Trump'ın etrafını saran Amerikan yönetiminin direksiyonu elinde tutan siyonist-evanjelist kadronun, sarıp sarmaladığı kucaklarında gezdirdikleri katil- soykırımcı Netanyahu'ya Türkiye'den tokat üstüne tokat geliyor.
Önceki gün ABD Dışişleri Bakanı Rubio'ya yaslanarak, tanklarını masum gazzelilerin üzerine yürüttükten sonra konuşan Katil Netanyahu, Başkan Erdoğan'ı ve Türkiye'yi hedef almış ve skandal laflar ederek, "Kudüs bizim" diye höykürmüştü. 'Biz buradayız.
Kudüs bizim şehrimiz. Sizin şehriniz değil. Her zaman bizim şehrimiz olacak" ifadelerini kullanmıştı. Katilin adamları da, "Bugün Katar, yarın Türkiye" şeklinde alçak tehditlerde bulunmuşlardı. Erdoğan'dan aldı cevabını. Erdoğan öyle bir tokat daha attı ki acısını uzun zaman yaşar. Zıpkın yemiş balık misali sersemleşerek dolaşır.
Yeniden Washington'a giderek kemik yalamaya devam eder.
Erdoğan'dan gelen son tokat, katil Netanyahu'yu dağıtacak özellikler taşırken, "Kudüsü Şerif'i namahrem ellerin kirletmesine izin vermeyiz.
HİTLER ÖZENTİSİ TİPLERİN KUYRUK ACISI belki de hiç geçmeyecek" sözleriyle maskeleri düşürdü. Erdoğan'ın attığı tokatlar: "Biz zulme ve zalime boyun eğmeyiz. İsrail'in vahşi saldırıları altında hayatta kalma mücadelesi veren Gazzeli mazlumların yanında olmamızı kimse engelleyemez" diyerek başladı ve devam etti: "İsrail haydutluğunun hedefi olan tüm kardeşlerimizle tam bir dayanışma içinde olmayı sürdüreceğiz.
Faili ister örgüt ister devlet olsun, terör ve katliam bir akıl kilitlenmesidir. Bölgemizi esir alan bu kanlı kilit, inşallah eninde sonunda kırılacaktır.
Zulümle, soykırımla, barbarlıkla masum çocukların hayatları pahasına kendilerine güvenli bir gelecek inşa edeceklerini zannedenler, tarihteki niceleri gibi mutlaka kaybedecek, döktükleri kanda boğulacaklardır. Bundan kaçış, kurtuluş yoktur."
"ALTINI OYUYORLAR"
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın KUDÜS TOKATI, soykırımcı Netanyahu'yu dağıtacak ölçüde oldu: "Asırlarca İslam'ın bayraktarlığını üstlenen bir milletin evladı olarak dört yüz yıl Kudüs'ü Şerif'e hizmetkarlık yapmanın şerefini yaşadık.
Netanyahu bunları bilmez.
Bugün de şairin ifadesiyle kalbimizin yarısı Mekke, diğer yarısı Medine'dir; bunların üstünde de bir tül misali Kudüs vardır.
Kudüs, bizimle birlikte iki milyarlık İslam âleminin ortak davası, hafızası ve ortak mirasıdır." Erdoğan attığı KUDÜS TOKATINI şu sözlerle tamamladı:
"Biliyorum, Hitler özentisi tiplerin kuyruk acısı belki de hiç geçmeyecek. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızda bundan 27 yıl önce ortaya koyduğumuz tavrı belki de hiçbir zaman unutmayacaklar. Varsın onlar öfke nöbetleri geçirmeye devam etsinler. Biz Müslümanlar olarak Doğu Kudüs üzerindeki haklarımızdan tek bir geri adım dahi atmayacağız." KUDÜS'Ü KURTARACAK BÜYÜK LİDERİN KİM olduğunu gösteren, Erdoğan'ın bu tarihi sözleri Netanyahu'yu tetikçi olarak kullanan siyonist odakları muhakkak titretecek içerikler taşımaktadır.

SİYONİST İSRAİL MESCİDİ AKSA'NIN ALTINI OYUYOR.
Siyonist Netanyahu-İsrail'in işgal altındaki Doğu Kudüs'te adım adım yürüttüğü Yahudileştirme politikalarına dünya şahit olurken, Mescid-i Aksa'nın altında sürdürdüğü kazı çalışmalarının da gizli gizli devam ettiği saklanamıyor. Siyonizmin İsrail hezeyanları bağlamında, ilk defa 1981'de Harem-i Şerif'in içindeki Kubbet'us Sahra'ya (Hazreti Peygamber Muhemmed Mustafa(SAS) birkaç metre uzaklıktaki Kayıtbay Sebili'ne kadar uzanan bir tüneli fark eden Filistinliler, böylece İsrail'in Mescid-i Aksa'nın altında yürüttüğü kazı çalışmalarını dünyaya duyurdular.
Siyonist İsrail'in 1996'da Mescid-i Aksa'nın Batı Duvarı'nın (Burak Duvarı-Ağlama Duvarı) altında açtığı tünellerde katil Netanyahu'nun dolaşması ve bu çerçevede açılan diğerleri, İsrail'in kutsal mabedin altında ve çevresinde yürüttüğü kazı çalışmalarına ilişkin "şüpheleri" güçlendirdi. Kudüs Yüksek İslam Heyeti Başkanı Şeyh İkrime Sabri, İsrail'in geniş çaplı hafriyat çalışması yürüttüğünü teyit etti. Şeyh Sabri, "Ana hedef Yahudi tarihine dair bir bulguya ulaşmaktır. Ancak İsrail, Doğu Kudüs'ü işgal ettiği 1967'den bu yana sürdürdüğü kazı çalışmalarına rağmen bu bağlamda tek bir bulguya rastlamamıştır." SİYONİSTLER, YIKARAK SÜLEYMAN TAPINAĞINI ÇIKARMA PEŞİNDE. Kazıların Mescid-i Aksa'nın temellerine de zarar verdiğini vurgulayan Şeyh Sabri, "İsrail'in bu kazı çalışmaları, Mescid-i Aksa'nın temellerine açıkça zarar vermektedir ve Allah korusun yıkılmasına neden olacaktır" dedi. Kazılar nedeniyle 5 büyüklüğünde bir deprem olması durumunda Mescid-i Aksa'nın yıkılabileceğine dikkati çeken araştırmacılar yazdıkları raporlarda, şu noktalar üzerinde duruyorlar: İsrail'in söz konusu kazı çalışmaları bilimsel değil, siyasidir. Talmudik- Tevrat kaynaklı misyonu yenilemeye çalışıyor. MESCİDİ AKSA'YI yıkarak siyonistler altında olduğuna inandıkları SÜLEYMAN TAPINAĞI'NI ÇIKARMAK VE YENİDEN İNŞA
ETMEK ÜZERİNE DERİN PLANLAR YAPTIKLARI ASLA UNUTULMASIN.
