsınamayacağını belirtmişti. Erdoğan, "Kıbrıs Adası'nın kuzeyi ve batısında ilan edilmiş kıta sahanlığında Türkiye'nin, Ada'nın tümünün etrafında ise Kıbrıs Türklerinin hakları vardır" demişti. Başkan Erdoğan'ın final sözleri Türk Devletlerinde ve Müslüman ülkelerde yankılanmıştı: "Kıbrıs Barış Harekâtının üzerinden 50 yıl, Rumların ortaklık devletini gasp etmesi sonucunda Kıbrıs meselesinin ortaya çıkmasının üzerinden ise 61 yıl geçti. O günden bugüne kadar Ada'da barış ve sükûnet hakim oldu. Kıbrıs meselesine adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm getirilmesi için samimi irade ortaya koyan taraf, daima Kıbrıs Türkleri ve Türkiye'ydi. Federasyon modeli artık geçerliliğini tamamen yitirmiştir. Ada'da iki ayrı devlet ve iki ayrı halk vardır. Kıbrıs Türklerinin müktesep hakları olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüleri yeniden tescil edilmeli, tecrit artık son bulmalıdır. Bugün uluslararası toplumu bir kez daha Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımaya, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet ediyorum." KIBRIS TÜRK DEVLETİ'NE AZ KALDI.