Bilgisayarın başına oturdum yazım için. Piyasa verilerine baktım, tamamı yatırımcısını sevindirecek trend izliyordu, hisse senedinden altınına, tahvilden kuruna kadar. Diğerleri tamam da, hisse senedine ne oluyor anlamak mümkün değil. Durmak bilmeden soluksuz yükselişini sürdürüyor, bazı olumsuz parametrelere, olumsuz jeo-politik unsurlara aldırmadan.
İMKB-100 Endeksi 82 bin sınırına dayanmış durumda. Biraz daha yukarı gider mi derseniz? Hayır diyemem. Aslında, yıllık bazda yüzde 50 yukarı gitmiş, dünya birincisi bir borsa için dinlenmesi olasılığını yüksek tutmamız gerekir. Nerede? Bırakın dinlenmeyi, endeks öylesine kendinden emin tırmanıyor ki, şimdiden 100 binler, hatta 130 bin beklentileri dile getiriliyor yılsonu itibariyle. Sınır tanımayan borsacılar... Sınır tanımaz gazeteciler ya da doktorlar gibi yeni bir grubumuz oldu.
LOKOMOTİF BANKACILIK
Bankacılık sektörü hisse senetleri İMKB'yi taşımaya devam ediyor. Halka açık bankaların geçen yılın 3. çeyrek bilançolarındaki kar, beklentilerin oldukça üzerinde gelmişti. İMKB 30 Endeksi'nde yer alan 10 bankanın, İş Bankası, Yapı Kredi ve Garanti gibi amiral gemiler, sadece 1 çeyrek karları 4 milyar TL civarında gerçekleşmişti. Tabİi, yüksek kar oranı banka kağıtlarına olan ilgiyi artırınca İMKB Banka Endeksi de yüzde 48.5 artmıştı. Bu hafta banka hisse senedinde pozisyon alan tasarruf sahiplerinin kaygılı bir bekleyişleri var. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, birkaç ay önce başlattığı soruşturmasını finalize edecek bu hafta içinde. Hatırlayacağınız gibi, bazı bankalar aralarında anlaşmış ve mevduat kredi faiz oranlarını belli seviyede tutma gayreti göstermişlerdi iddiaya göre. Aslında, sonuç ne olursa olsun, yani ceza gelse bile, orta vadede banka hisse senetleri talebine olumsuz etki yapmayacak. İMKB'de sanayi şirketlerinin durumu, bankacılığa nazaran çok parlak görünmese de, aynı dönemde beklentilerin yüzde 3.5 gibi üstünde bir karlılık oranı yakaladılar.
Geçen yılın performansı sonrası İMKB'de fiyat kazanç oranı 12.6 seviyesinde ki, bu oran gelişmekte olan ülkeler ortalamasının üzerinde kalıyor. Aynı şekilde MCSI Türkiye Endeksi'nin son 1 aylık yükseliş rasyosu 6.2. Oysa gelişmekte olan ülkelerin MCSI endeksinin aynı dönemdeki yükseliş oranı yüzde 4.7'de kalıyor. 2012 yılında ciddi fark atan İMKB bu yılda da rakiplerine göre yine pozitif ayrıştı.
Sınır tanımayan borsa aktörlerinin tahminleri tutar mı? 100 binleri görür mü yada üzerine çıkar mı?
REALİZASYON OLABİLİR
Şimdiden para sihirbazları gibi falcılık yapmayalım...
Borsanın durmaksızın yoluna devam etmesinin en kritik belirleyicisi gelişmiş ülke merkez bankalarının uyguladığı politikalara devam etmeleri. Bakın, FED, ABD'deki düzelmelere göre para saçma operasyonuna son verebilir. Son toplantı tutanaklarına böyle bir manevra yapma olasılığının sinyalleri izlenebiliyor. Üçüncü parasal genişleme programında bir süre koymamıştı FED. İşsizlik oranının makul seviyelere inmesi, yüzde 6.5 gibi, büyüme hızının ivmelenmesi temel kriterleri idi. Tabii, enflasyonun yüzde 2'yi aşmaması koşulu ile. Zaten, Eylül'de aldığı bu karar tüm üyelerin içine sinmemişti. Dolayısıyla, FED aylık 85 milyar dolarlık ipotek kağıtları ve tahvil alımına ara verirse ya da rakamı indirirse, işte o zaman borsaların iksiri "küresel likidite" geri çekilmiş olacak.
Son olarak altına da bir göz atalım...
Altın da yükselişte... 6 Eylül'de yaptığı zirve sonrası bin 580-bin 700 bandında salınım hareketi yapıyor. Bugünlerde bir kez daha 1.700'leri zorlamaya başladı. Yılın son çeyrek verileri henüz açıklanmadı. Ancak, aylık bazda 4. çeyreğin 3. çeyrekten talep açısından daha iyi seyrettiği görülüyor. 3. çeyrekte yatırım amaçlı talep yüzde 18, endüstriyel altın talebi yüzde 9, genelde de yüzde 14 aşağı inmişti. Alım fiyatına göre bu seviyelerde kısmen realizasyon yapılabilir.
