Bu hafta ABD'den bir önemli veri ve açıklama gelecek. Cuma günü birinci çeyrek büyüme rakamı duyurulacak. Çarşamba günü ise FED'in son toplantısına ait tutanak açıklanacak. Haziran ortasındaki toplantı için tabiki kritik önem taşıyor. Federal Açık Piyasa Komitesi üyelerinin vereceği sinyallerle Haziranda faiz artırım olasılığını, daha doğrusu bir sonraki faiz artırımının ne kadar uzaklıkta olduğunu öngörmeye çalışacağız. Aynı zamanda bölgesel FED başkanlarının konuşmaları da bazı ipuçları verebilir.
Özellikle de oy hakkı olan Philadelphia FED Başkanı Harker ve Minneapolis FED Başkanı Kashkarı'nın mesajları ön plana çıkacak. Aslında piyasaları yönlendirecek en önemli faktör son yazımda vurguladığım gibi Trump'ın akıbeti olmaya devam edecek.
Amerikan ekonomisi mehter takımı gibi biraz ileri giderse hemen sonrasında geri geliyor.
Büyümenin öncü göstergelerinden konut satışları Mart ayında yüzde 5,8 artış ile 8 ayın zirvesini yapmıştı. Ancak Nisan ayında yüzde 2,6 aşağı geldi yeni konut satışları...
Nisan ayında gerçekleşen yeni ev satışları 1 milyon 170 bin seviyesinde kalınca bu sefer de Kasımdan bu yana en düşük düzeye gelmiş oldu.
Bir zirve bir dip sadece birer ay arayla...
İÇ TALEP GERİLİYOR
Şubat ve Mart aylarında yüzde 1,9 ve yüzde 2,1'e gelen büyüme Martta yüzde 0,7'ye kadar düşerek son 3 yılın en düşük oranına ulaştı beklentiler yüzde 1,3'lerde olmasına rağmen.
Büyüme hızının momentum kaybetmesinin temel nedeni tüketici harcamalarının belirgin bir şekilde gerilemesi...
Tüketici harcamaları yıla yüzde 3,6 artış ile başlamış, sonrasında yüzde 3,2 ve 3'lere indikten sonra son ayda yüzde 2,2 artış ile yataylaşma eğilimine girmiş.
Hem harcanabilir gelirin yeterince artmaması hem de tüketici kredileri kullanım oranının düşmesi iç talebi olumsuz etkilemiş.
Her şeye rağmen Amerikalı tüketicilerin ekonomilerine duydukları güven yükselerek 97,70 seviyelerine gelmiş. Güven sınırı olan 100'e az kalmış.
Komitenin faiz kararında dikkate aldığı bir parametre olan işgücü verilerine gelirsek...
İŞGÜCÜ PİYASASI
İşsizlik yüzde 4,40'da. Üstelik işgücüne katılım oranı yüzde 60'ın biraz üzerinde iken FED'in kriterinin oldukça altına seyrediyor.
Genç nüfusta işsizliğin yüzde 9,1 gibi yüksek olması ve yarı zamanlı çalışanların sayısı gibi unsurlar düşük işsizlik rakamına rağmen işgücü piyasasının kalitesinin yukarı çekilmesini gerekli kılıyor.
Son olarak Amerika piyasalarında pek gündeme gelmeyen gelişmeye değinelim. Hisse senedi piyasaları epey şişti. Nasdaq 100 endeksinin yıllık artışı yüzde 29,53'de.
Dow Jones ve S&P500 sırasıyla yüzde 18,87 ve yüzde 16,05'lerde. Para çıkışı olabilir önümüzdeki günlerde. Buna karşın tahvillerde getiri yüzde 2'nin üzerinde... Tahviller de likidite çekebilir.
Yukarıda özetlemeye çalıştığım gelişmeler net bir şekilde gösteriyor ki önümüzdeki ay Komite faiz artırmayacak. Ekonomik açıdan sakin olacağından piyasaları ekonomik verilerden öte siyasi gelişmeler yönlendirecek gibi görünüyor. Dolar TL kuru 3,60 altına gerilese de yeniden yükselme potansiyeli var. Borsadaki yükselişte çok doğal gelmiyor bana...