• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Gazze Özel Zirvesi’nin Kodları

BÜLENT ERANDAÇ

Gazze Özel Zirvesi’nin Kodları

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25 Eylül 2025

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, BM'nin 80'inci zirvesine damga vuran hamlelerine devam ediyor. Dile kolay, Erdoğan BM'nin 15 zirvesine katıldı. Bu yılda, 3 gün içinde (Pazartesi, Salı ve Çarşamba günleri) yaptığı konuşmalar, ikili lider görüşmeleri ve zirve marjında bizzat katıldığı özel toplantılar ve ABD yazılı ve sözlü medyasına verdiği röportajlar dünyada yankı uyandırıyor. Erdoğan, bugün New York'tan Washington'a geçiyor. ABD Başkanı Trump'la baş başa Beyaz Saray'da konuşacak. Erdoğan ile Trump'ın Beyaz Saray görüşmesinde ele alınacak konular çok önemli dosyaları içeriyor, muhakkak jeopolitik yansımaları olacak. Cumhurbaşkanımız Erdoğan Salı günü BM zirvesinde yaptığı tarihî konuşma dünyada ve özellikle 2 milyarlık Müslüman ülkelerde büyük ses getirdi. 2019 yılında Erdoğan'ın "haritalı" konuşması, 2020 yılında "Dünya beşten büyüktür" mottolu ifadeleri, 2024 yılında "Daha adil bir dünya olabilir" mesajlı konuşmaları büyük yankı bulmuştu. Bu yıl BM zirvesinde Erdoğan'ın "Siyonist-soykırımcı-katil Netanyahu'nun maskelerini tam düşüren, 3 fotoğraflı manifestosu" çok daha etkili gelişmelere konu oldu.

"BAŞARABİLİRİZ"
Erdoğan'ın "3 fotoğraflı soykırım-yıkım" konuşması sonrası ABD Başkanı Trump'ın Müslüman ülkeler Gazze Özel Zirvesi'ne de damga vurdu. Dokuz ülkenin katıldığı çok önemli Gazze zirvesinin ardında Erdoğan Türkevi önünde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Erdoğan, "Ben memnunum. Sonucu da hayrolsun" dedi. Trump Gazze zirvesinden sonra, "Gazze konusunda çok iyi bir görüşme gerçekleştirdik. İsrail hariç bölgedeki büyük oyuncularla çok başarılı bir toplantı oldu ama onlarla da görüşeceğim. Gazze ile ilgili bazı konularda çalışacağız ancak bugün önemli liderlerle çok iyi bir görüşme yaptık." ifadelerini kullandı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dahil bölgedeki diğer isimlerle de görüşeceğini ifade eden Trump, "Bu durum çok uzun sürdü ve biz bunun sona ermesini istiyoruz. Esirleri de geri almak istiyoruz." diye konuştu. Toplantıya katılan liderlerin çok saygın ve önemli isimler olduğunu belirten ABD Başkanı Trump, "Bu grup, diğer herkesten daha fazla bunu başarabilecek bir grup. Bu topluluk bunu başarabilir. Burada 32 toplantı yaptık ama benim için önemli olan toplantı buydu çünkü muhtemelen hiç başlamaması gereken bir şeyi sona erdireceğiz." ifadelerini kullandı.

KALICI ATEŞKES
Gazze Özel Zirvesi'nden sızan bilgilere göre, Gazze'de kalıcı bir ateşkes sağlanması görüşüldü. Tüm rehinelerin serbest bırakılması ve insani krizin çözümüne yönelik adımlar ele alındı. Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, Gazze'ye 20 bin barış gücü askeri gönderebileceklerini söyledi. Konuşulan formüller: "60 günlük bir ateşkes ve rehinelerin hemen veya iki grup halinde serbest bırakılması. Gazze Şeridi'ni yönetmek üzere geçici bir komite ilan edilmesi. Gazze'deki Refah Sınır Kapısı'nın BM kontrolünde açılması. İnsani koridorun çalışması. Daha sonra Gazze Şeridi'nde örgütlü bir siyasi yapı oluşturulması. ABD'nin başını çektiği, Mısır, Katar, Ürdün, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri garantör olması." Bu gelişmelere göre, 19 Eylül'de BM Güvenlik Konseyi'nin 10 geçici üyesinin sunduğu, 4 daimi üye Çin, İngiltere, Rusya ve Fransa'nın kabul ettiği fakat ABD'nin Gazze'de derhal, koşulsuz ve kalıcı bir ateşkes çağrısı yapan karar tasarısını veto ettiği taslağın daha geniş hazırlanması öngörülüyor. Taslak karar, Güvenlik Konseyi'ni Gazze'de tüm tarafların saygı göstereceği, derhal, koşulsuz ve kalıcı bir ateşkes uygulamaya koymaya ve İsrail hükümetini Gazze'ye insani yardım girişine ilişkin tüm kısıtlamaları derhal ve koşulsuz olarak kaldırmaya ve özellikle Birleşmiş Milletler ve insani yardım ortakları tarafından bu yardıma ihtiyaç duyan nüfusa güvenli ve engelsiz bir şekilde dağıtımını sağlamaya çağırıyordu. Taslak karar, bunun uluslararası insancıl hukuk ve insanlık, tarafsızlık ve bağımsızlık ilkelerine uygun olarak Gazze Şeridi genelinde geniş çaplı olarak gerçekleşmesini öngörüyor. Ayrıca İsrail'in tüm temel hizmetlerin tam olarak yeniden sağlanmasını talep ediyordu. Amerika'nın vetosunu kaldıracak bir arayış sürecek.

UÇAK ALIMI
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın Beyaz Saray'da Trump'la yapacağı görüşmede askerî ve ticarî dosyalar şunları içeriyor: Lockheed Martin F-16 savaş uçakları, 6 adet F-35 savaş uçağının Türkiye'ye teslimi, CAATSA yaptırımlarının kaldırılması ve KAAN projesine yönelik motor tedariki ve Boeing yolcu uçakları alımı. Erdoğan, Lockheed Martin'in son nesil F-16 Viper modelinden 40 adet ile yüzlerce bomba, füze ve yedek motor almayı da hedefliyor. ABD geçen yıl İsveç'in NATO üyeliğini onaylayan Türkiye'nin bu talebine yeşil ışık yakmıştı. Türkiye halihazırda yaklaşık 240 F-16 ile ABD'den sonra dünyanın en büyük ikinci F-16 filosuna sahip. Yeni alımlar, yaşlanan F-4 uçaklarının emekliye ayrılmasını sağlayacak. Ayrıca Ankara, ABD yapımı savaş uçaklarında kullanılan GE Aerospace üretimi F110 ve F404 motorlarının Türkiye'de üretilmesi için Washington'dan onay bekliyor. Bu motorlar Türkiye'nin geliştirdiği KAAN savaş uçağı ve Hürjet eğitim uçağında da kullanılıyor.

SONUÇ
Millî İstihbarat Akademisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM Genel Kurul konuşmasının satır aralarını şöyle okudu: "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BM zirve konuşması iki sebeple bekleniyordu. İlk sebep Türkiye'nin uzun bir süredir BM Genel Kurulu'na ve kurul konuşmalarına atfettiği önemle ilgili. Bilindiği üzere Ankara reformist ülkelerin başında geliyor. Yani kural temelli uluslararası düzenin yıkılmasından ziyade düzenin daha iyi ve daha adil hale gelmesini arzu ediyor. Reform yolunun da düzene içkin olduğunu yani uluslararası hukuktan, işbirliğinden, barışçıl çözüm ve adil dağıtım ilkesinden ve de gelişmenin bencilce değil kolektif normlar üzerinden yorumlanmasından kaynaklanabileceğini iddia ediyor. Bu doğrultuda Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda geçmişte küresel sorunlara ve Türkiye'nin vizyonuna değinen çok önemli konuşmalar yaptı. 'Dünya beşten büyüktür' sloganı özellikle BM Güvenlik Konseyi'nin etkisizliğini eleştiren çoğunluk için adeta bir motto oldu ve bu motto bugün de geçerliliğini koruyor. Bu nedenle reformist, özellikle arabuluculuk çabaları açısından son derece etkin, etkili ve bağımsız dış politikaya, stratejik özerkliğe önem veren bir ülke olarak Türkiye'nin dünyanın ahvalini nasıl değerlendireceği merakla bekleniyordu."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.