• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Ekonomiye güven var mı?

CAHİT SÖNMEZ

Ekonomiye güven var mı?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25 Eylül 2012
Arabayı dikkatli ve yavaş süren, kendi deyimiyle "ayağım frende" diyen Merkez Bankası, son düzlüğe girmemiz nedeniyle frenden çekti ayağını, hatta gaza basmaya bile başladı. Kalan 3 ay için ekonomiyi öyle bir hıza çıkarmalı ki 2012 yılını yüzde 4 ya da biraz üzerinde büyüme oranı ile kapatalım. Hesaplar ortada, eğer hükümetin 2023 yılı için koyduğu kişi başı gelir gibi bazı iktisadi hedefler için büyümenin yüzde 4'lerin de altına düşmemesi zorunluluğu var.
2011 yılında Çin'den sonra ikinci en fazla büyüyen ülke unvanının doğal olarak bir bedeli var. Bu bedelde er ya da geç ödenmesi gerekiyordu. Bedel derken, enflasyonist baskının artması, cari açığın tarihi rekor seviyelere ulaşması, bireysel tüketici kredileri ve kredi kart kullanım hacimlerinin hızla yükselmesi gibi faktörleri kastediyorum. İşte ağır bedel karşısında Merkez Bankası, proaktif yaklaşımı çerçevesinde bedeli mümkün olduğunca hafifletmeye yönelik önlemler alıyor. İlk olarak uçağı, yolcuları fazla sarsmayacak şekilde yumuşak iniş yaptırmaya çalıştı. Uçak indikten sonra ekonomi aktörlerini arabaya aldı, önce ayak frende sonra biraz gaz ile yüzde 4'lük yol alma hedefine yöneldi.

PARASAL GEVŞEME
Yılın ilk 4 ayında enflasyonu görmezlikten gelen Merkez Bankası bir anda yüzde 11.14 seviyesindeki enflasyonu dert etmeye başladı ve "yüzde 5'e indirene kadar peşini bırakmayacağım" açıklamasında bulundu. Gevşek para politikasının süreceği sinyalini veren ve bu yüzden faizlerin biraz daha gevşeyeceğini bekleyen ekonomi ve piyasa aktörleri faiz riski ile karşı karşıya geldi. Bu aksiyon karşısında aktörler faizlerin kısa sürede gevşemeyeceği beklentisi ile yatırım kararlarını gözden geçirdiler. Ama, bir baktık ki Merkez Bankası yeniden enflasyon sorun değil yaklaşımına döndü ve para politikalarını gevşetti, mümkün olduğunca haftalık repo ile fonladı bankaları. Sonuçta, neredeyse 2 hanelere ulaşan fonlama maliyeti şu sıralarda yüzde 6 sınırını zorluyor.
İşte böylesine ilginç bir yolculuktan ekonomi aktörleri bazen memnun kaldı bazen de şikayetçi oldu. Haksız da sayılmazlar. Gerçekten de biraz yorucu oluyor yolculuk. Türkiye İstatistik Kurumu'nun "Sektörel Güven Endeksleri" çalışması sektör temsilcilerinin geldiğimiz noktada ekonomiye nasıl baktıklarını gözler önüne seriyor.

KÖTÜMSERLİK HAKİM

Hizmet, perakende ve inşaat olmak üzere üç ana sektörden geniş katılımla derlenen verilerden öne çıkanlara kısaca bakalım...
* Sektörler arasında ekonomiye en karamsar bakanı hizmet. Gerek iş durumu gerekse hizmetlere olan talep beklentisi açısından endeks iyimserlikten aşağı doğru nötr sınırına geliyor. Aynı zamanda, hizmetlere olan talebin son 3 ayda gerilediği açık bir şekilde görülüyor. "Önümüzdeki 3 ayda taleplerde artış olur mu" sorusuna da pek olumlu yanıt vermemiş sektör temsilcileri. Yılın son 3 ayında talep düşer beklentisi hakim. Bir önceki döneme göre endeks yüzde 5.1 aşağı gelmiş.
* Hizmetten sonra en karamsar görünen diğer bir sektör ise inşaat. Alınan kayıtlı siparişlerin mevcut durumunda bir sorun görünmemesine karşın gelecek 3 ayla ilgili kaygılar, bu sektörde de su üstüne çıkıyor. Kalan aylarda sektörde istihdam edilecek çalışan sayısı ne olur sorusunun yanıtı azalma olacağı yönünde verilmiş.
* Perakende sektörü satışların artmasından memnun görünüyor verilere göre. Bir taraftan satışları artırdıkları gibi, diğer taraftan da mevcut mal stoklarını yukarı çekmişler. Biraz çelişkili bir sonuç tespitimi atlamayayım bu noktada. Neyse, iş hacmine yani satışlara yönelik gelecek 3 aydaki beklentileri oldukça kötümser sektör temsilcilerinin. Endeks geçmiş döneme göre yüzde 9.8 gerilemiş.
Ekonomi aktörlerinin beklentileri biraz negatif yöne kaymış. Ancak, Merkez Bankası biraz hız yaparak yolculuğu daha zevkli hale getirebilir onlar açısından.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.