Ekonomi haberlerine göz gezdirirken Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı Eylül ayı istihdam verileri ile ilgili haberler dikkatimi çekti. İstihdamda artış, beklentilerin altında işsizlik oranı gibi iyimser başlıklar atılmış. Ben de sevinerek TÜİK'in web sitesine girdim rakamları detaylı görmek ve satır aralarını okuyup sizlere aktarmak için. Rakamlara bakıyorum, bir kez daha bakıyorum... Ancak başlıklarla bir türlü paralellik kuramıyorum.
Neden derseniz? Rakamların ne anlattığına değindiğimizde sizlerde bana hak vereceksiniz...
- Eylül ayında işsizlik yüzde 9.9'a yükselmiş. 2012 yılının aynı döneminde işsizlik oranı yüzde 9.1 düzeyinde imiş. İşgücüne katılım oranı etkili olmuş olabilir seçeneği için oranlara baktığımızda geçen sene Eylül'de yüzde 51 olan değer sadece 0.3 puanlık artışla yüzde 51.3'e çıktığını görüyoruz. Oran kırsal kesimde gerilerken kentsel kesimde biraz daha fazla yükselmiş.
Genç işsizler
- Kaygı verici rakamlar genç istihdamda gözümüze çarpıyor. 15-24 yaş aralığındaki genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 18'den yüzde 19.4'e fırlamış. Üstelik kentsel kesimdeki genç nüfus işsizlik oranı yüzde 22.1'e ulaşmış. Neredeyse 4 gençten birisi işsiz desek yeridir.
- Tarım dışı işsizlik oranı da bir önceki yılın eş dönemine göre belirgin bir şekilde artmış. Yüzde 11.6 olan oran yüzde 12.3'e çıkmış. Kentsel kesimde doğal olarak 0.1 puan daha fazlalık var.
- Bir yıllık sürede işgücüne dahil olan 629 bin kişinin 336 bini istihdam edilmiş hemen hemen aynı orandaki işgücü ise işsizler ordusuna katılmışlar.
- Mevsim etkisinden arındırdığımızda işsizlik oranı yüzde 10.3 çıkıyor.
- Pozitif yönde algılayabileceğimiz sadece 1 rakam var o da sosyal güvenlikten mahrum çalışanların oranının yüzde 37.2'ye inmesi.
Türkiye emek piyasasının durumunu daha da netleştirmek için bazı eklemeler yapalım...
- İstihdam edilenlerin üçte biri asgari ücretle yetinmek zorunda kalıyorlar. Bunda birde sosyal güvenlikten mahrum çalışan yüzde 37.2'yi de dahil ettiğimizde şu dramatik sonuç çıkıyor karşımıza "İstihdam edilenlerin çoğunluğu asgari ücrete talim ediyor." Yani istihdam sağlandı, bu kişiler sorunsuzlar kısmına geçti diye baktığımızda sadece kendimizi kandırıyoruz. Çünkü insani yaşam koşullarını sağlamayan ücretle çalışmaları emek piyasasındaki gerçek düzelmeyi yansıtmıyor. Aynı zamanda, bunlarında bir kısmının taşeron sistemine tabi çalıştığı gerçeğini göz önünde bulundurduğumuzda her yıl giriş çıkış yaptırılarak kıdem tazminatı, yıllık izin süresi gibi bazı özlük haklarının tırpanlandığını da biliyoruz.
Alternatif işizlik
- TÜİK'e göre U-2 olarak kodlanan ve "klasik işsizlik oranı" olarak tanımlanan işsizlik oranı yüzde 9.9 seviyesinde. Oysa Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun yaptığı çalışmaya göre Temmuz ayında ümitsizlerin dahil edildiği U-3 yüzde 11.1, çalışmaya hazırların eklendiği U-4 yüzde 15.7, mevsimlik çalışanlar ve zamana bağlı eksik istihdamla türetilen U-5 yüzde 11.7 ve son olarak tümünün kapsandığı U-6'ya göre yüzde 17.9'a ulaşıyor.
- Eylül ayında işsizlik sigortası için başvuru yapanlar 2012 yılının Eylül ayına göre neredeyse yarı yarıya yükselmiş.
- Kadınların işgücüne katılım oranı ne yazık ki yüzde 30'lar civarında kalırken, bu oran Avrupa'da 2 katına çıkıyor.
Durum böyle.. Sanırım sizde "istihdam edilenler arttı", "işsizlik beklentilerin altında kaldı" başlıklarıyla paralellik kuramadınız. İyimserlik adına atılan başlıklar aslında hangi temel gösterge için geçerli değil ki? Örneğin enflasyonun düşüşünü hissedebiliyor musunuz? Yad a kişi başı düşen gelirinizin yükseldiğini?
