Mevsimlerin, hayatın belli bir düzlemde devam edebilmesinin en önemli unsuru. Denge olmadan hiçbir şey yerinde duramaz. Hayat önce ilerlemeye, sonra dengeye muhtaçtır. Denge olmadan ilerleme, ilerleme olmadan denge olmaz. Bisikletin ilerlemesi için örneğin, önce iki teker üzerinde dengede olması lazımdır.
Hz. Mevlana şöyle buyurmuş: 'Pergelin iğne ayağı sabittir benim dinimin üzerinde, ama diğer ayağıyla yetmiş iki milleti dolaşırım.'
METAFORLAR
Bu harika metaforda dinin üzerindeki ayak olmasa maneviyat olmayacak, 72 milleti dolaşan diğer ayak olmasa, Mevlana'yı Mevlana yapan o milletlerarası önem hasıl olmayacak. Yani din üzerindeki ayak denge ayağıdır, gezen ayak ise ilerleme ayağı...
Bir kişinin, bir ideolojinin, bir devletin ilerlemesini engellemek istiyorsanız örneğin, önce dengesini bozmalısınız.
Beden dili uzmanları da dengenin önemini bilirler. İnsanların kişisel alanları ve vücut dengeleri vardır. Dengesini bozduğunuz birinin duruşu bozulur. Duruşu bozulan birinin kendi içinde vücut kimyası, dışarıda ise imajı bozulur. Siyasetçiler, devlet adamları bu işin eğitimini alırlar. Özellikle kameralar önünde el sıkışırken çeşitli güç oyunları oynarlar. El sıkışma şekillerini artık hepimiz biliyoruz. Az bilinenlerden biri de elini sıktığınız muhatabınızın kolunu sertçe kendi bulunduğunuz yana çekmektir. Bu, rakibinizi sarsılmış, sersemlemiş gösteren bir güç oyunudur. Başkan Trump'ın adeta imzası gibidir bu oyun. Konuk devlet adamının merkezi konumunu bu şekilde bozmaya çalışır örneğin.
Konuyu genele, özellikle de cinslere yayarsak, değişken hormonal durumları ve çalkantılarıyla genellikle kadınlar beklenmedik hareketlenmeleri, fırtınaları, dalgaları temsil eder. Erkek ise sabit durmayı, güvenli limanı. İlerleme ve hareket kadının, İstikrar, güç ve denge ise erkeğin alanıdır. Bu iki zıt güce de evrende aynı oranda ihtiyaç vardır ama her iki cins de birbirinden şikayetçidir.

İHTİYAÇ DUYULUYOR
Erkek kadının belirsizliğinden, kararsızlığından , kestirilemezliğinden yakınırken kadın da erkeğin inatçılığından, muhafazakarlığından, değiştirilemezliğinden şikayet eder. Oysa her ikisinin de yakındığı, en çok ihtiyaç duyduğu şeydir. Kadın olmasa erkek çoğunlukla ilerleme isteği duymaz. Erkeğin arzusunu yaratan şey, kadının ilerleme isteğidir. Erkek olmasa, kadın ilerisi düşünülmeden atılmış bazı adımlar sonunda güvenli limanı, huzur ve istikrarı bulamaz. Erkek, kadının güvenle köklenebileceği alandır.
İşte bu yüzden ne kadar şikayet etsek de muhtacız birbirimize. Kadın duygusaldır, duygularını yaşar. İlerlemenin yakıtı yakıcı duygularıdır. Erkek duygusal değil, duygularını deneyimleyen olmalıdır. Dengeli erkek, merkezindeki erkektir.
