• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
100 yıl sonra tarikatlar-6

MEHMET DEMİRCİ

100 yıl sonra tarikatlar-6

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21 Kasım 2025

Tekkeler kapatılalı 100 yıl oldu. Bir asırlık yasaklama döneminden sonra tarikat kurumunun sağlıklı bir yapı göstermesi beklenemez. Bu konuda Türkiye çapında bir inceleme yapılmış değildir. Ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Gelenekte bir kesinti ve kopukluk olduğundan dolayı, günümüzdeki tarikat tezahürlerinin, olması gereken seviyenin çok uzağında bulunduğu bir gerçektir. İstisnaları bulunmakla birlikte, çoğunluğu itibariyle ehil kişiler tarafından temsil edildiği ve yürütüldüğü söylenemez. Bu konudaki en büyük eksiklik, hemen her kesimden insanımızın din ve tasavvuf alanındaki bilgi noksanlığıdır, cehalettir. "İslam'da tarikat yok" demekle işin içinden çıkamayız. İslam toplumlarında tarih boyunca ve her zaman tasavvuf ve tarikat olagelmiştir. Herkesin değilse bile, yaradılışı o yönde olan bir kısım insanların bu konuya eğilimi ve ihtiyacı olacaktır. Bu ihtiyaca cevap verecek sağlıklı kurumlar bulamayan kişiler, bilgisizliğin de etkisiyle yanlış veya sahte odaklara gideceklerdir. Tıp fakültelerinin veya uzman hekimlerin bulunmadığı bir yerde, insanlar amatör şifacılara veya koca karı ilaçlarına başvururlar. Bir yerde talep varsa, o talebi şu veya bu şekilde karşılamak isteyenler çıkacaktır. Meydanın sahtelere bırakılmaması için gerçeğin iyi bilinmesi gerekir.

YASAKLAR SEVİMSİZ
Uzun süren yasaklarla bir yere varılamaz. Hele inanç ve fikir konularındaki yasaklar hiçbir yerde sürekli ve etkili olmamıştır. Zaman zaman bu yasağın kalkmasını isteyen hatırı sayılır politikacı ve fikir adamlarımız çıkmaktadır. Aslında başka alanlarda olduğu gibi, tarikatlarla ilgili olarak ciddi bir kovuşturma olduğu söylenemez. Bunu toplumun tabii ilerlemesi sağlamıştır. Gene de yasak yasaktır ve halen yürürlüktedir. Bugünden yarına mevcut yasak kaldırılsa nasıl bir gelişme olur, tarikatlar adına bu hayırlı bir sonuç verir mi? Doğrusu tereddütlerimiz var ama mevcut sağlıksız yapının devamı da hiç hoş değil. Görünen o ki, bir gün gelip yasak kalkacaktır. "Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler." Aslında toplumumuzda bu alanlarda lüzumsuz bir gerginlik yaşatılmaktadır. "Laikçi" ve "dinci" gibi kamplaşmalar bu gerginliği artırmaktadır. Gerginlik çözümü geciktirmektedir. Olay, tabii seyrinde devam etse çok daha çabuk halledilir. Mesela tekkelerin kapatılmasına ait kanunda yer alan türbelerle ilgili yasak kaldırıldı, o da devrim yasalarının bir parçasıydı, değişti ve kıyamet kopmadı.

TÜRBELER AÇILDI
1 Mart 1950 tarihli kanun değişikliğiyle, CHP iktidarında türbelerden Türk büyüklerine ait olanlarla sanat değeri taşıyanların açılması kararlaştırıldı. Konya Mevlana türbesi ise, bir istisna olarak 6 Nisan 1926'da müze olarak açılmıştı. Devlet-halk barışıklığı toplum yapısını daha da güçlendirir. Eskiden tarikatlar devletle toplum arasındaki bağlantıların, bir başka deyişle "elit ve halk kültürleri arasındaki bir köprünün yaratılmasına yol açan kurumlar" idi. Onlardan şimdi niçin faydalanmayalım? Batıda pozitivizm ve maddecilik rüzgarları yerini başka şeylere bıraktı. Bunun tesirleri yavaş yavaş bize de yansıyacaktır, yansımaktadır. (Devam edecek)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.