Ağustos bizim için zaferler ayıdır. Ebedi yurdumuz olan Anadolu'nun kapıları 1071'de Malazgirt'te Ağustos ayında milletimize açıldı. Ömer Öztürkmen bunu şöyle şiirleştirdi:
"Bir Cuma sabahı Allah'a karşı / Malazgir'te elli dört bin er/ Bestelediler en güzel marşı/ Allahü ekber Allahü ekber."
Malazgirt zaferinden 850 sene sonra, gene bir 26 Ağustos günü Mustafa Kemal'in komutasında Büyük Taarruz başladı. Yunan ordusu yenildi, 30 Ağustos 1922'de Dumlupınar zaferi kazanıldı. Yahya Kemal'in "26 Ağustos 1922" başlıklı dörtlüğü bu zaferle ilgilidir. Şairimizin candan, samimi, içten gelen bir duası şeklindeki bu dörtlük, o gün de bugün de milletimizin duygularına tercüman olmaktadır:
"Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yarabbi! / Senin uğrunda ölen ordu budur Yarabbi! / Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın / Galib et, çünkü bu son ordusudur İslam'ın!"
HALKAPINAR'DAKİ ŞEHİTLER
Bu içten dua kabul oldu. Ordumuz toparlandı Yunan'ı denize dökmek üzere kovalamaya başladı. 2 Eylül'de askerlerimiz Uşak'a girdi. Türk birlikleri İzmir'e doğru ilerledi.
İzmir Hükümet Konağı'na Türk bayrağını dikmekle görevlendirilenlerden biri Yüzbaşı Şerafettin'dir. 9 Eylül sabahı, emrindeki süvari birliğiyle Bornova'ya girdi. Halkapınar'a doğru ilerledi. Mersinli'yi geçtiler, bir Rum'a ait un fabrikasından ateş edilmeye başlandı. Dört erimiz şehit oldu. Hemen oracıkta gömüldüler. Sonra oraya bir şehitlik yapıldı, şehit erlerimizin isimleri mermere yazıldı: Akşehirli Mehmet Çavuş, Antalyalı İbrahim Hakkı Çavuş, Nevşehirli Seyit Ahmet, İzmirli Veyis.
Şehitlikte Necmeddin Halil Onan'ın meşhur "Bir Yolcuya" şiiri de yazılıdır:
"Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın / Bu toprak, bir devrin battığı yerdir / Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın / Bir vatan kalbinin attığı yerdir."
Ama Yeşildere'den gelip Halkapınar'a dönünce 1558. sokağın başındaki bu Halkapınar Şehitliği'ni içimizden kaç İzmirli bilir?
Yüzbaşı Şerafettin (1889-1951) komutasındaki öncü süvari birliği Halkapınar'dan İzmir'e devam etti. Kordon'da nal sesleri yankılandı. Yüzbaşı Pasaport İskelesi önünde, atılan bomba ile yaralandıysa da Konak'a kadar gelip hükümet konağına Türk bayrağını çekti. Ardından Kadifekale'de al bayrağımız dalgalandırılacaktır.
9 EYLÜL
Yusuf Ziya Ortaç'ın "Akdenize" adlı şiiri bütün bu olayları özetler gibidir, onunla bitirelim:
"26 Ağustos, gece sabaha karşı / Topların çelik ağzı çaldı bir hücum marşı.
Bu ölüm bestesinin içinde yandı dağlar / Altüst oldu siperler, eridi demir ağlar.
Fırtınadan yeleli, yıldırımdan kanatlı / Alevlerin içinden geçti binlerce atlı.
Çığlıkla, iniltiyle sarsıldı, köşe bucak / Savruldu gökyüzüne: Kafa, kol, gövde, bacak
Rüzgârlarla at başı yarış etti bu akın / Şimdi yakınlar uzak, şimdi uzaklar yakın!
Akdeniz, ayakları altında ordumuzun / Mavi bir atlas gibi serilmişti upuzun.
Çekti KADİFEKALE al bayrağını yine / Güzel İZMİR büründü yine eski rengine.
Süngüler ilk amaca tam on dört günde vardı / O gururlu alınlar yere düşüp yalvardı.