Bir kedim bile yok hadi gülümse!
Şarkıyı ilk duyduğumuzda nasıl da hüzünlenmiştik değil mi?
İnsanın bir kedisinin bile olmaması ne fena bir şeydi?
Nasıl bir sevgisizlik ve yalnızlıktı...
Millet bir minnak pisiciğe hasretken, Adnan Oktar ise yıllardır "kedi cennetinde" yaşıyordu!
Pek çok erkek de, onun bu dünyasını ağzının suları akarak, gıptayla seyrediyordu...
***
Ah bu Adnan ne şanslı adamdı!
Şanslı ve tuhaftı Adnan... Ama garip bir kediseverdi!
Bir nevi gizli bir Adolf Hitler portresi çiziyordu esasında...
Hitler'e göre Almanlar üstün ırktı...
Ve ideal üstün ırk, sarışın, mavi gözlü, uzun boyluydu...
Naziler, bu sözde üstün ırkı çoğaltmak için insanlık dışı deneyler yapıyor, geri kalanları da katlediyordu...
Mümkün olsa "prototip" bir model üzerinden üreyeceklerdi!
İşte "Adolf Adnan" da kendi "üstün kediciklerini" yaratmaya çalışıyordu...
Öyle ortada "masum pisicik" gibi dolaşmalarına izin vermiyordu...
Masum yüzlü genç kızlar, adeta bir "tasarım fabrikası"nın içine sokuluyor, bir dizi estetik operasyonun ardından da, üretim bandından "kedicik" olarak çıkıyorlardı...
Adolf Hitler'in "Alman ırk" kriterleri misali, Adnan Oktar'ın "kedicikleri"nin de kriterleri vardı...
Hatları olabildiğince abartılı vücutlar...
Artık şişirilmekten patlayacak hale gelmiş dudaklar...
Takma tırnaklar...
En pırıltılı rujlar...
Kedi makyajlı gözler...
Ve en işveli, cilveli ses tonlarıyla söylenen sözler...
"Ahhh Hocam. Maşallah..."
***
Tabii operasyonun ardından öğrendik ki, "kedicikler", televizyon programında hocalarını nazardan sakınmak için yarışırken, o gizli villalarda yaşam mücadelesi veriyormuş...
Hem de ne mücadele...
Tacizle...
Tecavüzle...
Şiddetle...
Şantajla geçen yıllar...
Hiç de öyle göründüklerinde kadar aşık değillermiş...
Vücutlarına enjekte edilen her silikonun...
Zorla dua ettirilen dudaklarındaki her dolgunun...
Tanınmayacak hale getirilen yüzlerindeki her botoksun intikamını almak için bekliyorlarmış...
Ve artık gün, onların günü...
***
Dün Oktar, kedicikleri ve masum insanları kediciğe dönüştüren "kız tavlama ekibi" adliyedeydi...
Hiçbirinin o eski halinden eser yoktu...
Kız tavlama ekibinin süngüsü düşmüş...
Kediciklerin makyajları silinince, içlerinden başka kadınlar çıkmış...
Ortalıkta "tuhaf", "keskin", "ısrarlı", "delici" bakışlarla gezen Adnan Oktar gitmiş yerine, bir polisin başına bastırdığı eliyle, iki büklüm şekilde ekip aracına binen "aciz" gelmişti...
Bakışları...
En çok da bakışları değişmişti Adnan Oktar'ın...
Gözlerindeki o sahte ihtişam gitmiş, yerine "şaşkın", "yaşlı" bir adamın bakışları yerleşmişti...
Polisten gelen bilgilere göre, gözaltına alınan şüphelilerin bazıları, verdikleri ifadelerinde itirafçı oldu...
Aralarında kediciklerin de olduğu şüpheliler, Adnan Oktar'ın "ipini çekmek" için düğmeye bastı...
***
Kendileri ne kadar masumdu...
Ne kadar masum kalabilmişti...
O işvenin, cilvenin ne kadarı gerçekti...
Ne kadarı, içi kan ağlayarak yapılıyordu...
Bu örgütün 2 numarasındaki isim bile bir "kadınken", "kedicikler", bu acayip yapılanmanın içinde tam olarak neydi?
Suçlu muydular, kurban mı?
***
Adliye günleri başladı...
İtiraf perdesi yakında sonuna kadar açılacak...
Ve biz yakında öğreneceğiz...
Kim vahşi kedi...
Kim masum pisi!