• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Yavuz bülent bakiler

MEHMET DEMİRCİ

Yavuz bülent bakiler

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 17 Ekim 2025

Bir süre önce kaybettiğimiz Yavuz Bülent Bakiler (1936-2025) kültür ve edebiyatımızın köşe taşlarından biriydi. Şair, yazar ve hatip idi. Onun şairliği "Hakk'ın yüceliğine inanmış, tarihimiz ve manevi yapımıza saygılı, memlekete gönülden bakışlı" diye anlatılır. Şiirleri samimi, candan, kolay okunan, insanı gönülden yakalayan tarzdadır.

ÜSKÜP'TEN KOSOV'YA

Yavuz Bülent'in beni sarsan, can evimden yakalayan iki kitabını unutamam. İlki "Üsküp'ten Kosova'ya"dır. Bugünkü kadar kolaylıkla gidilip gelinmeyen Balkanlar'ı Yavuz Bülent'in sade, samimi ve yakıcı kalemiyle daha yakından tanımaya başlamıştık. Bu kitabı bundan 46 sene önce yutarcasına, içim içime sığmayarak, çok defa gözyaşı dökerek okuduğumu hatırlıyorum.

Bakiler bir keresinde Struga Şiir Akşamları'na şair sıfatıyla katılmıştı. Daha sonra TRT'ye çekimler yapmak, mimari hatıralarımızı belgelemek için gitmişti. Yavuz Bey bu kitapta Osmanlı bakiyesi topraklarda tarihin izini sürer. Bazen Kosova'da, Sultan Murad Hüdavendigar'ın kabri başında bazen Üsküp'te, tarih kokan surların dibinde bir milletin mirasını arar.

Balkanları anlatırken "Hani dokunsalar, milyonlarca insanın çilesine, oturup hüngür hüngür ağlayacaktım" der. Ve sorar: "Tarihimizin beş yüz yıllık aydınlık bir dönemini hangi el silebilir? Kanımıza iliğimize işleyen Rumeli türkülerini hangi dil susturabilir? Anadolu'nun bağrından kopararak Rumeli topraklarına yerleştirdiğimiz, sonra bütün gönül kapılarını yüzlerine kapadığımız milyonlarca Balkan Türkünün öksüzlüğüne, hangi idrak hangi insaf kayıtsız kalabilir? Rumeli Türkleri'nin mezar taşlarında bile bayrağımızın ay-yıldızı papatya papatya açılırken gözlerimizi onlardan nasıl kaçırabiliriz?"

TÜRKİSTAN TÜRKİSTAN

Daha Sovyetler Birliği dağılmamıştır, Bugünkü Türk Cumhuriyetleri henüz yoktur; Yavuz Bülent, Kültür Bakan yardımcısıdır. 1980'li yıllarda Taşkent film festivali için Özbekistan'a gider ve orda yaşadıklarını Türkistan Türkistan kitabında anlatır. S.S.C.B dönemi Türkistanı'nın içinde bulunduğu durumu ve komünizm baskısıyla kimlikleri unutturulmaya çalışılan Türk kardaşlarımızı anlatır. Kitapta çok güzel hikayeler, yaşanmış çoğu acıklı olaylar vardır.

Birkaç alıntı yapalım: "Taşkent'in, Semerkant'ın, Buhara'nın ve Bakü'nün mübarek toprağına, bir kardeş bahçesine, bir baba ocağına yatar gibi uzandım. Sonra usulca dönüp toprağı öptüm. Şükrüm, sevincim, huzurum, Türkistan ve Azerbaycan ufuklarından taşacak kadar büyüktü. Bu vuslatın -kavuşmanın- yüreğime ve gözlerime nakışladığı nur, beni ebediyen aydınlatacaktır. Türkiye dışında yaşayan soydaşlarımızı, millet olarak bilmedikten ve onları en soylu duygularla sevmedikten, kültür kaynaklarını araştırıp incelemedikten sonra, hep aslını yitiren haramzadeler gibi biraz köksüz, biraz yarım kalacağız."

Güçlü bir hitabete sahip olan Yavuz Bülent, TRT'de ve Kültür Bakanlığı'ndaki görevleri sırasında, oralara çöreklenmiş, gayr-ı milli, sol zihniyetli, memleket sevgisinden yoksun kimselerle ciddi bir mücadeleye girdi. Emekliliğinden sonra güçlü hitabetiyle bu tür kavgalarını bıkmadan anlattı. Ruhu şad mekanı cennet olsun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.