Piyasalar açısından kötü bir yıl olan 2011'in ardından, 2012 ve bu senenin ilk 3 ayında borsada coşku devam ediyor. 80 binlere kadar çıkmasını zor görüyorduk yılsonu itibariyle. Bırakın 80 binleri 85 bini bile aştı İMKB 100 Endeksi. Herkes şaşkın bir şekilde birbirine bakıyor, telefonlarda borsanın nereye kadar gideceği tartışılıyor. Tabii, falcılık havada uçuşuyor. Çıkış devam edecek diyenler de var, hatta üç vakte kadar dolar bazında rekor kıracağı iddiasında bulunarak uçanlar da... Diğer taraftan zaten çok yükseldi, artık yükselmez diyenler de var. Kritik sorumuz, coşku devam eder mi? Gerçekten dolar bazında 5 doları aşar mı endeks, yani falcılar haklı çıkar mı?
Yanıtı sağlıklı verebilmemiz için öncelikle borsanın coşmasında başrolü oynayan şu belirleyici unsurun altını çizelim, yabancı yatırımcılar borsayı yukarı taşıyor. Yabancı takasından bunu net bir şekilde görebiliyoruz. Şu anda borsada yabancıların payı yüzde 67'ye ulaşmış durumda. Aracı kurumlarda çalışan öğrencilerimiz hep aynı şeyi söylüyorlar son aylarda; "deli gibi yabancı ilgisi var, sürekli hisse senedi almak istiyorlar, özellikle de banka kağıtları."
YERLİ SON VAGONDA
Dikkat ederseniz, yerli yatırımcılar son vagona kendilerini atmaya çalışıyor. Hisse senedi yükseliyor. Biraz daha yükselmesini bekliyorlar, sonra biniyorlar trene. Yabancılar kendilerinden emin olarak hisse alımı yaparken, yerli yatırımcı daha temkinli, daha doğrusu ürkek davranmayı tercih ediyor. Diğer bir kritik soru ile devam edelim bu ilginç durumu analiz etmeye. Peki yabancılar neden bu kadar rahat? Geçen sene dolar bazında yaptıkları yüzde 50'nin üzerindeki kar marjı yetmedi mi?
Yabancılar banka hisse senetlerine ilgi duyuyor. İMKB Banka Endeksi 2012'nin Mayıs ayı itibariyle 101.256 puan seviyesinde idi. Sadece 2 ay içinde 127.9 puana, Kasım ayında 155.174'e çıktı. Dün ise 182 puan düzeyinde idi. İnanabiliyor musunuz? 7-8 aydaki artış oranı yüzde 80. Yani 28 Mayıs'ta bu endekse 100 TL yatırmış iseniz, bugün itibariyle 180 TL'ye ulaştı paranız. Dolar ile düşünün, kur 1.82'den gelen yabancı yatırımcı parasını TL'ye çevirdi. Gitti borsaya ve banka kağıdı aldı, karını cebe indirdi, TL'yi dolara çevirip yüzde 85 kar ile ülkesine gitti.
RAPOR NE DİYOR?
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun "Türk Bankacılık Sektörü Genel Görünümü Raporu"na bakıyorum, yabancıların görüp de bizim göremediğimiz şey için. Raporda öne çıkan tespitler şöyle;
* 2011 Eylül-2102 Eylül döneminde bankacılık sektörünün "net dönem karı" yüzde 17 yükselmiş. 17 milyar TL gibi yüksek bir seviyeye ulaşmış bankalar kar açısından.
* Net dönem karındaki artışa en büyük katkıyı, yine aynı dönemde yüzde 35.2 çıkış gösteren "net faiz gelirleri" yapmış. Daha açık ifade ile, bankaların mevduat için verdikleri faiz ile kredilerden tahsil ettikleri faiz arasındaki spread iyice açılmış.
* Bu arada aktif karlılığı yerinde saymış.
* Özkaynak karlılığı ise sadece yüzde 0.3 gibi oldukça düşük düzeyde artış yapabilmiş.
* Yasal özkaynakların yüzde 88.2'si ana sermayeden oluştuğu için özkaynak kalitesinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
Banka bilançolarındaki veriler ve kısaca değindiğimiz rapordaki bazı tespitler ile İMKB'de işlem gören banka hisse senetlerinin yükselişi arasında tam bir paralellik kuramıyoruz. Ancak, borsayı coşturan banka kağıtların da kısmen köpük oluşuyor gerçeğini ilişkilendirebiliyoruz verilerin bulunduğu seviyelerle.
Sözün özü, bizim göremeyip, yabancıların gördüğü bir şey yok aslında. Likidite o kadar bol ki temel parametrelere bakmadan dalıyorlar hisse senetlerine. Bir de, Türkiye ekonomisinin diğer gelişmekte olan ülkelere göre pozitif ayrışması dalına tutunuyorlar. Sanırım, bu pembe diziyi gelişmiş ülke merkez bankaları likidite pompalamaya devam ettikçe izleyeceğiz. Umarım Brezilya dizileri kadar uzamaz.
