İzmir günlerdir Zorlu Holding'in Pasaport'a yapacağı gökdeleni konuşuyor. Daha önce kentte birçok yatırımı engelleyen kesimler, bu projeyi adeta İzmir'e bir öcü gibi sunuyor. "Yok 250 metre olacak, yok Kadifekale'den bile yüksek olacak" diyorlar.
Ben Zorlu Holding'in avukatı değilim. Hiçbir zaman da gökdelen taraftarı olmadım. Ancak, Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in de dikkat çektiği gibi burada bir 'kazanılmış hak' varsa saygı duymak gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca bir gazeteci olarak kamuoyunu doğru bilgilendirmek de en başta gelen görevim.
Konuyu araştırdım... Henüz Zorlu Holding, buradaki projesiyle ilgili resmi bir açıklama yapmadı ama benim ulaştığım bilgiler, karalama kampanyası yapanların birçok söyleminin doğru olmadığını gösteriyor.
HİLTON KADAR OLACAK
Örneğin yükseklik konusu... Buraya yapılacak binanın yüksekliğinin 250 metre değil, 142 metre olduğunu öğrendim... Ruhsata konu olan projenin yüksekliği bu... Hemen yakınındaki Hilton Oteli'nin yüksekliği de 142 metre... Bugün İzmir'de 200 metrelik binalar var. Yani ortada Kadifekale'nin görüntüsünü bile kapatacak bir bina olmayacak.. Ayrıca bu projede İzmir'in çok önemli bir kazanımı da olacağını öğrendim... Biliyorsunuz Alsancak ve Konak merkezde Kültürpark dışında doğru düzgün bir yeşil alan yok. Burada Zorlu Holding, 6 dönümlük arsasının 2 bin 800 metrekaresini yeşil alan yapması için kamuya, yani Konak Belediyesi'ne terk etmiş. Bu yeşil alan bu bölge için önemli bir kazanım olacak. Yani işin böyle bir yönü de var...
BATUR'A BİR SORU
Gökdelen tartışması sürerken aklıma bazı sorular geldi. Projenin önünü açan imar düzenlemelerini Büyükşehir ve Konak Belediyesi yaptı.
Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Narlıdere'den bu ilçeye geldiği için şu an yönettiği kurumun hazırladığı söz konusu imar planlarında herhangi bir katkısı bulunmuyor. Ancak, şöyle bir ayrıntı var: Narlıdere'de 20 yıl başkanlık yapan Batur, bu süre boyunca söz konusu planları hazırlayan Büyükşehir Belediyesi'nde Meclis üyesiydi. O dönem bu planlara CHP'li meclis üyeleri de oylarıyla onay verdi. Bugün projeye karşı çıkan Batur, acaba o zaman partisinin diğer meclis üyeleriyle birlikte bu projenin önünü açan imar planlarına 'evet' oyu mu verdi? Yoksa Batur, o zaman imar planına onay verdiği projenin uygulanmasına şimdi karşı mı çıkıyor? Sayın Batur, bir cevap verirse bu köşede seve seve yayınlamaya hazırım...
BANKAMATİK ÇALIŞANLARININ SIRRI
CHP İzmir Örgütü'nde 30 ilçede delege seçimleri tamamlandı. Kentte CHP'li 24 belediyede çalışan birçok isim de delege seçildi. Tabii CHP İl Yönetim Kurulu'nda yer alan 11 üyenin halen belediyelerde çalıştığı göz önüne alındığında parti delegesinin de belediyelerde çalışıyor olmasının ne sakıncası var diyebilirsiniz?
Var... Bunu da bizzat Bornova Belediyesi'nin CHP'li Başkanı Mustafa İduğ söylüyor. İş dünyasından gelen ve farklı bir başkan portresi çizen Mustafa İduğ, bu konuda dobra bir çıkış yaptı ve aynen şu ifadeleri kullandı: "Her belediyenin içerisinde bankamatik çalışan vardır. Belediye çalışanları delegelik yapıyorsa bankamatikleri önleyemezsiniz. Delege yapısı belediye çalışanları arasında olmaması gerekiyor."
İduğ, İzmir'deki belediyelerde sürekli gündeme gelen 'bankamatik çalışan' olgusunun kaynağını da dile getirmiş oldu...