CHP ve Yücel’in çifte standardı

Menemen, CHP için kanayan yara. Önce CHP'den seçilen Belediye Başkanı Serdar Aksoy, yolsuzluktan hapse düştü. Ardından aday belirleme ve seçim sürecinde yapılan hatalarla başkanvekilliğini AK Parti'ye kaptırdılar. Çünkü seçimde CHP'li 3 meclis üyesi AK Parti'nin adayı Aydın Pehlivan'a oy verdi. Şimdi de CHP'li 3 meclis üyesi, işçilerin geçmiş dönemden biriken onlarca milyonluk alacaklarını ödemek amacıyla kredi çekme yetkisi isteyen AK Partili Pehlivan'a destek verdi.
Böylece CHP'nin karşı çıktığı yetki kararı, oy çokluğuyla meclisten geçti.
DAHA ÖNCE HOŞ GÖRÜLMÜŞTÜ
Tüm bu süreçleri kötü yöneten ve hezimetin baş sorumlusu olan CHP İl Başkanı Deniz Yücel, kredi yetkisi için olumlu oy kullanan CHP'li üyeler Hasan Ünal, Rasim Yiğit Özge ve Ali Aydın'ı disipline göndermek için harekete geçti.
Ancak CHP ve Yücel'in bu hamlesi maalesef partideki çifte standardı da dünya aleme bir kez daha gösterdi. Disipline gönderilmek istenen 3 üyenin de ortak savunmalarında belirttikleri gibi geçtiğimiz yaz CHP'li 4 meclis üyesi daha önce CHP'li başkana karşı direniş başlatmış ve bu çerçevede partinin grup kararına bile uymamışlardı. CHP'li Meclis üyeleri Deniz Karakurt, Gürkan Develi, Nursel Katipoğlu ve Koray Atasoy, geçtiğimiz yazki oylamada grup kararına aykırı olarak CHP'li Başkan Serdar Aksoy'un faaliyet raporuna ret oyu vermişti. Üstelik Deniz Karakurt, Gürkan Develi ve Nursel Katipoğlu, muhalefetle işbirliği yaparak CHP'nin grup kararına aykırı olarak komisyonlara aday olmuşlardı. Karakurt Encümen'e diğer iki üye de çeşitli komisyonlara bu şekilde seçilmişti.
İL BAŞKANI HOŞ GÖRMÜŞTÜ
Ancak o dönem Deniz Yücel, CHP'li üyelerin grup kararına aykırı hareket etmelerini hoş görmüştü. Hatta "Sıkıntılar partinin içinde kalmalı. Kimse kimsenin askeri de değil" diyerek faaliyet raporuna oy vermeyen CHP'lilere üstü kapalı destek vermişti. Yücel, daha sonraki süreçte Serdar Aksoy hapse girince partili belediye başkanına başkaldıran Deniz Karakurt'un CHP'nin belediye başkanvekili adayı yapılmasına ön ayak olmuştu. Oysa Yücel ve CHP şimdi mağdur olan işçilerin maaşlarını alabilmesi için belediye yönetiminin kredi çekme girişimine destek verdikleri için 3 partiliyi disipline gönderiyor. Bu resmen bir çifte standarttır. Haksızlıktır.
RETÇİLERLE ANLAŞMIŞ MIYDI?
Bu arada dün çok ilginç bir bilgi kulağıma çalındı. Buna göre Yücel, geçtiğimiz yaz yaşanan hadisede CHP'de başkaldıran 4 meclis üyesiyle önceden 'disipline gönderilmeyecekleri' konusunda anlaşmıştı. Yani İl Başkanı ve 4 meclis üyesi, CHP'li belediye başkanına karşı anlaşıp iş çevirmişlerdi. Bu iddia ne kadar doğrudur bilmiyorum ancak ortadaki çifte standart, Yücel'in böyle bir anlaşma yaptığı yönündeki kuşkuları körüklüyor.
CHP İzmir'de hiç bu kadar iş bilmez bir il başkanına teslim edilmemişti. Yazık...