FED'in ABD ekonomisini kurtarmak adına dolarla oynadığı tehlikeli oyun sürüyor. Doları bombaya benzetirsek, FED bu bombanın pimini çekti ve dünyanın kucağına attı. Dolar bolluğu ile büyüdüğünü sanan ekonomilerin bir kısmı işin ciddiyetinin farkında ama Türkiye'nin de içinde olduğu diğer kısmı dolduruşlar yüzünden işin farkında değil. Medya tabiri ile önde gelen bazı iş adamlarımız bile "umarız hep böyle gider" gibi kısa vadeli ve irrasyonel bakışlarını dile getirmişlerdi son siyasi ve ekonomik gelişmeler sonrasında.
FED, "dolar barajının" kapaklarını açtığı için piyasalara deyim yerinde ise oluk oluk dolar akıyor. FED kredi mekanizmasını çalıştırıp vatandaşlarının kredi yoluyla tüketim yapmasını, böylece makul bir büyüme seviyesine ulaşmayı planlıyor. Bugüne kadar çabaları sadece "bir arpa boyu yolun" ötesine geçemedi. 2010 yılının ilk çeyreğinde yüzde 3.5 büyüme yakaladı... Sonrası, gelmiyor...
Dün TRT'de benim de katıldığım canlı programda bir aracı kurum temsilcisine telefon bağlantısı yapıldı. Uzman borsayla beraber coşmuş olacak ki, "ABD'den iyi haber gelmesini beklemiyoruz, aslında istemiyoruz, çünkü, ABD ekonomisinde işler kötü giderse, FED gevşek para politikasını sürdürür, bunun sonucunda dolar girişi de devam eder" dedi. Hani, kamyondan yardım amaçlı gıda paketleri atılır ve halk izdiham yaşar ya, işte bazı gelişmekte olan ülkeler de toplanmış FED'in havaya saçacağı dolarları daha yere düşmeden kapmaya çalışıyorlar.
YENİ ÖNLEMLER
Net ihracatçı konumundaki Japonya, Brezilya gibi ülkeler FED'in bu tehlikeli oyunundan rahatsızlar. Dolar girişini engellemenin yollarını arıyor, gerekli önlemleri uygulamaya sokuyorlar. Brezilya, Tobin Vergisi'nden sonra yabancı sermayenin elde ettiği kazançlardan aldığı vergiyi iki katına çıkardı, böylece, yabancıların menkul kıymet sermaye iratlarına uygulanan vergi yüzde 2'den 4'e yükseltildi. Japonya da kısa vadeli faiz oranlarını negatif seviyelere çekti. Japonya menkul kıymetlerinin cazibesini mümkün olduğunca engelleyip dolar girişini kısıtlamaya çalışacak. Her iki ülke, hatta Almanya'yı da dahil edelim, dolar karşısında ulusal paralarının değer kazanması ile uluslar arası rekabet güçlerini koruyamıyorlar, dış ticaret pastasından yeterli payı alamıyorlar. Bu yüzden, dolar bolluğu ile iyice kızışan "dış ticaret savaşlarını" uzun süre daha izleyeceğiz gibi görünüyor.
Neyseborsalara bir göz atalım
İMKB tüm günlerin rekorunu kırmaya devam ediyor. Teknik analizler 70 binlerin yeni direnç noktası olduğunu, işlem hacminin derinliğine ve yeni halka arzlar ile 70 binlerin üzerinin zorlanacağını gösteriyor. Gerçekten yazımın başlığında belirttiğim gibi, Fed coştukça borsaları da beraberinde coşturuyor.
Borsa coştukça coşacak. Ne zamana kadar? Fed bu oyunu ne zaman sonlandırırsasüre gittikçe borsalar, tabi altını unutmayalım, balon gibi şişecekler.
ANKET DE POZİTİF
Sermaye Piyasası Kurulu'nun her ay düzenlediği "Sermaye Piyasası Beklenti Anketinin" Ağustos ayına ait verileri de İMKB'nin yükselme trendini sürdüreceğini gösteriyor. 320 üst düzey yöneticinin katılımı ile derlenen rakamlara göre İMKB 100 endeksinin önümüzdeki 6 ayda yükseleceği öngörüsü yapılıyor. Üstelik katılımcıların yaklaşık yüzde 50'si önümüzdeki 1 yılda da artış beklentilerini dile getiriyorlar. İşlem hacmiyle ilgili beklentilerin de pozitif olduğunu vurgulayalım. Yine katılımcıların yüzde 58.5'i işlem hacminin yukarı yönlü hareket edeceğini tahmin ediyorlar. . Bir taraftan işlem hacmi artarken diğer taraftan yatırımcı sayısında da artış beklentisi hakim katılımcılarca. Ayrıca, yüzde 60 gibi çoğunluk önümüzdeki dönemde halka açılmalarda önemli artışlar olacağını bekliyor. Kazananlar büyük bir zevkle, kazanamayanlar ise kazananlara imrenerek bu oyunu izliyorlar. Hisse senedi ve altın balonlarını şiştikçe şişiyor. Ne olur bu oyunun sonu? Türkçede kurtarıcı görevi gören kelime ile yanıtlayalım... Hayırlısı...
