• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Karlı dağlardaki ateş

FİLİZ ÖZKOL

Karlı dağlardaki ateş

filizozkol@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 23 Şubat 2023
Deprem olduktan sonra alınan tedbirin, kalp kırdıktan sonra dilenen özrün kıymeti yoktur.

Yazımın başlığı aslında çok romantik bir roman adı olurdu. Her şeyin güllük gülistanlık olduğu, kimsenin ölmediği, herkesin mutlu yaşadığı bir hayatın içinde olmak güzeldi. Keşkelerin bol olduğu bir gezegende yaşadığımızı artık inkar edemeyiz. Hayata geliş nedenimiz ve amacımızın ne olduğunu bulamadığımız kesin. Hiçbir ilim ve bilim sorumuzun cevabı değil. İlahi bir gücün emriyle dünya hayatının içinde belli bir plan dahilinde yaşıyoruz. Herkesin, kadersel planı içinde kendine bir yol çizip yaşam alanını doldurmaya çalıştığını görüyoruz. Fizik biliminde bile, A noktası ile B noktası boşluğunda kendimize yer bulmak zorundayız.
Biliyoruz ki bu sonsuzluğun adı yok.
Biz adlandırmaya, kendimizi oyalamaya çalışıyoruz. Sonrası ve öncesini bilmediğimiz bir yolun hangi mısralarında, bizi ne bekliyor diye bir takım soruların içinde kaybolmaya mecburuz. Alanımız geniş bir boşluk ve biz boşluğa sığamadık gitti.

SEÇİLMİŞ BİR COĞRAFYA
Konumuz belli. Güneydoğu Anadolu'da yaşanan depremin dışına çıkamadığımız kesin. Enkaz, acı, gözyaşı derken nasıl normal bir hayat yaşayabiliriz ki.
Son yüzyılın fay kırılması bizim ülkemizde yaşanıyor. Seçilmiş bir coğrafyada yaşadığımız kesin. Kıtalar arası köprüyüz. "Yüzyıllardır herkesin gözü üzerinde olduğu bu toprakların kıymetini yeterince bilemedik mi acaba?" sorusu ister istemez insanın aklına geliyor. Deprem araştırmalarına biraz daha ağırlık verip, evlerimizi daha sağlam yapabilir miydik, diye soralım kendimize.
Can havliyle ilk yükleneceğimiz kişiler inşaat sektörünü elinde tutan kişiler oluyor. Çöple saman birbirine karışmış durumda. Yerleşim alanları çok önemli. Her bina her alana kurulmaz. Anadolu Selçuklu devletinin yaşam tarzı ve politikasını bir düşünelim.
Bizim atalarımız dedelerimizin göçebe ruhu bu işi biliyordu. Yerleşim alanlarını seçerken nereye nasıl bir ev kuracakları konusunda güçlü bir algıya sahiptiler.

NESİLLERE AKTARILACAK
Maalesef, yenidünyanın ve gelişen şartların bize yüklediği düzen her zaman iyi sonuç vermiyor. Üstelik deprem bölgesi bir ülkede yerleşim planlarının hassasiyetle yapılması gerekirken, düzensiz bir prosüdürle hayata geçirilen uygulamalar, hepimizin beyninde şimşekler çaktırıyor. Her haykırış kalbimizin derinliklerindeki yarayı yeniden kanatıyor.
Bu deprem sadece evlerimizi yıkmadı canlarımızı, umutlarımızı, yüreğimizi aldı götürdü. Hayata bakış açımızı enerjimizi yok etti. Unutulacak bir olay değil. Nesillere aktarılacak bir ateş. Bu ateş hiç sönmeyecek.
Güney Anadolumuzun dağlarında ovalarında hep tütecek. Bu kadar yıkım can ve mal kaybı anlatılacak gibi değil. Görenlerin anlatırken gözyaşlarını tutamadığı sahneler.
Kaybolan anneler, babalar, çocuklar, kuzenler, yeğenler bacılar. Koskoca aileler yok oldu. Hepimizin bu konuda yapacağı çok şey var. Aslında çok geç kalmış ihmal edilmiş bir görevin masum suçlularıyız.
Çocukluğumuzdan beri orta halli ailelerin tek sloganı vardır. "Aman kiralar da sürünmeyelim başımızı sokacak bir evimiz olsun" Yine bir atasözü, "Dünyada mekan ahirette iman" Biz bu sözlerin arkasındaki boşluğu, dolduramamış olabilir miyiz. Şu anda Türkiye'de yaşayanlar olarak hepimiz şapkamızı önümüze alıp düşünelim. Evet! büyük depremlerin önüne geçmemiz imkansız.
Belki de dünyanın en büyük fayları bizim ülkemizde. Deprem uzmanları ile inşaat sektörleri, keşke birlikte çalışsalardı. Yine eskiler ne demişler "Bir musibet bin nasihatten iyidir" Acı bir tecrübe oldu. Bu deprem yıllarca yüreğimizdeki bitmeyen bir yangın bırakacak. Güney Anadolu'muzun karlı dağlarının ateşi hiç sönmeyecek. İçimizde cam kırıklıkları kan revan içinde yaralarımızı sarmaya devam edeceğiz. Tek söz kalıyor geriye "Akıllı olmak hayat kurtarır."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.