İster şort giyer, ister mini etek, ister şalvar! Ama bu ülkede insanların birbiriyle sorunu var, herkes 'öteki' ile uğraşıyor. Birbirinin eksiğinin, hatasının, yanlışının peşinde, biri tökezlese diye bakıyorlar birbirlerine. Anlamadığım, korktuğum bir 'medya'cılık biçimi hakim, korku filmi gibi. Gelinen noktayı anlamanız için şu cümle önemli: Eskiden bizim gazetede yazan, sonradan başka bir ulusal gazeteye giden ve şimdi nerede yazdığını bilmediğim, popüler ve provakatörlerin şahı bir köşe yazarı vardır; birlikte çalışmıştık. Güzel bir kadın öldüğünde sevinir ve "Birinci sayfaya" haber çıktı diye ellerini ovuştururdu. Her neyse konu, bir oyuncuya yapılan 'haber tacizi'
BU BİR HABER Mİ?
Hande Soral kısa bir elbise giymiş, gece kardeşinin doğum günü davetine katılmak için; çok güzel, her zamanki gibi. Yanında erkek arkadaşı var, işi gücü yolunda, mutlu bir genç kadın... Ve fakat gel gör ki, mutluluğu kursağında kaldı geçtiğimiz sabah. Davet çıkışı eteği açılınca fotoğrafı çeken muhabir (Seyit Durmaz, çok iyi, deneyimli bir muhabirdir, işini yapmıştır; o ayrı), haberini müdürüyle paylaşır, doğal olarak. Burada devreye girmesi gereken bir nokta var, eteği açılıp poposu görünen genç bir kadının haberi yapılmalı mı yapılmamalı mı? Her gün her olayla alakalı ahkam kesen, ahlak dersi veren, her şeyin en iyisini doğrusunu bilen, oturdukları yerden bilgi, irfan ve derya gibi birikimlerini paylaşan gazetenin özellikle kadın köşe yazarları nasıl görecekler haberi merakla beklemekteyim! Ekip bayılır habere ve birinci sayfaya alırlar. Hande Soral, eteğinin açıldığı ve istemeden verdiği frikiği gazete ekinin ilk sayfasına taşıyan gazeteye cevap verdi twitter hesabından.. "Bu sabah Hürriyet gazetesinde gördüğüm fotoğrafımın şokunu atlatmam mümkün değil. Tamamen habersiz ve savunmasız bir durumda çekilmiş bir fotoğrafın bir gazetenin manşetinden afişe edilmesinin bana, aileme vereceği üzüntü ve zararı nasıl göremezsiniz? Böyle bir fotoğrafın tirajınıza getireceği katkının mutluluğunu neyle ölçüyorsunuz? İtibarımın zedelenmesi, annemin babamın, ailemin toplum içindeki utancıyla mı? Yazıklar olsun, bu mu habercilik ve magazin anlayışınız? Sırf tanınan biri olduğum için mi bir kadını aşağılama, afişe etme hakkını habercilik gücünün altında kullanıyorsunuz. Bu kesinlikle gazetecilik değildir. Kadına şiddetin başka bir türüdür, istismardır, tacizdir!"
AYŞE ARMAN NE DİYECEK ACABA?
Sonuna kadar katılıyorum ancak bu tarz haberleri yapan, kadını kullanan ve gerçekten işleri bitince kirli bir mendil gibi buruşturup atan zihniyete kendileri cevap vermeli. Ama birkaç ajite cümleyle değil. Bu gazete haber veya röportaj istediğinde "hayır" diyecek kaç kişi çıkar oyuncular arasından? Kendime cevap vereyim; sıfır! Hande bile, şimdi Ayşe Arman arasa ve "gel de kendini anlat" dese, "hayır size asla" diyecek mi? Demeyecek. Tepki verilmediği sürece görecekleri muamele budur. Birkaç yıl önce aynı gazetenin muhabiri Hakan Gence'ye röportaj vermiş Hande Soral. Sormuş Gence, "Kadın olmak zor mu?". "Zor evet" demiş Hande, Gence bir daha sormuş "Türkiye'de kadın olmak zor mu?". "- Özellikle de o zor olan" diye cevaplamış Hande. Zor hem de çok zor Handeciğim, seni bilen biliyor, ailen biliyor canını sıkma ama ne yazık ki bu mantığı ve sistemi bilen çok az insan var. Çark dönmeye ve kadını kullanmaya devam edecek, birileri aynı gazetede haber yapacak, birileri aynı gazetede köşelerinden utanmadan başkalarını eleştirecek, ahlak bekçiliği yapacak.
