Bir gazeteci olarak mesai gözetmeksizin işimizin başında olduğumuzdan mütevellit, bize de aşı imkanı verildi, biliyorsunuz. Ben de geç de olsa, aşı için bir randevu aldım. Biontech aşısını seçtim. Randevu saati olarak 16.00 aldım. Belki biraz daha tenhalaşır diye özellikle gün sonuna randevu almayı düşünmüştüm. Özellikle mRna aşısı için randevu alanları uyarmak amacıyla bu yazıyı kaleme alıyorum. Ne olur ne olmaz diye 15.45'de hastanede oldum. Form doldurdum ve beklememi söylediler. Benimle birlikte bekleyen iki kişi daha vardı. 16.30 oldu, çağıran kimse yok. 16.45, yine kimse seslenmiyor. İçeri gidip bilgi istedik. Bildiğiniz gibi özel koşullarda soğuk zincirinde saklanan bu aşı, altışarlı gruplar halinde yapılıyor. Bu yüzden -aşı boşa gitmesin diye- altı kişinin de orada olması gerekiyor. O altı kişi gelmemiş. Peki bu durumda ne olacak diye sorduğumuzda, "Merak etmeyin gece 23.00'e dek buradayız. Mutlaka aşınızı olursunuz." Gibi eğlenceli(!) bir yanıt aldık. Biraz daha bekledik. Saat oldu 17.30... Gelen giden yok. Görevliler, 'gelenler olacağını, haber verdiklerini' söylediler. Kimse haber verilmiş bilmiyoruz ama biz daha fazla beklememiz gerekiyorsa randevumuzu iptal etmeyi düşündüğümüzü ifade edince (Çünkü randevu demek belli saatler arasında' demektir.) 'Az kaldı' dendi, bir 15 dakika daha beklememiz istendi. 17.45'de aşımız yapıldı. Konu nasıl çözüldü bir fikrim yok ama çözüldü. Bu satırların okuru, lütfen 'Aşıyı bulmuş da bunuyor' yaklaşımında bulunmasın. Devletimiz sağ olsun, bu bir şikayet yazısı değil, uyarı yazısı olarak kabul edilsin. Olur da randevu alırsınız, işinizi de ona göre ayarlarsınız. Sağlık için randevu alan her vatandaş bu randevusu için beklemeler dahil bir saat süre ayırı elbette ama iki saat ya da belirsiz bir süreyi kimse düşünemez. Bu yüzden uyarıyorum: Randevu aldığınız günü boş bırakın ki sonra zor durumda kalmayın. Çünkü teknik olarak 'ucu açık' bir zaman dilimini bekliyor olacaksınız. Herkese şifa diliyorum.
HAYAT BİZE 2 TÜR EŞ VEREBİLİR:
1. İstediğimiz kişiyi istemediğimiz koşullarda verir. Yani kişiye karşı yüksek çekim duyarız ama bolca defosu vardır. Pek çok dezavantajı beraberinde getirse de onu sevmeye devam etmemizi adeta vücudumuz emreder.
2. İstemediğimiz bir kişiyi istediğimiz koşullarda verir. Kişiye karşı Yüksek bir çekim hissetmemekle birlikte çok fazla artısı vardır. Ona karşı yakıcı hisler duymayız belki ama o her gün kendini sevdirecek yeni yollar bulur. Siz şanslı biriyseniz bu ikisinden birini mutlaka bulursunuz. Haa hem istediğiniz kişiyi hem de istediğiniz koşullarda bulacağınızı hayal ediyorsanız muhtemelen bir romantik komedi filmindesiniz. Araya çıkarken rica etsem benim için de patlamış Mısır alır mısınız?