• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Merkez bankaları haftası

CAHİT SÖNMEZ

Merkez bankaları haftası

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02 Ağustos 2012
Merkez bankaları sıraya girdiler adeta. Önce ABD Merkez Bankası FED iki günlük toplantısını tamamladı, yazımı yazarken Avrupa Merkez Bankası toplantı halindeydi. Bugün de İngiltere Merkez Bankası'nda sıra. Bu arada Çin Merkez Bankası "ben de buradayım" dercesine açıklamalar yaptı risk gördüğü faktörlere vurgu yaparak.
Öncelikle merkez bankalarının toplanmasının, faiz ve diğer politika araçları konusunda kararlar almalarının olağan ve tamamen takvim dahilinde olduğunun altını çizelim. Yani, olağanüstü bir durum yok küresel ekonomi ve piyasalar adına. Tabii ki alışa geldiğimiz risk faktörlerini göz ardı edersek.
FED ile başlayalım...
Fazla aksiyonu olmadı FED'in ama mesajı oldukça net; gerektiği takdirde büyümeyi desteklemek için daha fazla parasal gevşemeye gidebiliriz. Tercüme etmeye çalışayım. FED, tahvil alım yoluyla bankalara par veriyor, bankalar da FED'den aldıkları likiditeyi kredi plasmanında kullanıyor. Böylece, ekonomik faaliyetler iç talebin dürtülmesiyle hızlandırılıyor ve büyüme rakamı yukarı itiliyor. Gerçekten böyle mi oluyor? Yanıtı, 2008 krizinden bu yana FED'in aldığı aksiyonların etkisine baktığımızda verebiliriz. 800 milyar dolar büyüklüğünden 3 trilyon dolar büyüklüğüne ulaşan bilançosundan sadece yüzde 1.5-2 oranında bir büyüme yaratılabilmiş. Üstelik potansiyel büyüme hızının çok altında kaldığından istihdama da katkı yapamamış FED'in parasal gevşeme programları. Demek ki, bankalara gelen likidite piyasalara kanalize oluyor, bir kısmı hisse senetlerine, bir kısmı tahvil ve altın gibi kıymetli madenlere gidiyor. Piyasalara kanalize olan likidite elbette ABD piyasaları ile sınırlı kalmıyor. Mali ya da mali olmayan kurumların kullandığı kredilerle diğer ülkelere de aktarılıyor.

EYLÜL'E KALDI

Eylül ayında büyük olasılıkla üçüncü tahvil alım programı (QE3) açıklanacak. Yine büyük olasılıkla tahvil alım programının büyüklüğü QE2 gibi 600 milyar dolar civarında olacak. Her zaman olduğu gibi FED'in üçüncü kez vereceği likidite, finansal piyasaları şişirmenin ötesine gidemeyecek, büyümeye ve işsizliğe ypacağı olumlu etki oldukça sınırlı seviyede kalacak gibi görünüyor.
Sadece Lacker'in muhalefet şerhi koyduğu toplantı sonucunda yayımlanan basın açıklamasında öne çıkan notları da sizlerle paylaşayım. Sıfıra yakın (0-0.25) politika faiz oranı seviyesinde değişikliğe gitmedi Açık Piyasa Komitesi, aynı zamanda bu seviyenin korunması tarihi olan daha önceden duyurduğu 2014 yılının sonunu da yineledi. Enflasyon FED'in öncelikli hedefi olacak, gerek büyüme gerekse istihdama destek ancak enflasyon öngörüleri ile uyumun bozulmaması koşuluyla verilecek.

TAHVİL ALIMI BAŞLAR
Gelelim Avrupa Merkez Bankası'na...
Yazımı okurken sonuçları öğrenmiş olacaksınız. Draghi önceden olası kararlar hakkında önemli işaretler vermişti bu hafta başında. Geçen ayki toplantıda 25 baz puan inen politika faiz oranı çok büyük olasılıkla değişmeyecek. 3 ay vadeli bankalara sınırsız likidite sağlanması üstelik her tahvilin garanti kabul edildiği çerçeve içinde devam edecek. Soru işaret üçüncü "uzun vadeli yeniden finansman operasyonuna" AMB'nin yeşil ışık yakıp yakmayacağı. Daha açık bir ifadeyle 3 yıl vadeli repo benzeri bankaları fonlama operasyonunu 2 kez yapmıştı AMB. Ağustos toplantısında "Tamam" mı diyecek, yoksa Eylül'e mi bırakacak. İtalya ve İspanya'nın tahvillerini alacak olması bile yeterli bu aşamada.
İngiltere Merkez Bankası da politika faiz oranını yüzde 0.5 seviyesinde koruyor. Yine değişiklik gelmez büyük olasılıkla. Ancak, tahvil alım programı ile likidite verebilir iç talebi canlandırmak için.
Çin Merkez Bankası da uyarı niteliğinde ilginç açıklamalarda bulundu. Halen çift dip olasılığının olduğunu, Euro Bölgesi'ndeki sorunların Yunanistan'ın eurodan çıkmasıyla derinleşeceği hatırlattı. Bu yüzden yuanın dalga bant aralığını artırabileceklerinin de altını çizdi Çin Merkez Bankası.
Küresel krizden sonra "anestezi uzmanı" gibi hareket eden merkez bankaları bakalım aldıkları aksiyonlarla küresel ekonomiyi nereye kadar götürebilecekler.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.