Merkez Bankası'nın para politikalarında baz aldığı, özelliklerine göre bazı ürünlerin arındırılmasıyla elde edilen ve çekirdek enflasyonu ifade eden "Özel Kapsamlı TÜFE" ılımlı seyrine bu yılda da devam ediyor. Çekirdek enflasyon ılımlı ama çekirdek dahil temel tüketim ürünlerinin çok da ılımlı olduğu söylenemez açıkçası. Türkiye İstatistik Kurumu'nun hesapladığı enflasyon rakamları ile vatandaşı ilgilendiren fiyat artışı paralelliğini bayağı kaybetmiş görünüyor.
Asimetriyi ortaya koymadan önce iktisadi açıdan yılın ilk enflasyon verilerini analiz edelim...
Talep enflasyonun göstergesi "Tüketici Fiyat Endeksi"nde Ocak ayında belirgin bir sıçrama görülüyor. Zaten, Merkez Bankası Başkanı tütün ve ürünlerine yapılan ayarın yılın ilk ayına yansıyacağını ve sonrasında yeniden öngörülen patika ile uyumlu bir TÜFE izleneceğini önceden açıklamıştı. Yani, sürpriz değil sıçrama. Gerçekten TÜFE'yi zıplatan alkollü içecekler ve tütün olmuş yüzde 14.26 ile. Ders arasında bir öğrencimin elinde kağıt, tütün sardığını gördüm. Tütünü 15 TL'ye alıyorum yaklaşık 2 hafta gidiyor dedi. Sigaranın paketinin de 9 TL olduğunu öğrendim bu vesileyle.
KURTARICI GİYİM
Tütünden gelen yüksek artışın bir kısmını giyim kompanse etmiş. Sepet içinde hemen hemen aynı ağırlığa sahip iki ürün grubundan giyim ve ayakkabıda yüzde 6.95 düşüş gerçekleşmiş bir önceki aya göre. Zaten, Ocak ayında fiyatı aşağı gelen başka grup da olmamış. Diğer tüm gruplarda az çok belli bir yükseliş görülüyor. Örneğin, gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 4 gibi göz ardı edilmeyecek düzeyde artış var. Sonuçta TÜFE, yıllık bazda yüzde 7.31 olarak hesaplandı.
İlginçtir, maliyet enflasyonu göstergesi "Üretici Fiyat Endeksi"nde" 2012'in son aylarında olduğu gibi yine aşağı yönlü hareket izleniyor. Geçen aydaki düşüş yüzde 0.18. Geçen yılın eş dönemine göre ise ÜFE sadece yüzde 1.88 seviyesinde kalıyor. Üretimde kullanılan temel girdilerden petrol, doğalgaz ve elektrikteki bu denli artışa rağmen, nasıl bu düzeylerde kalıyor, anlaması zor gerçekten. Sanırım, tarım sektöründeki üretim maliyetlerinin gerilemesi sağlıyor bu trendi. Ocak ayı tarım sektöründe ÜFE negatif yüzde 2.62 olmuş. Sanayide ise kısmı artış var; yüzde 0.29.
GELELİM ASİMETRİYE
Enflasyon verileri böyle. Yine dile getirmekte yarar görüyorum. TÜİK'in enflasyon hesaplamasında tatmin etmeyen yöntemler söz konusu. Zira, sepete seçilen maddelerin ve bunların sepetteki ağırlıklarının ne kadar doğru olduğu tartışma konusu. Diğer bir soru işareti taşıyan unsur ise, oluşturulan ürün sepetinin her gelir grubu tarafından tüketildiği varsayımı. Oysa, düşük gelir grubu ile yüksek gelir grubu farklı ürün sepetleri tüketiyorlar. Ya da daha farklı ağırlıklarda tüketiyorlar. İşte bu yüzden, İktisadi pencereden görünen enflasyon ile vatandaşın penceresinden görülen enflasyon paralel gitmiyor.
Merkez Bankası'nı ilgilendiren çekirdek enflasyona da kısaca göz atalım... Özel kapsamlı TÜFE H grubu Ocak'ta bir önceki aya göre yüzde 6.23 düzeyinde kalmış. I grubu ise yüzde 6.29'larda. Yani TÜFE'nin yaklaşık 1 puan altında. Farkın nedeni, işlenmemiş gıda, enerji, altın ve dolaylı vergi gibi unsurların arındırılması TÜFE sepetinden. Merkez Bankası'nın öngörülerine göre, TÜFE Şubat ayı itibariyle düşüşe geçecek ve yılı yüzde 6.2 orta hedefte tamamlayacak.
Sözün özü, enflasyon Merkez Bankası'nın tahminlerine uygun bir patika izlerse ve aynı zamanda, yabancı sermaye girişleri de hız kesmezden bu sürece eşlik ederse, önümüzdeki aylarda yeni faiz indirimlerine tanık oluruz. Faiz geçişkenliği ile mevduat, kredi ve tahvil faiz oranları da aşağı doğru gevşer. Son cümle, ev almayı ya da yeniden yapılandırma yapmayı planlayanlara mesaj oldu sanırım.
