• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Yüzün telifi: Dijital çağın yeni para birimi

GONCA ELİBOL

Yüzün telifi: Dijital çağın yeni para birimi

gonca.elibol@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01 Eylül 2025

Teknoloji, insanlık tarihinde hiç olmadığı kadar hızlı ilerliyor.
Yapay zekanın üretimden finansa, sanattan güvenlik politikalarına kadar uzanan etkisi her geçen gün daha fazla dikkat çekiyor. Dijital dünya öyle bir çığır açıyor ki, telif haklarının da sınırlarını zorluyor. Geleneksel telif anlayışı, fikri emek kapsamına giren şarkılar, yazılar, tablolar, kitaplar, oyunlar, filmler, makaleler ve yazılım gibi eserleri içerir. Ancak bugün geldiğimiz noktada bu koruma yalnızca bu eserlerle sınırlı kalmıyor. Yapay zeka ve deepfake teknolojilerinin yükselişi, insanın kendisini, yüzünü, sesini ve benliğini yeni bir telif hakkı tartışmasının merkezine yerleştiriyor. Başka bir deyişle, kimliğin korunması da artık telif hakkı kapsamına dahil ediliyor.

ÖNEMLİ BİR GELİŞME
Geçtiğimiz günlerde Danimarka tarihi bir dönüşümün adımını attı. Yeni yasa tasarısıyla vatandaşlara yüzleri, sesleri ve hatta fiziki benzerlikleri üzerinde telif hakkı tanınıyor. Böylece izinsiz oluşturulan deepfake içerikler, bireylerin kişisel haklarını ihlal eden bir suç kapsamına girecek. Bu gelişme, dünyanın diğer ülkelerine de yön verecek nitelikte. Çünkü sahte ses ve görüntülerin oluşturduğu risk, sanat dünyasından siyasete, askeriyeden iş dünyasına kadar çok geniş bir alanı tehdit ediyor. Örneğin bir sanatçının sesi veya yüzü izinsiz kopyalanarak sahte performanslar üretilebiliyor; bu hem ekonomik kayıp hem de itibar riski doğuruyor. Siyasette bir liderin sahte videosu kamuoyunda krizlere yol açabiliyor ve demokrasiyi zedeleyebiliyor.
Askeri alanda yanlış emirler veya görüntüler stratejik kararları bozabilirken, şirketler açısından sahte CEO videoları piyasaları manipüle edebiliyor. Türkiye'de ise siyasetçilerin ve iş insanlarının yüzü ve sesi kopyalanarak yapılan dolandırıcılık vakaları giderek artıyor. Yöneticilerin sesi birebir taklit edilerek hazırlanan sahte "yatırım tavsiyesi" videoları, teknolojinin nasıl ekonomik suça dönüştürülebileceğinin en net göstergesi haline geliyor. OECD verilerine göre, sahte içerikler ve yapay zeka tabanlı dolandırıcılıklar küresel ekonomiye her yıl milyarlarca dolarlık zarar veriyor.
Bu da uluslararası işbirliğinin ve güçlü ulusal düzenlemelerin önemini daha da artırıyor.

BİLİNÇLENDİRME GEREKLİ
Teknolojinin bu denli kötüye kullanımını önlemek, güvenlik açıklarını kapatmak ve finansal zararı engellemek için yasal açıdan daha kapsayıcı kuralların hayata geçirilmesi kritik bir gerekliliktir. Ülkemizde de bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu önemli çalışmalar yürütmektedir. Siber suçlarla mücadelede ciddi atılımlar mevcuttur. Ancak hukuki boyutta toplumun sahte içeriklere karşı bilinçlendirilmesi, olası krizleri önlemede en etkili yöntemlerden biridir. Genç, yaşlı, eğitimli ya da eğitimsiz herkes bu sahte hesapların oluşturduğu deepfake tuzaklarına düşebilmektedir.

İŞBİRLİĞİ VE PROTOKOLLER
Diğer taraftan yasal düzenlemeler çoğu zaman teknolojinin gerisinde kalmaktadır. Hukuk sistemini bilgi teknolojileriyle buluşturmak, karar süreçlerinde hem hız hem de etkinlik sağlayacaktır. Bu yüzden hukukçuların bilişim alanında yüksek lisans yapmaları veya sertifikalı eğitim programlarına katılmaları büyük önem taşımaktadır. Bu noktada YÖK ile yapılacak işbirliği ve protokoller, yönetim bilişim sistemleri gibi disiplinlerde eğitim imkânlarını yaygınlaştırabilir.
Yönetim bilişim sistemleri alanında yüksek lisans yapmış biri olarak, bu eğitimin özellikle hukukçular, hâkimler, savcılar ve karar alıcı kadrolar için alınmasının çok fayda sağlayacağına inanıyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.