• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Tuna hasreti

MEHMET DEMİRCİ

Tuna hasreti

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26 Aralık 2025

Ailemden Simalar kitabına devam ediyoruz. Sadettin Ökten'in anne tarafı 93 muhaciri olarak Balkanlar'dan göçüp gelmiş bir ailedir.
Ökten şöyle anlatır:
Annem akşamüstleri bazen mahzun bir havaya bürünür ve kısık sesle Rumeli türküleri mırıldanırdı. Onun bu hali beni de etkilerdi. Sonra iç geçirir, bir vesileyle Rumeli bahsi açıldığında "Oralar bizimdi ama artık değil.' derdi. Benim zihnimde oraların da neresi olduğu meçhul idi. Ara sıra Tuna'dan bahsederdi. Bu Tuna meselesini -daha sonra tey¬zemden dinlediğim kadarıyla- Cicianne çok gündemde tutarmış. Boğaziçi'ni gördüğü zaman hep Tuna'yı hatırlar ve hatırlatırmış. Tuna hasreti ömür boyu onunla beraber kalmış. Cicianne Vidinli.
Vidin ise Tuna'nın hemen kenarında liman şehri.

VİDİN ŞEHRİ
Sadettin Ökten araya girip şöyle anlatır: Yıllar yıllar sonra bir Avrupa seyahatinde çocuklarımla beraber kara yolunu tercih ettik. Saraybosna'da savaş olduğu için Bulgaristan ve Romanya üzerinden Macaristan'a geçtik. Bu arada Vidin'i görmek ve oradan feribotla karşı sahildeki Kalafat şehrine, yani Romanya'ya ulaşmak nasip oldu. Tuna'da hala ticari tekneler vardı. Hala diyorum, çünkü Cicianne'den naklen şöyle bir hatıra da var:
Babası bir tekne sahibiymiş. Tuna nehri üzerinde bu tekneyle ticaret yaparmış. Nemçe (Avusturya) diyarından mal getirir ve Vidin'de satarmış. Bir defasında gaz lambası getirmiş. Bu aleti ilk defa görmüşler. Cicianne "Yağ kandiline göre şavkı pek parlak, evimiz aydınlandı." diye anlatırmış. Bundan önce geceleri yağ kandili ve mum yakarlarmış. 93 mağlubiyetinden sonra Cicianne Vidin'in işgaline de şahit olmuş, onu da hüzünle anlatırmış. Şehrin bir kapısından Türk askeri çıkarken diğer kapısından Rus askerleri girmekteymiş. Tarihi hadiseleri hatırladığımda Vidin şehrinin 1396 Niğbolu Zaferi'nden sonra kendiliğinden teslim olduğunu gördüm. Osmanlı idaresinde kalışı takriben 500 yıl.

SEVDADANDIR
Tuna Cicianne'nin hatırında çok mühim bir yer işgal etmekteymiş. Boğaziçi'ne bakar ve anneme "Bakasın kızım Tuna'ya." dermiş. "Cicianne orası Tuna değil, Boğaziçi." "Bilirim kızım ama Tuna hatırımdan çıkmaz." dermiş. Ökten ilave eder: Bendeniz de muhtelif Orta Avrupa seyahatlerimde Viyana'da, Budapeşte'de, Estergon'da ve Vidin'de Tuna'ya baktım. Bu hatıranın üzerinden yola çıkarak daha geniş bir perspektifte bunun bizim için kimlik inşa edici bir unsur olduğunu düşünüyorum.
Ben araya giriyorum: Yahya Kemal'e göre Türk'ün gönlünde dağ varsa Balkan, nehir varsa Tuna'dır. Samiha Ayverdi Ah Tuna Vah Tuna adlı kitabında: "İster Tuna'ya Boğaziçi de, ister Boğaz'ı Tuna diye yad eyle. Onların adları sanları ne olursa olsun, birbirinin içinde eriyip tek vücud olmuş, nikahları bozulamayacak ezeli sevdalılardandır" der.
Prizren doğumlu Aşık Çelebi "Kişver-i kafirden iman ehline akub gelir / Kıbleye tutmuş yüzünü bir müselmandır Tuna" diye seslenir. Şunu demek ister:
Tuna nehri kafir ülkesinden İslam diyarına akıp gelir. Bu haliyle Tuna yüzünü kıbleye dönmüş bir Müslümandır.
NOT: KÖŞE YAZILARIMA BİR SÜRE ARA VERECEĞİM.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.