• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Sadece piyasalar değil!

CAHİT SÖNMEZ

Sadece piyasalar değil!

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25 Haziran 2013
Bir sürerdi piyasalarda işler yolunda gitmiyor. Hem içerideki hem de dışarıdaki unsurlar piyasaları olumsuz etkiliyor son bir aydır. Sanki, Moody's in not artırımı milat olmuş gibi. BIST 100 endeksi 93 bin ile zirve yaptı sonra resmen serbest düşüşle 70 bin sınırına kadar geriledi. Dolar 1.95'lere geldi, haline acıdığımız, iyi ki içinde olmadığımız dediğimiz euro 2.5 TL'yi bile aştı. Risk primi anlamına gelen tahvil faizleri de yerinde durmadı yüzde 60'ın üzerinde yükselişle yüzde 8 kritik sınırı geçti. Piyasalardaki bu bozulmanın yavaş yavaş reel kesimi de olumsuz etkileyeceği sinyalleri alıyoruz bazı verilerden.
Yabancı sermaye borsadan çıkıp likidite döndüğünde iki strateji izliyor. Birincisi, hisse senedi ve tahvil satışı sonrası elde ettiği TL likiditesini elinde tutuyor ve beklemeye geçiyor yeni pozisyon açmak için. İkincisi ise, TL likiditesini risk algısına bağlı olarak dolara çevirip ülkesine dönüş yapıyor. Bu durumda, hisse senetleri aşağı, faizler yukarı çıkıyor ve aynı zamanda kurlarda yükselişe geçiyor. Birinci durumda kurların yükselişi hisselere ve tahvillere eşlik etmiyor. Son haftalarda risk algısı büyük oranda değişen yabancı sermayenin Türkiye'den çıkış yönlü aksiyon aldığına tanık oluyoruz.

İKİ HASSAS KONU
Bu noktada iki kritik konu var karşımıza çıkan. Cari açığın nasıl finanse edileceği ve özel kesim dış borçlarının nasıl çevrileceği...
Cari açığın neredeyse yüzde 80'i sıcak paraya bağlı olduğundan, piyasalardan çıkan yabancı sermaye sadece piyasaları allak bullak etmekle kalmıyor aynı zamanda cari açığın finansmanını sıkıntıya sokuyor. Nedense önemsenmeyen özel kesim dış borçları özellikle kurların yukarı çıkmasıyla zora giriyor. Her ne kadar özel kesim dış borcunun neredeyse tamamını yeni dış borçla çevirse bile açık pozisyonları yüzünden kur riski hem de yüksek oranda, taşımak zorunda kalıyorlar. Bu iki hassas konu varken Merkez Bankası'nın kurlar konusunda neden rahat olduğunu anlamak gerçekten biraz zor.
Gerek gelişmekte olan ülkelere gerekse Türkiye'ye mahsus yabancı sermayenin risk algısındaki değişm ilk olarak ve doğal olarak mali piyasaları etkiledi. Bozulan algı ikinci aşamada reel kesime yansıma eğilimine dönüşüyor. Şimdiden bunun sinyallerini almaya başladık.
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yapılan "Reel Kesim Güven Endeksi" sektör temsilcilerinin beklentilerinde bozulmanın olduğunu gösteriyor. 2085 reel sektör temsilcisi genel gidişatın olumsuzlaştığı kanısında olduklarını bildirmişler. Bu sonuçla Mayıs ayında 110.5 seviyesinde olan endeks bir ay sonrasında 104.6'ya inmiş. Bu arada endeksin 100'ün üzerinde olması güvenin olduğu anlamına geliyor. Düştükçe güvende azalıyor yorumu yapıyoruz. Gelecek 3 ayda üretim hacminde de belirgin bir düşüş öngörüyor anket katılımcıları. Üretim hacmiyle ilgili endeks değeri de 131.7'den 124'e kadar inmiş.

İÇ FAKTÖRLER AĞIRLIKTA

Ne yazık ki, önümüzdeki 3 ayda ihracat siparişlerinde azalma tahmini ön plana çıkıyor verilen yanıtlardan. Firmaların önümüzdeki önemde temponun düşmesine bağlı olarak sabit sermaye yatırım harcamasını da azaltmayı planlıyorlar. Aynı zamanda istihdamda da azalma görüşü hakim. Kapasite kullanım oranlarına baktığımızda benzer gözlemleri yapabiliyoruz. Örneğin, dayanıklı tüketim malları üreten firmaların kapasite kullanımları 74.4'den 71.9'a çekilmiş. Tüketim mallarında değişim olmazken, ara mallarında çok az bir artış söz konusu.
Reel sektörün verdiği ilginç yanıtlardan birisi de gelecek 3 ayda kredi faiz oranlarının yukarı yönlü hareket edeceğini beklemeleri. Aynı şekilde piyasa satış fiyatlarında artış olacağı görüşü de hakim. Sözün özü, dış ekonomik gelişmelerin etkisi tabi göz ardı edilemez. Ancak, piyasaların verdiği aşırı tepki ve reel kesimde bozulma emareleri iç siyasi faktörlerin ağırlıkta olduğunu kanıtlıyor.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.