Enflasyonu belirgin bir şekilde aşağı çekmeyi başaran Merkez Bankası, yumuşak inişi gerçekleştirdiğine inanıyor. Gelişmiş ülke ekonomilerindeki zor koşulları gerekçe göstererek bundan sonra yola karayolu ile devam edeceğinin de altını çiziyor. Diğer taraftan, yılın kalan 4 ayında da ayağını frenden çekip, biraz hızlanabileceğinin de sinyalini veriyor.
Bu hafta içinde ekonomik faaliyetlerin hızı ile ilgili önemli göstergeler açıklandı. Rakamlara bir göz alalım, ardından Merkez Bankası'nın yıl sonuna kadar nasıl bir patika izleyeceğini değerlendirelim.
Öncelikle "İmalat sanayi kapasite kullanım oranları" ile başlayalım...
Merkez Bankası'nın 2 bin 500'ün üzerinde imalat yapan işyerine sorarak derlediği istatistiki verilere göre Ağustos ayında kapasite kullanım oranlarında geçen yılın aynı ayına göre 1.8 puanlık bir gerileme söz konusu olmuş. Oran 74.3 seviyesine inmiş Ağustos ayında. Mevsimsellikten arındırılmış veriler de, imalat yapanların kapasitelerini kısmen düşürdüğü sonucu veriyor bize. Mevsimsellikten arındırılmış rakamı bir ay önceki ile karşılaştırıyoruz. Bu durumda aylık düşüş oranı 0.2 puanda kalıyor. Yani düşüş oldukça sınırlı seviyede.
KAPASİTELERDE DÜŞÜŞ
İmalat sanayi kapasite kullanımların detaylarından büyümenin öncü göstergelerinden "dayanıklı tüketim malı" ve "yatırım malı" tüketim seviyelerinde de Ağustos ayında inişin gerçekleştiğini yakalayabiliyoruz. Dayanıklı tüketim malları üretiminde kapasite kullanımları 71.7, yatırım malı üretiminde ise 72.5 düzeylerinde kalmış. Dayanıksız tüketim malları ve gıda içecek üretimlerinde kullanılan kapasitede aşağı yönlü hareket olmuş diğer gruplarda olduğu gibi. Kısacası, imalat sanayi kapasite kullanım oranı verisini göz önünde bulundurduğumuzda, diğer faktörler sabitken, geride bıraktığımız 8 aylık dönemde Başkan Başçı'nın da altını çizdiği gibi inişin gerçekleştiğini söyleyebiliyoruz.
Gelelim Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yapılan "Sektörel Güven Endeksi"ne...
Geniş katılımlı yapılan ankette hem geçmiş 3 aylık dönemde neler olduğunu hem de gelecek 3 ayda neler beklendiğini belirginleştirmeye çalışıyor TUİK. 3 alt sektör bazında yapılıyor çalışma; hizmet, perakende ve inşaat sektörleri. Son 3 ayda en fazla güven kaybı hizmet sektöründe olmuş. Endeks değeri bir önceki aya göre yüzde 5 oranında düşmüş. Aynı şekilde inşaat sektöründe de kayıp yüksek; yüzde 3.5. Ancak perakende sektörü temsilcilerinin güvenlerinde fazla bir gerileme gözlemlenmiyor.
SEKTÖRLER GERİLEMİŞ
Çalışmanın detayları da şöyle... Hizmet sektörünün son 3 ayında iş durumu ile ilgili yanıtta sektör temsilcilerinin oldukça karamsar yanıtlar verdikleri, hizmete olan talebin gerilediği ortaya çıkıyor. Yine de sektör temsilcileri gelecek 3 aya iyimser bakıyor. Bununla ilgili gösterge bir önceki aya göre yüzde 2.7 yükselmiş. Perakende sektörünün geride kalan 3 ayı pek iyi geçirmediğini izliyoruz verilerden. İş hacmi düşmüş, bu yüzden mevcut mal stoklarında yüzde 4.1 artış olmuş. Perakende sektörü de önümüzdeki 3 ayda iş hacimlerinde, satışlarında artış bekliyor. İnşaat sektörü alım siparişlerinde azalma olduğundan, diğer bir deyişle iş kaybı yaşadığından bundan sonra inşaattaki istihdamın düşeceğini beyan etmişler ankette.
Son olarak "Hanehalkı Yurtiçi Turizm" faaliyetlerine bakalım. Türkiye'de ikamet eden vatandaşların en az bir gün ülke içinde yaptıkları seyahatleri kapsıyor çalışma. 2012 ikinci çeyrek verilerine göre yurtiçi turizmi yüzde 4.3 aşağı gelmiş. Seyahat yapanların yüzde 72'si yakın ziyaretinde bulunmuş. Yüzde 12'si sağlık nedeniyle kalan yüzde 8 ise gezi ve eğlence amaçlı seyahat yapmış. Harcanan toplam para sadece 2.2 milyar TL.
Karşımıza çıkan resim Merkez Bankası'nın tanısını teyit eder nitelikte. Kalan 4 ayda eğer frenden çekip gaza basarsa bu yılın büyüme rakamı yüzde 4'leri bulur, hatta aşabilir. Ama yine de gaza fazla basmamak gerekiyor, yurtdışındaki çetin hava koşulları ve petrol fiyatlarındaki yukarı yönlü direnç varken.
