• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Önce Dünya’daki yaşamı keşfedin BURCU ILGIN

Önce Dünya’daki yaşamı keşfedin

burcu.ilgin@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 27.04.2021, 00:00

Dün gazetemizde gördüğüm bir haber beni çok sevindirdi. Haber şu: "Çanakkale'de Sahil Güvenlik Çanakkale Grup Komutanlığı, 7 farklı noktada 757 ahtapot tuzağını deniz dibinden çıkardı. Tuzaklara sıkışan 56 canlı ahtapot yeniden denize salındı." Sokağa çıkma yasaklarının en sıkı olduğu dönemlerde izlediğim bir belgesel ahtapotlara karşı tüm bakış açımı değiştirdi.
Et yemeye çok sonradan başlayan biri olarak zaten etle aram pek iyi değil ama vejetaryen de değilim. Ancak kesin bir şey var ki artık soframda bir ahtapot bacağı görmeye dayanamam. Zaten kimse ahtapot yemezse ölmez değil mi?

HAYRANLIK VE EMPATİ
My Octopus Teacher
(Ahtapottan Öğrendiklerim) ailece izleyebileceğiniz muhteşem bir belgesel film. Ancak ahtapot yemeyi çok seviyorsanız izlemenizi tavsiye etmem. Çünkü eminim siz de benim gibi bir daha ahtapot yiyemezsiniz.
Film, belgesel yönetmeni Craig Foster'ın yaklaşık bir yıl boyunca bir ahtapotu her gün ziyaret edişini ve onunla kurduğu sıra dışı dostluğu anlatıyor.
Foster, Atlantik Okyanusu'nun Güney Afrika kıyılarındaki bir deniz ormanında deniz kabuklarından oluşan bir tepecik görüyor. Anlamsız şekilde bir araya gelen bu kabukları sorgulasa da bir türlü ne olduğunu anlayamıyor.
Siz de merak içinde bekliyorsunuz ama filmin ortalarına kadar bu soru cevaplanmıyor.
Taa ki Foster bir ahtapotu izlemeye başlayana kadar.
Her gün okyanusa dalıp ahtapotun günlük yaşamını kamerasına kaydeden Foster ile birlikte siz de hiç bilmediğiniz bu yaşama şahit olmaya başlıyorsunuz.
Dalmaya uygun olmayan günlerde ahtapota duyduğu özlemi birebir hissediyorsunuz. Okyanusun büyüleyici manzaralarında dolaşırken ahtapotu göremediğinde onunla birlikte paniğe kapılıyorsunuz.
Köpek balığından kaçarken bir kolunu kaybetmesi sizi derinden yaralasa da yeni bir kolun çıkışına tanık olmak mutlulukların en güzelini yaşatıyor.
Bazen zekasına hayran kalıyor, bazen esprili hareketlerine gülüyorsunuz. Filmin her dakikasında ahtapota duyduğunuz hayranlık katlanarak artıyor. Hele ki kollarıyla Foster'a sarıldığı sahne... İşte o an "Bir daha asla ahtapot yemeyeceğim" diyorsunuz kendi kendinize...

UZAYLI GÖRMÜŞ GİBİ
Sadece kendimize odaklandığımız ve sadece insan yaşamını ciddiye aldığımız günümüzde, başka bir canlının günlük hayatına tanık olmak bambaşka bir dünyaya götürüyor sizi. Hani 'uzayda yaşam var mı?' diye merak ediyoruz ya aslında uzaydan önce dünyada gözümüzün önündeki farklı yaşamlara kapatıyoruz gözümüzü. Diğer canlıların da bir yaşam döngüsü, belki bir espri anlayışı olduğunu görünce de uzaylı görmüş gibi şaşırıyoruz. O ahtapot tuzaklarının yakalandığını, denizden çıkarıldığını ve tuzaklara sıkışan ahtapotların salıverildiğini duyunca çocuk gibi sevindim... Sahil güvenlik ekiplerine tuzakları çıkardıkları için sarıldıklarını hayal ettim.
Biz Arı Maya izleyen çocuklardık. Arı Maya'yı izlerken de aynı duygulara kapılırdım.
Bu yüzden hala böcek öldüremem.
Siz de çocuklarınızın empati duygularını harekete geçirmek istiyorsanız mutlaka bu belgeseli onlarla birlikte izleyin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA