• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Her sorunu çözer her oyunu bozarız

BÜLENT ERANDAÇ

Her sorunu çözer her oyunu bozarız

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02 Ekim 2025

TBMM'nin yeni çalışma dönemi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın tarihi konuşmasıyla başladı. Erdoğan'ın tarihi konuşmasında egemenlikten demokrasiye, yeni anayasadan terörsüz Türkiye'ye, Filistin'den Suriye'ye, Türk-Kürt-Arap beraberliğinden terörsüz bölge çalışmalarına kadar geniş, derinlikli, kucaklayıcı düşünceler ve analizler yer aldı. Erdoğan'ın geniş ufuklu ifadeleri milletvekilleri tarafından sık sık alkışlarla karşılandı. Konuşmasından sonra MHP lideri Devlet Bahçeli ve DEM Parti grubuyla tokalaşması TBMM özel gününe damga vurdu. Erdoğan TBMM Başkanlık odasında parti liderleriyle bir araya geldi. İyi Parti Genel Başkanı Musavat Dervişoğlu da bu birlikteliğe katıldı. Özgür Özel'in CHP'sinin TBMM'yi protesto etmesi, DEM milletvekillerinin Erdoğan genel kurul salonuna girdiğinde ilk kez ayağa kalkmaları çok konuşulacak. Biriz, beraberiz...Erdoğan konuşmasına başlarken, "Millete ve memlekete hizmet yolunda hepimiz biriz, beraberiz. Büyük ve güçlü Türkiye ülküsüne giden yolda hepimiz biriz, beraberiz. Mesele Türkiye ise gerisi teferruattır. Bu anlayışla hareket eden herkesin başımızın üzerinde yeri olduğunu tekrar hatırlatıyorum. Vatanımız, bayrağımız, mukaddes değerlerimizle, özellikle Cumhuriyetimizin muhafaza ve müdafaasında aynı şekilde hepimiz biriz, beraberiz" sözleri dikkatleri çekti.

MEŞRUİYET VURGUSU
Erdoğan, "Millet egemenliğini çok güçlü şekilde tesis etmeye çalıştık. Bizler, hepimiz burada, her seçimde sandıkları demokrasimizin bayram yerine çeviren on milyonların takdir ve teveccühüyle bulunuyoruz. Türkiye'de tek bir meşruiyet kaynağı vardır; o da aziz milletimizin tertemiz iradesidir.
Biz siyaset sahnesine ilk çıktığımızdan beri meşruiyetin kaynağı millettir dedik ve millet egemenliğini çok güçlü şekilde tesis etmeye çalıştık. Yarım asra yaklaşan siyasi hayatımız boyunca girdiğimiz tüm mücadeleleri daima sandıktan çıkan iradeden aldığımız icazet ve yetkiyle yürüttük. Bakınız, bu ülkede, bir dönem egemenlik kâğıt üzerinde millete ait olsa da, hakikatte sermayenin, medyanın ve mütegallibenin tasallutu altındaydı. Vesayetin kılıcı yıllarca milli iradenin tepesinde sallanmaya devam etti. Hâkimiyeti imtiyazlıların elinden aldık, asıl sahibi olan millete teslim ettik. Bunun için gerçekten çok çalıştık, çok mücadele verdik; çok ciddi bedeller ödedik, nice saldırıları göğüslemek zorunda kaldık. Ama sonuçta Türkiye'de milletin iradesini her alanda egemen kıldık" dedi. Milletin iradesine dayanmayan imtiyazlara yer olmadığın belirten Erdoğan, "Şunu bugün bir kez daha açık açık söylüyorum: Türkiye'de gücünü halktan almayan ayrıcalıklara yer yoktur. Türkiye'de siyasette, hukukta, ekonomide, kamuda, sosyal ve gündelik hayatta, milletin iradesine dayanmayan imtiyazlara yer yoktur" dedi.

GAZZE SINAVI
Erdoğan, "İsrail'in Gazze'de sürdürdüğü soykırıma, bölgede estirdiği devlet terörüne en güçlü tepki, 86 milyon vatandaşımızın temsil edildiği bu koltuklardan yükseldi. TBMM, Gazze sınavını tarihimize ve milli seciyemize yaraşır biçimde, tam ve eksiksiz şekilde iftiharla vermiştir." diye konuştu. Erdoğan, "Dünyanın en modern silahlarıyla topraklarına saldıran işgal kuvvetlerine kahramanca direnen Gazze'nin yiğit evlatlarını asla yalnız bırakmadık.Türkiye'nin çabalarının en yakın şahidi Gazzeli kardeşlerimizdir. Filistin halkı bizim neler yaptığımızı, özveriyle gayret ettiğimizi çok iyi bilmektedir. Allah izin verirse son nefesimize kadar da Filistin'in ve ilk kıblemiz Kudüs-ü Şerif'in hakkını korkusuzca savunmaya devam edeceğiz. İnşallah tarih, Gazze'deki bu omurgalı duruşumuz sebebiyle Türkiye Cumhuriyeti'ni çağının vicdan abidesi olarak altın harflerle yazacaktır." diye kaydetti. Erdoğan Türkiye'nin egemenliğine ilişkin stratejik ifadeler kullandı: "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hiçbir dünyevi güç karşısında diz çökmez, boyun eğmez, taviz vermez ve egemenliğini asla pazarlık konusu yapmaz. Hedefimiz terörün bitmesi, kardeşliğin kuvvetlendirilmesidir. Adımlarımızı sadece ve sadece bu hedefe yönelik atıyoruz." Erdoğan, "Türk, Kürt, Arap, Sünni, Şii, Alevi, Nusayri... Etnik köken, dil, mezhep ayrımı yapmadan hepimiz ortak bir geleceğin yolcularıyız. İnşallah yarın da ebediyen de Türk, Kürt, Arap ittifakı coğrafyanın barışını, huzurunu, kalkınmasını, refahını birlikte temin ve tahkim edecektir." ifadeleri terörsüz bölge stratejisinin derinliğine işaret etti.

ÖZEL'İN AYIBI
Özgür Özel'in CHP'si pusulasını şaşırdı, TBMM'yi boykot etti. Özgür Özel yönetimindeki CHP'nin pusulasını şaşırdığı bir kez daha gözler önüne serildi. CHP, Özgür Özel'in aldırdığı garabet ve ayıp bir kararla TBMM'nin yeni dönem açılış törenine katılmadı. Akıllarınca Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı protesto ediyorlarmış. Özgür Özel'in CHP'si protesto ederek aziz milletimizin iradesinin temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin manevi ruhuna bir saldırıda bulunduklarının farkında değiller mi? Özgür Özel Bey'e anayasayı tekrar hatırlatırız. Madde 104. Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet ve hükûmet başkanıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkomutanlığını, Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk milletinin birliğini temsil eder. Gerekli gördüğü takdirde yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapar. Ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclise mesaj verir. Anayasa ve içtüzüğe göre TBMM, yasama yılına 1 Ekim'de başlıyor ve özel gündemle toplanıyor. Geleneksel olarak da isterse Cumhurbaşkanımız konuşma yapabiliyor. Meclis için en önemli günlerden biri bugündür. Bugüne kadar tüm partiler farklı görüşlerde olsalar bile sayısal olarak az ya da çok bu oturumlara katılım göstermişlerdir. Aziz milletimizin gözbebeği olan TBMM'nin özel gününe CHP ne yazık ki tavır alarak katılmamakla gazi Meclisi protesto etme cüretini göstermiştir. Meclis'in saygınlığına zarar vermişlerdir. CHP'nin aziz milletimizin iradesinin tecelligâhı ve demokrasinin kalbi TBMM'ye katılmayarak tarihi bir ayıp işlemişlerdir. CHP kargaşa, kaos, kriz içinde. 19 Mart'ta Ekrem İmamoğlu suç örgütü kurmak ve yönetmek, irtikap, rüşvet almak, ihaleye fesat karıştırmak suçlamalarıyla tutuklandı. O günden bu yana CHP birçok yönden farklılaştı. O günden bu yana CHP kargaşa, kaos ve kriz içinde.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.