• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Patolojik aşklar

FİLİZ ÖZKOL

Patolojik aşklar

filizozkol@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26 Mayıs 2025

Patoloji kelimesinin ne kadar sevimsiz olduğunu hepimiz biliyoruz. Ne zaman yolumuz bir hastaneye düşse bir çoğumuzun karşılaştığı durumdur. Son yıllarda insanüstü çabayı kolaylaştırmak adına da hemen tıbbın başvurduğu bir işlemdir. En çok "anormal" anlamında kullanılır. Tıp felsefesi açısından yapılan değerlendirmelerde, "Patolojik" nitelemesi "sağlıksız" anlamında, yani "sağlıklı" nitelemesinin karşıtı olarak kullanılmalıdır; "normal" nitelemesinin karşıtı bir sözcük değildir. Peki ilişkilerimize yansıması nasıldır diye aklımıza birçok marazi soruyu getiriyor. Son dönemin arıza konularından biri olarak karşıma çıkıverdi. Psikologlara göre olgunlaşamayan bir ilişki; ya biter ya da hastalıklı bir aşka dönüşür. Hastalıklı aşk, eskilerin tabiriyle "marazi aşk", "takıntılı aşk", "patolojik aşk" veya "narsisistik (bencil) aşk" diye de adlandırılır. Burada aşık, ilişkiyi bir benlik mücadelesine dönüştürür. O'nun için karşısındaki kişi benliğini besleyen bir nesnedir.

SAPLANTILI AŞK SENDROMU
Aşk her yerde ve her zaman var olan bir duygudur. Aşkın tanımı kişiden kişiye değişen bir olgudur. Dolayısıyla aşkın tanımını yapmak da zorlaşır nitekim birçok araştırmacı da aşkın tanımını farklı şekillerde yapmışlardır. Onlardan biri olan Tennov aşkı, bilişsel etkinliği devre dışı bırakan, geçici bağımlılık ve sevilen kişiye yönelik bedenin verdiği duyarlı tepki olarak tarif etmiştir. İbnu'l -Kayyim el Cevziyye'nin Aşıklar eserinde ise aşkın tanımı sevgilinin tüm dostlara tercih edilmesi, sevgilinin anısı ve hatırasının, sevenin kalbini istila etmesi, kendini tümüyle sevgiliye adaman ve senden sana hiçbir şeyin kalmamasıdır, sevgiliye karşı gayret ve kıskançlıktır. Aşk, kalpte sevgilinin istekleri haricinde her şeyi yakan bir ateştir. Aşk, kalbin sevgiliden başkasına körleşmesi eleştirilmesine karşı sağırlaşmasıdır. Aşk, kalbin sevgiliye doğru daimi bir hareketi ve onun yanında sükunudur aşkın tanımıyla ilgili bunun gibi pek çok farklı görüş vardır. Aşk, aynı zaman da karşı taraftan hiçbir zaman kopmama isteği ve yoğun bir şekilde karşı tarafa bağlanmak, terk edilme gibi düşüncelerin bireyi kaygı ve korkuya sürüklediği bir duygudur. Ancak bazen aşkın yerini öfke ve nefret alabilir.
İşte karşımda oturan ve aşkını anlatan kahramanın ilginç bir aşk hikayesi;
Kadın; Yaşama hep arka pencereden baktım. Aşklarımda nedensiz ayrılıklar türettim. Hep kaçmak istedim sesini özlemek için. Yabancı şehirler ve farklı insanlar, gizli korkular yaratırdı bende. Çünkü tüm o insanlarda biraz sen vardın ve sende tüm insanlar.
Erkek; seni kucaklamak evreni kucaklamak gibi bir şeydi sana sarılırken. Seni ayrıştırıyordum diğer insanlardan, acılardan, korkulardan ve kinlerden.
Ama her seferinde kıskançlığın pençesine düşer ve hemen orada ayrılığı özlerdim sana yeniden kavuşmak için.

SAĞLIKLI İLİŞKİLER
Kadın; ve sen, her zamanki o hep tanıdığım anlamlardaki gözlerinde sorgulardın beni, bendeki tuhaflığı. Oysa sen, hep beni tanıdığını sanırdın ukala bir yaşam bilgiçliğiyle. Sen bilmezdin ki bu yaşam bana göre değildi. Amatör ve çocuksu ruhumu körelten bir vurdum duymazlık vardı bu garip kaosta. Ortalarda olmayı, ortalarda kalmayı beceremedim ki hiçbir zaman. Biz her şeyi biliyor zannettik, bilinmezlikler içinde dolaşırken. Çoğalttıklarımız ve eksilttiklerimizin toplamı birbirine eşitken biz neyi arıyorduk söyler misin? Erkek; birbirimizi çok iyi çok iyi tanıdığımızı zannettiğimiz anlarda belki de en yabancıydık. Ve sen beni hiç anlamadın. Anlamsızlığında, anlamlar türettin. Oysa yaşamın en fırtınalı denizi bendim ve kendi denizimin en sığ limanı..
Evet arkadaşlar bu hikayenin sonu olmayacaktı, başlangıcının olmadığı gibi. Saplantılı aşkların bir başka adı var " Stockholm sendromu." Anlamı; rehin alınan kişilerin kendilerini rehin alan kişi ile kurdukları bağı tanımlayan bir teoridir. Bir akıl sağlığı sorunu yani hastalık olmayıp, şiddeti normalleştirmek ve şiddeti uygulayana sempati beslemek hatta onunla empati kurmak zihinsel ve duygusal bir tepki olarak değerlendirilmektedir.
Hemen akılıma şu soru geliyor? Geçmişin Ferhat ile Şirin'i, Kerem ile Aslı'sı, Leyla ile Mecnun'u, Tahir ile Zühre'sinin aşkları acaba hangi patalojik sendromdu. ALLAH hepimize sağlıklı ilişkiler nasip etsin.

KÜPE
Aşkın altıncı hali takıntıdır.
Anonim

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.