ABD'de yol kenarındaki tabelalarda, (bizdeki emlakçılar gibi) devasa avukat reklamları göreceksiniz. Bu ülkede avukatlar adeta birer yıldız olsa da en sevilmeyen meslek gruplarından biri...
- Filmlerin de etkisiyle, motorlu ve şapkalı Amerikan polisi, turist tarafından yıldız gibi algılanıyor. Polisle fotoğraf çektirmeyen yok. Onlar da öyle alışıklar ki... Bunun bizim polisimizin başına geldiğini görmeyi çok isterim.
- Bir daha ülkemde park yeri yok diye şikayet etmeyeceğim. Bizde altyapı eksik ve araç çok diye park yeri yok. ABD'de hem araç çok hem de yer sorunu yok. Buna rağmen park etmek bir ustalık işi... Her park yerinde ayrı tabela var. Onları tek tek okuyup anlamak zorundasınız. Mahalle sakininin izniyle park edilebilen yerler, belli saatler arasında park edilebilen yerler, parkmetre ile park edilebilen yerler vs... Hepsi de parayla. (AVM otoparkları hariç) Park ücretleri de adama aracı sattırır, haberiniz ola.
(Ha unutmadan, burada benzinlikte lastiğinizi şişirmek bile ücrete tabii)
FIYATLAR ALDATIYOR
- Bir yerde bir şey yediniz ve fiyatını biliyorsunuz? Hayır, bilmiyorsunuz.
Ülkede satın aldığınız şeylerin vergisi fiyata dahil değil ve her eyalette farklı vergi oranı var. Örneğin ailece yemek yediniz ve 60 dolar tuttu sanıyorsunuz.
Bir daha düşünün. Bu fiyatın üstüne yüzde on (ortalama) vergi gelecek.
Oldu 66 dolar. Üzerine (neredeyse zorunlu) bahşiş var. Size üç ayrı oran veriyorlar, birini seçiyorsunuz. En az yüzde sekiz de bahşiş. Etti mi size 71.28?
- Şehirlerarası yollar inanılmaz yeşil.
Bu harika. Aynı zamanda yol kenarı tesislerinde mutlaka durun. Sizi şaşırtabilecek bir ürün çeşitliliği ve eğlence vaat eden tesisler var.
ŞEKER BAĞIMLILIKLARI VAR
- Bilindiği üzere Amerika, obeziteyle mücadele eden bir ülke. Şekere ciddi bir bağımlılıkları ve buna alışmış bir damak zevkleri var. Yiyecek porsiyonları hem çok büyük hem de inanılmaz şeker içeriyor. Çok iştahlı bir yapınız yoksa iki kişiye bir porsiyon yemek yeterli gelecektir. Hele tatlılarda bu formülü kesinlikle uygulayın. Yoksa şeker komasına girmeniz (bunu tatlıya bayılan biri söylüyor) işten bile değil. Bütün bunları üst üste topladığınızda şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Amerika şişmanlığını seven bir millete sahip. Kıyafet tercihlerine baktığınızda bunu rahatlıkla görüyorsunuz. Bizde şişmanlık kurtulunması gereken bir illetken ortalama bir Amerikalının şişman ve mutlu olduğunu söyleyebiliriz.
- Kıyafet alışverişini Amerika'dan yapmak isteyenler, dikkat! Orlando gibi şehirlerdeki outlet çarşılara bakabilirsiniz.
Burada Amerikan ürünler yüzde 30-40 bandında ucuz. Avrupa ürünlere yaklaşmayın. Eskiden outlet ürünler çok ucuzdu ama bu kurla artık orası da pahalı.
HİZMET GÖÇMENLERDE
- Tüm hizmet sektöründe siyahilerin ve Hispanik göçmenlerin çalıştığını göreceksiniz. Hatta California eyaletinde ortalama İngilizcesi olan bir Türk Cambridge mezunu sayılır. (Satıcı İngilizce bilmiyor!!!) Zaman zaman 'Nerede bu filmlerde gördüğümüz beyaz Amerikalılar?' diye kendinizi düşünürken bulabilirsiniz.
- Bu seyahatimde en çok pembe renkte kıyafetler gördüm. Özellikle siyah ırkta! Bu yıl moda mı, yoksa Afrika kökenli Amerikalılar bu rengi üstlerine mi tescil ettirmiş, bilemedim.