• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın

SEDA KAYA GÜLER

Yok sayarsak yok olmuyor

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 27 Mart 2016
Toplum olarak şöyle bir yanılgımız var: hoşumuza gitmeyen konuları konuşmaz ve üzerine gitmezsek, onlardan kurtulacağımızı zannediyoruz. Yok sayarsak, konu da kendiliğinden "yok olacak"tır diye düşünüyoruz. Oysa hayatın gerçekleri böyle değil, olmuyor. Başımıza gelmesini istemediğimiz bir konu, eğer önlem almaz isek, başımıza gelebiliyor.

Mesela çocuk istismarı konusu. Önce istismarın ne demek olduğuna bir bakalım. Önce adını koyalım sonra da önlemini alalım.
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aylin İlden Koçkar, çocuk istismarının fiziksel, duygusal ve cinsel şiddet alanları olduğunu belirterek şunları söylüyor:

* Fiziksel istismar, dayak yemesi, tokat atılması.
* Duygusal istismar, çocuğa hakaret edilmesi, eksikleri veya zorlandığı alanlarla dalga geçilmesi gibi davranışlardır.
* Duygusal ihtiyaçlarını karşılayamamak, çocukla oyun oynamamak sevildiğini hissetmemesi çocuğun ihmalidir.
* Cinsel istismar ise çocuğun cinsel içerikli konularda kullanılmasıdır. İllaki fiziksel temas olmasına gerek yoktur. Çocuğa pornografik görüntüler izlettirmek de, erişkinin cinsel içerikli davranışta bulunurken bunu çocuğa seyrettirmesi de cinsel istismardır.

İYİ VE KÖTÜ SIR

İşin üzücü yanı da bu davranışların, genellikle aile tarafından çok sevilen ve ailenin güvendiği kişiler tarafından yapılıyor olması. Yani hiç umulmayan kişiler umulmadık davranışlarda bulunabiliyorlar.

Önemli olan çocuğun başına gelenleri anne ve babasına anlatabilmesi. Bunun için de anne ve babanın, çocukla olumlu, yakın ve sevgi dolu bir ilişki içinde olması gerekiyor. O zaman sorunun daha başlamadan ortadan kalkabilme imkanı var. Ama eğer çocuk ebeveynlerinden korkuyorsa ve onlarla yakın ilişkisi yoksa paylaşmaktan korkuyor. Çünkü başına daha büyük felaketler geleceğini düşünüyor.

Zira çocuğu istismar eden kişi, çocuğa bunun bir sır olduğunu, hiçbir şekilde paylaşılmaması gerektiğini söylüyor. Bu da çocukta sanki aralarında gizli bir ilişki varmış duygusunu yaratıyor. O yüzden Aylin İlden Koçkar, anne babanın çocuğa, sırların nasıl bir şey olduğunu öğretmeleri gerektiğini hatırlatıyor.

Mesela 'Akşam baban eve gelecek, pasta yapalım gelince keseriz' demek, iyi bir sır. Herhangi bir durumda 'bunu hiç kimseye söyleme' denmesi ise kötü bir sır.

Dolayısıyla anne babanın, çocuğa hiç kimsenin ona istemeyeceği bir şeyi yaptıramayacağını anlatması gerekiyor. Ve çocuğa böyle bir durumla karşılaştığında ne yapması gerektiğini...

ÇOCUĞA YAKLAŞIM

Çocuğa yaklaşım da çok önemli bir konu. Diyelim ki çocuğun vücudunda morluklar var. "Bu morluğu kim yaptı?" diye öfkeyle ve bağırarak soru sormak, çocuğun çekinmesi ve korkmasına neden olabilir. Ayrıca çocuk, o kişiyi korumaya almaya da çalışabilir. Zira o kişi çok sevdiği biri olabilir ve ona zarar gelsin istemez.

Bu durumda anne-babanın çocuğun açılmasına destekleyici sorular sormalarında yarar var: 'Bak buranda morluk var, bu morluk hakkında konuşmak ister misin, nasıl oldu bu?' gibi. Tabii en doğrusu herhangi bir kuşkuyla karşılaşıldığında da hemen bir çocuk ruh sağlığı uzmanına gitmek ve tedavinin ve takibinin de onun tarafından yapılmasını sağlamak.

Anne ve babaların yapması gereken en önemli konu, çocuğun gittiği yeri, ne yaptığını ve gününn nasıl geçirdiğini takip etmeleri. O zaman çocuğun davranışlarındaki değişiklikleri, okul başarısındaki düşüşü, iştahsızlık ve keyifsizliği anlayıp yorumlayabilirler.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.