Biz CHP'yi ulusalcı bir parti olarak biliriz. Ulusalcılık milliyetçilikten farklı bir şey olmakla birlikte, şüphesiz anti-emperyalist bir tutuma sahiptir. Mesela bir ulusalcı bir başka ülkeye gidip kendi ülkesini, kendi hükümetini şikayet etmez. Mesela Deniz Baykal, Allah var, hiçbir zaman böyle bir şey yapmadı. Merhum Ecevit, ondan önce İnönü de yapmadı böyle bir şeyi. Ancak CHP'nin şimdiki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nda fren diye bir şey yok, ulusalcılığın kitabına ters ne varsa hepsini yapmaya teşne. Geçen ay gittiği AB gezinde bir Türk politikacısına, hele hele ulusalcı olduğunu iddia eden bir partinin genel başkanına yakışmayacak laflar etmişti. O zaman da çok tuhafımıza gitmişti bu sakil tutum ama acemiliğine vermiştik. Ancak görüyoruz ki, Kılıçdaroğlu'nda bu bir karakter meselesi. İşte size kanıtı:
***
Kılıçdaroğlu, Turkish Policy Quarterly Dergisi'nin Mart sayısına açıklamalarda bulundu. Şöyle diyor CHP lideri:
"AKP, günümüzde ABD'ye karşı ikiyüzlü bir politika izlemektedir. AKP kapalı kapılar arkasında ABD makamlarıyla her konuda mutabık olur ve ona göre davranırken, kamuoyuna yönelik olarak en üst yetkililerinin ağzından ABD'nin politikalarını açıkça kınamaktadır.
Son yıllarda AKP hükümetleri, Türkiye'nin sadece bölgesel değil aynı zamanda küresel bir güce dönüştüğü iddiasıyla, dış ilişkilerde değişik ve artarak tek yönlü bir yaklaşım içine girmiştir. AKP, Türkiye'nin dış ilişkilerini hassas ve kırılgan hale getirmiştir. ABD ile ilişkilerimiz konusunda sorumluluk üstlenmekten kaçınmış, bunun yerine tek yönlü politikalarını başka yerlerde daha rahat bir şekilde sürdürebilmek için ve diğer iç politika emelleri doğrultusunda kamuoyunu ABD aleyhine kışkırtmıştır."
Şimdi ben soruyorum CHP'lilere: Hangi ulusalcı bir başka ülkeye "Bu AK Parti sana düşman, gel bunun yerine benimle iş tut" anlamında mesaj verir.
Bu adını koymakta zorlandığımız davranış Kemal Kılıçdaroğlu'yla da sınırlı değil. Osman Korutürk adındaki parti yöneticisi yanında CHP'li bir heyetle ABD'ye gidiyor ve bakın Amerikalılara neler söylüyor:
"Şimdi bu ilişkilerin bozulmasıyla, eski pozisyonumuzu kaybettik ve Türkiye artık İsrail'in güvendiği bir partner değil."
Ben bu sözlerdeki gerçek dışılığın üzerinde durmak istemiyorum, benim asıl ilgimi çeken husus, nasıl bu kadar "onursuz" bir tutum takınıldığıdır. CHP genel başkan yardımcısı ABD'de İsrail'e ve Amerikalılara "yalakalık" yapıyor. İktidara gelirlerse İsrail'le eski ilişkilere geri döneceklermiş.
***
Ben İzmirli CHP'li hemşerilerimi bir süredir en iyi niyetlerle uyarıyorum. Siz bu CHP'ye kayıtsız şartsız destek veriyorsunuz ama inanın, bu CHP, Mustafa Kemal'in anti-emperyalist CHP'si değil.
Dün haberleri izliyorum, muhabir Kılıçdaroğlu'na soruyor: "PKK'nın sivil itaatsizlik eylemleri hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye.
İşte, cevabı: "Hükümet bu demokratik eylemleri görmezden gelmemeli."
CHP bu mu?