İlginç bir noktaya geldik, 2008 küresel krizinden bu yana büyüyemeyen gelişmiş ülke ekonomileri bir tarafta, parasal genişleme politikaları çerçevesinde enjekte edilen dolar ve eurolar ile ihya olmuş, yüksek büyüme hızları yakalamış gelişmekte olan ülkeler diğer tarafta. Geçen yıla kadar izlediğimiz bu film, 2012'de gelişmekte olan ülkelerin enflasyonist baskı endişesine bağlı fren yapmaları ile konu değiştirmişti.
Küresel ekonominin büyüme hızının ortalamada yükselebilmesi için ABD ekonomisinin ivmelenmesi, makul büyüme hızına ulaşması gerekiyor. Açıkçası, önümüzdeki yıllarda diğer ülkelerin büyüme hızlarını başta ABD olmak üzere, ABD Merkez Bankası FED belli aralıklarla derlediği "Bej Kitap"ta kamuoyuna duyurdu. Yılda 8 kez açıklanan kitap, FED'in bulunduğu 12 bölgedeki ekonomik aktivitelerin durumunu gösteren bilgilerden oluşuyor. İçerikte bankalardan alınan bilgiler olduğu gibi bölgenin önde gelen işadamlarından edinilen veriler de yer alıyor.
TOPARLANMA VAR
Son yayımlanan "Bej Kitap"a göre, ABD'nin 5 bölgesinde ekonomik aktivitelerde güçlü olmamakla beraber bir kıpırdanma söz konusu. Kıpırdanmaya neden olan ya da şöyle söyleyelim, tüketimdeki artışın temel kaynağı otomobil satışları ve turizm faaliyetleri. Aynı zamanda bölgelerin bir kısmında özellikle hizmet, teknoloji ve lojistik sektörlerinde faaliyet gösteren firmaların pozitif beklenti içinde olduğu da tespit edilmiş kitaba göre. Ancak, FED'in özel önem verdiği konut sektöründe kayda değer bir gelişmenin izlenemediği, buna karşın kredi imkanlarında bir sorun olmadığı notu da düşülmüş. Diğer sektörlere nazaran konut sektörünün ABD'de farklı bir öneme sahip olmasının nedenini biliyorsunuz, FED'in üçüncü parasal genişlemede özel sektör mortgage menkul kıymetlerini alarak, aylık 40 milyar dolar likidite enjekte etmesinden kaynaklanıyor. Birkaç diyebileceğimiz (ki, biri dışında oy kullanma hakları da bulunmuyor,) FED üyesi her fırsatta üçüncü parasal genişlemenin biran önce sonlandırılması gerektiğini, bırakın faydasını maliyetinin yüksek olduğunu savunuyor. Eğer, konut sektörü beklenen çıkışı gösteremezse, hiç kuşkunuz olmasın, en yakın zamanda piyasa aktörlerinin yeniden gündem maddelerinin birinci sırasına oturur, üçüncü parasal genişleme programının devamlılığı...
AVRUPA AYNI
Küresel ekonominin diğer lokomotifi Avrupa'da, iç açıcı olmayan iktisadi faaliyet temposu aynı şekilde sürüyor. Euro Bölgesi büyüme hızı geçen yılın son çeyreğinde negatif yüzde 0.9 seviyesinde idi. 2012 yılı beklentisi - % 0.5. Gelecek yıl da kurtulamayacak gibi küçülmeden, tahminler - % 0.1'lerde kalıyor. Krizdeki 3 ülkede durum daha da vahim. Yunanistan, İspanya ve İtalya'nın geçen yıl ki küçülme oranları sırasıyla % 6.8, % 1.4 ve % 2.1 seviyesinde. Deyim yerinde ise, son yıllarda küresel ekonomiyi sırtında taşıyan Çin ve Hindistan'da büyüme oranları göreceli olarak yüksek seyrini koruyor. Bu yıl Çin'in % 8.5, Hindistan'ın ise yüzde 6.8 büyüme hızlarını yakalaması öngörülüyor. Görülen o ki, bu yılda da iki ülkenin misyonları değişmeyecek. Aman değişmesin...
Son yazımda Türkiye'de de ılımlı bir büyüme oranının gerçekleşme olasılığının, % 4'ün biraz altında, yüksek olduğunu vurgulamaya çalışmıştım. Bu argümanımızı, TÜİK'in açıkladığı iki veri ile destekleyelim. Birincisi, inşaat sektörü istihdam düzeyi. Geçen yılın son çeyreğinde inşaat sektöründe istihdam edilenler % 0.9 azalmış. Aynı şekilde, çalışılan saatte % 1.1 düşmüş. İkincisi "Hizmet ve ticaret sektörüne" ait veriler... Burada istihdam edilenlerin çalışma süreleri sadece % 2.1 yükselmiş. Türkiye ekonomisi üzerinde sektörün ağırlığının % 50'leri bulduğu gerçeğini göz önünde bulundurduğumuzda artışın sınırlı kaldığını söyleyebiliriz.
Sözün özü, 2012'de yaklaşık % 3.3 civarında büyümesi beklenen küresel ekonomi, bu yılda da ılımlı büyüme oranını biraz aşabilecek gibi görünüyor.
