• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Pamuk ipliğine bağlı

CAHİT SÖNMEZ

Pamuk ipliğine bağlı

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 20 Haziran 2013
Son 3 haftaya damgasını vuran iç siyasi gelişmeler piyasaların ve bazı ekonomik verilerin halen pamuk ipliğine bağlı olduğunu gösterdi. Dış gelişmelere karşı oldukça duyarlı olduğunu zaten biliyorduk ancak bugüne kadar dışladığımız iç siyasi faktörlerin ekonomi ve piyasalar üzerinde bu denli etkili olduğunu açıkçası tahmin etmiyorduk. Dönem dönem yaşadığımız siyasi gerginlikler, genel, yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri ekonominin ve piyasaların kenarından bile geçmemişti.
Gezi Parkı gösterilerinin tırmandırdığı iç siyaset birçok konuda olduğu gibi ekonomide de ezberleri bozdu adeta. Ezber derken hem ekonomide hem de piyasalarda işlerin çok iyi gittiği algısını kastediyorum. Piyasalarla başlayalım, ardından reel ekonomiye geçiş yapalım...

BAŞ DÖNDÜREN OYNAKLIK
Gelişmiş ülke Merkez bankalarının düşük faiz oranı ile sürekli likidite enjekte etmeleri sonrasında büyüyen yabancı sermaye pastasından Türkiye'de pay aldığı için kurlarda yukarı yönlü basınç oluşmuyor 2002 başından bu yana. 2001 krizi ve sonrasında nabzın düşmesiyle dolar 2003 sonunda 1.42 TL civarında idi. Bugün ise yeniden 1.90 sınırını aştı. İki düzey arasındaki artış oranına baktığımızda artış yüzde 32.4'e ulaşıyor. İç siyasi faktör devreye girdikten sonra Merkez Bankası'nın güvendiği "otomatik ayarlama" yöntemi de fayda etmedi. Rezerv opsiyon mekanizması yetersiz kalınca 50 milyon dolar ihalelerle defalarca satış yapmak zorunda kaldı. Ama doların ateşi halen düşmedi.
Faizlerdeki oynaklık kurlardan daha fazla oldu son haftalarda. Yüzde 4.90'lara kadar inen gösterge tahvil faiz oranı iç siyasi gerginlik sonrası yüzde 7'lere dayandı. Yazımı kaleme aldığım anda ne yazık ki yüzde 7'yi bile geçmişti. Değişimi hesapladığımızda sadece birkaç haftada yüzde 40 yükselmiş oldu. Tahvil faiz oranı bir yerde "risk primi" anlamına geldiğinden yabancı sermaye nezdinde risklerin yükseldiği algısının olduğunu söyleyebiliriz. Aynı şekilde tahvil sigortası CDS de (kredi temerrüt takası) 120'den yeniden 16''e çıktı. Birkaç örnek verelim ki Türkiye'nin risk algısının hangi noktada olduğu rahatlıkla görülsün. Krizle boğuşan İrlanda'nın CDS baz puanı 159 ve İspanya'nın 256.
Borsaya derinlemesine değinmeye gerek yok. Alem bir borsamız var. Dünyanın en çok kazandıran ilk 5 borsasının da, en çok kaybettiren ilk 5 borsasının da yerini alabiliyor Borsa İstanbul. Bir günde yüzde 10.5 gibi yüksek oranda değer yitiren endeks hafta içinde farklı iki günde yüzde 4.5 değer kazanabiliyor. Düşünebiliyor musunuz bir insanın tansiyonun bir gün 20'lere, ertesi gün 6'ya düştüğünü.

KIRILGANLIKLAR AYNI
Reel ekonomiye gelelim... Türkiye ekonomisinin en güçlü yanlarından "mali performans" geçmişte yumuşak karnı olduğu dönemlerdeki gibi halen dolaylı vergilerden sağlanıyor. Gelir vergisinin tüm vergi gelirleri içindeki payı yüzde 22, kurumlar vergisinin payı yüzde 10.1. Kalan neredeyse yüzde 70'lik pay tüketimden alınan vergilerden geliyor. Tıpkı 1994 ve 2001 yıllarındaki gibi.
İşsizlik oranı yüksek büyüme hızına rağmen halen iki haneli seviyelerde seyrediyor. 2001'de yüzde 6.6, kriz sonrası 2002 yılında 10.3 olan işsizlik bugünde hemen hemen aynı oranlarda. Dış ticaret hacmi artıyor, ancak ihracatın ithalatı karşılama oranı aşağı inmiyor. Fırtınalı yıllardan 2001'de 75.,7 olan karşılama rasyosu geçen yıl 64.5'e geriledi.
Son yıllarda gelir artarken borçta beraberinde yükseldi. Kamu kesimi dış borçlanmayı tercih etmediği için dış borcu 2001 krizinden bu yana yüzde 103.1 yükselirken, özel kesim borç toplamını yüzde 425 yukarı çıktı.
Parçaları yan yana getirdiğimizde piyasaların ve bazı ekonomik parametrelerin pamuk ipliğine bağlı olduğu resmi çıkıyor karşımıza. Nedeni malumunuz, yapısal reformların tamamlanmış olması ve bir türlü derinleşemeyen piyasalar. 2008 küresel krizi ya da iç siyasi gelişmeler kolaylıkla oynatabiliyor piyasaları. Bu piyasaların üzerine "İstanbul Finans Merkezi" tabelası assak değişen bir şey olur mu sizce?


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.