Dünya 2050'li yıllara doğru ilerlerken küresel güç dengeleri, demografik yapılar, teknolojik gelişmeler ve jeopolitik çatışmalar doğrultusunda yeniden şekilleniyor.
Artık askeri güç yalnızca sahip olunan tank ve asker sayısıyla değil; yapay zekâ destekli karargâhları, savunma sistemleri, uzay teknolojileri, siber savaş kapasitesi ve yerli üretim kabiliyeti gibi çok daha karmaşık unsurların bileşimiyle ölçülecek.
İşte yeni dünya düzeninin inşa edildiği bir süreçte, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi kutup başı yapacak hamlelere imza atıyor. Evet. "Yaparsa Erdoğan yapar" gerçekleri hız kesmeden sürüyor. 25-26 Ağustos'ta Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Ahlat ve Malazgirt'te, terörsüz Türkiye sürecinin yeni konsept parametrelerini ortaya koyduktan sonra, 27 Ağustos'ta Ankara'da Çelik Kubbe merkezi ASELSAN'ın yüksek teknoloji üssünün temelini attı. Ayyıldızlı Genelkurmay Karargâhı ve Oğulbey Teknoloji Üssü, Türkiye'nin stratejik güç özelliğini gösteren parametreler içeriyor.
GÖK VATAN STRATEJİSİ
Ankara'da Çelik Kubbe merkezi ASELSAN'ın yüksek teknoloji üssünün temelini Cumhurbaşkanı Erdoğan attı. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın işaret ettiği gibi, ASELSAN, son 50 yıla damga vurdu, sıra gelecek 50 yılda...
Yüksek teknolojilerin geleceğini değiştirecek bir adım atıldı. Türkiye ve dostlarına önümüzdeki on yıllar boyunca güç verecek, düşmanlarını kahredecek stratejik yatırımları bir bir hayata geçiyor. ASELSAN'ın Gölbaşı- Oğulbey'e kuracağı teknoloji üssü, Çelik Kubbe bileşenlerinin seri üretimi konusunda merkez niteliğinde olacak. Oğuzlar'ın Kayı boyu tarafından kurulmuş Oğulbey, Türk savunma endüstrisinin atardamarına dönüşüyor.
ASELSAN'ın, Ankara'nın Gölbaşı ilçesine bağlı Oğulbey bölgesine dev bir yerleşke kuruluyor.
Hava savunmada çığır açıcı nitelikte görülen kuantum radar projesi Oğulbey tesislerinde yürütülecek. Çelik Kubbe bileşenlerinin seri üretimini hızlı bir şekilde gerçekleştirecek tesis, foton dedektör, nanoteknoloji, radar sistemi entegrasyon, radar, sensör, akıllı mühimmat ve hava savunma teknolojileriyle tarih yazacak. Türkiye'nin Gök Vatan stratejisinin çatısı Çelik Kubbe'ye bağlı hava savunma sistemlerinin seri üretimini hızlandıracak.
Korkut, Gürz, Hisar, Siper hava savunma sistemleri, lazer silahları, elektromanyetik savunma aygıtları, elektronik harp silahları, mikrodalga silahları ve radar sistemleri burada üretilecek.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, dev tesisin temelini attıktan sonra gurur verici sahneler oldu. Çelik Kubbe bileşenlerinden bazıları da Türk Silahlı Kuvvetleri'ne teslim edildi. Bu kapsamda üretimi tamamlanmış hava savunma sistemleri Gökvatan'ı korumak için göreve başlayacak.
DÜNYADA SAYILI
Radar üretiminde çağ yakalandı.
AESA radarının şu ana kadar uçuş yaptığı platform sayısı 5'e çıktı. Her üretilen radar yeni bir platformla uçuyor. Hava-hava, hava-yer yeteneklerinde, uçak platformları, İHA'lar, SİHA'lar, oyun değiştirici bir yetkinliğe kavuşuyor. Bunu dünyada çok az ülke geliştirebiliyor, bunlardan birisi Türkiye ve ASELSAN.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 30 Ağustos 2021'de temelini attı. Cumhurbaşkanımız Erdoğan başkanlığında toplanan Savunma Sanayii İcra Komitesi, 6 Ağustos 2024'te Çelik Kubbe projesini onayladı. "Çelik Kubbe" katmanlı hava savunma sistemlerimiz ile tüm algılayıcı ve silahlarımızın bir ağ yapısı altında birbirleriyle entegre çalışması, ortak hava resminin oluşturulması, gerçek zamanlı olarak harekât merkezlerine ulaştırılması ve yapay zekâ destekli olarak karar vericilere sunulmasını temin eden yerli ve millî olarak geliştirmekte olduğumuz bir sistem. Sistemin beynini Hakim adlı komutakontrol platformu oluşturuyor.
Hassas sensörler ve radarlar gibi izleme unsurlarını yapay zekâ ve makine öğrenimiyle birleştiren bu platform, hava sahasının gerçek zamanlı ve yüksek doğrulukta analizinin yapılmasını sağlıyor.
Çelik Kubbe'de alçak irtifada en sık karşılaşılan tehdit olan insansız hava araçları (İHA) ve dronelara karşı İhtar, Gökberk ve Şahin gibi elektronik harp platformları kullanılıyor. Bu platformlar tehditleri elektromanyetik karıştırma ve yanıltma yoluyla bertaraf edebiliyor. Yine alçak irtifa tehditleri için çift namlulu Korkut sistemi de Çelik Kubbe'de yer alıyor. Korkut, hedefe yaklaşırken infilak eden programlanabilir mühimmat sayesinde özellikle İHA ve seyir füzesi gibi hedeflere karşı oldukça etkili.
12 GÜN SAVAŞI
Çelik Kubbe'nin kısa ve orta irtifa savunma katmanı, 15 ve 25 kilometre menzile sahip Hisar A+ ve Hisar O+ hava ve füze savunma sistemlerinden oluşuyor.
Çelik Kubbe'nin yüksek irtifa savunma şemsiyesini ise Türkiye'nin uzun menzilli hava savunma ihtiyacını gidermek için geliştirilen Siper sistemi karşılıyor. Aselsan, Roketsan ve TÜBİTAK Sage tarafından geliştirilen Siper, 100 kilometreyi aşkın menzile sahip. Türkiye'nin şu anda alçak ve orta irtifa hava savunma sistemleri konusunda yerli sistemleri var. İHA-SİHA'ları, sahip olduğu uyduları var.
Dolayısıyla bu daha bütünleşik mimariyi yaratabilmek için birçok sistem ve alt sisteme artık Türkiye sahip. Savaş teknolojilerinin geldiği noktayı göz önüne alacak olursak, özellikle İsrail-İran arasındaki 12 Gün Savaşına bakarsak, füze ve hava savunmasının önemi daha da artmış durumda. Çünkü kısa süreli savaşlarda büyük yoğunlukta hava ve füze saldırılarının olduğunu görüyoruz. Nitekim MİT Akademisi son derece derinlikli bir rapor hazırladı.
Yayınlandı. "12 Gün Savaşı ve Türkiye İçin Dersler" başlıklı raporda İran-İsrail çatışmasının geleceği ve Türkiye'nin bu olası senaryolara karşı atması gereken adımlar da kapsamlı şekilde ortaya konuldu. Kısa sürede bölgesel dengeleri sarsan savaş, hava üstünlüğünden siber saldırılara, kamuoyuna yönelik manipülasyonlardan savunma sanayiine uzanan geniş bir perspektifle ele alındı.
Raporda, siber harp, elektronik saldırılar ve kamuoyuna yönelik dijital manipülasyon gibi araçlar da ön plana çıktı. Bu yönüyle savaş, klasik orduların ötesinde çok boyutlu mücadele biçimlerinin ağırlık kazandığı yeni bir dönemin sinyallerini verdi.
İsrail'in tüm teknolojik üstünlüğüne rağmen bu füzeleri engellemekte zorlanmasının, Türkiye için de benzer tehditlere karşı hazırlık yapılması gerektiğini gösterdiği vurgulandı. Raporda, Türkiye'nin de büyük şehirlerinde benzer altyapılar kurması gerektiği, Türk Hava Kuvvetleri'nin insanlı ve insansız sistem entegrasyonu sürecinin önemini tekrar teyit ettiği belirtildi.
SONUÇ
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Ayyıldızlı Karargâh ile Milli Savunma Bakanlığını ve Türk Silahlı Kuvvetlerini her şeyiyle, duruşuyla düşmana korku, dosta güven veren bir kompleks ve dev yatırımlarla 2050'li yıllara hazırlıyor. Ne demişti atalarımız, "Hazır ol harbe ister isen sulh-u salah."
