Ege'nin üretim ambarı Akhisar, tarih boyunca birçok kültürün ve medeniyetin önemli merkezlerinden olmuştur. Konumu, zenginliği, verimli toprakları ve iklimiyle stratejik değerini, kurulduğu günden bu yana bir an bile yitirmeyen bir yerleşim yeri Akhisar. Bugün köftesi, tütünü, zeytini ile meşhur Manisa'nın Akhisar ilçesindeyiz. Akhisar, yerli nüfusla birlikte büyük ölçüde Makedonya ve Batı Trakya göçmenlerinden oluşur. Yol üzerindeki lokantalarda yemek yemeden geçmek olmaz. Nerede, ne yeneceğini özenle araştırmak gerekir. Yolculuğunuzu bir lezzet şölenine çevirmek için size çok özel bir önerim olacak bugün.
MUTLAKA NOT EDİLMELİ
Bu hafta lezzet durağımızda İstanbul yolunun Akhisar çıkışında mutlaka not etmeniz gereken Gürlüoğlu Restoran var. Efsane tandırını, anne elinden enfes çorbasını ve Akhisar'ın meşhur köftesini mutlaka tatmanızı tavsiye ediyorum. Gürlüoğlu Restoran'ın en önemli özelliği aile işletmesi olması ve bütünsel bakış açısıyla hem kalite lezzet hem ambiyansı bir arada sunması. Ayrıca bütün bu özelliklere rağmen fiyatlar çok makul. Gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum. Köfteci Gürlüoğlu bugün lezzet durağı olarak bölgede bir yaşam tarzının adı olmuş. Meşhur köftesi, et yemekleri, yöresel lezzetleri, dünya kahveleri, tatlıları, pastaları, atıştırmalıkları ile damak zevki noktasında benzersiz ürünler sunuyor. Akhisar denince akla ilk olarak köfte geliyor. Köfteci olarak başlamışlar. Bölgede alakart yapan yer olmadığı için alakart menüleri kısa sürede büyük ilgi görmüş.
KASAPLIK GELENEĞİ
Gürlüoğlu ailesi, 1940'lı yıllarda Zeytinliova'da kasaplık mesleğine başlamış. Gürlüoğlu Restoran'ı, dededen gelen kasaplık kültürünü yaşatan 3. kuşak temsilciler Cavit ve Bekir Gürlüoğlu kardeşler işletiyor. 1972 yılında Akhisar'a taşınmışlar kendi kasap dükkânlarını açmışlar. Daha sonra kasap, köfteci ve tavukçu dükkanına çevirdikleri restoran şimdiki modern tesise dönüşmüş. Mekanın tüm tasarımını Cavit bey kendisi yapmış. 'Bu işi yapmasaydım mimar olurmuşum' diyor. İki katlı mekanda 600 kişi kapasiteli kafe ve nargile salonu da bulunuyor. Alakart müşterileri yoğun olduğu için rezervasyon yapamıyorlar.
Her kesimden müşterileri var. Bayilik talepleri geliyor şimdilik düşünmüyorlar. Köfteyi dondurmak iyi gelmez diyor Cavit Gürlüoğlu. Büyük kurumsal bir grupla bu işi profesyonel yapan grupla olabilir diyorlar. Eti, kuzuyu Balıkesir bölgesinden alıyorlar. Başka bölgelerden yörelerden almışlar ama aynı lezzeti kaliteyi tutturamamışlar.
İşini kurmuş olduğu modern tesiste onlarca insana iş aş vermekte. Her zaman işinin başında mütevazi, bizim Ege insanının samimi, sıcak temiz yürekli özelliklerini taşıyan güzel bir insan... Marka, işletmenin gerçekleştirmek için çıktığı büyük rüyayı hayali somutlar. Yıllar önce Cavit Bey de bu dükkânın önünden arabayla geçerken bir hayal kurmuş, "Bu dükkânda 24 saat çorba satsam artan çorbalarla ihtiyacı olan insanları doyursam" diye...
EFSANE TANDIR
Tandır; İncikten yapılmakta, şimdi boyundan deniyorlar. Çok iyi mutlaka deneyin. Geçekten sadece tandır yemek için bile Akhisar'a Gürlüoğlu'na gidilir. Sebzeleri köylerden bizzat kendileri alıyorlar. Hem taze doğal oluyor hem de köylü üreticileri destekliyorlar. Dana eti kullanıyorlar. Hayvanların etlerinin iyi olduğu lezzetli zamanlarında stok yaparak yıl içerisinde her zaman aynı kaliteyi ve lezzeti koruyorlar. Antrikotu Günaydın ve Nusret'in alışveriş yaptığı en iyi kasaplardan alıyorlar. Angus eti, çıralı antrikotlar harika. Eğer yolunuz Gürlüoğlu köftecisine düşerse nefis köftenin üzerine kumda pişen sakızlı kahvenin tadına bakmayı da ihmal etmeyin.
ERDOĞAN'A ÇORBA
Son söz; Aristo "Bütün, parçaların toplamından daha büyüktür" demiştir. Kalite, lezzet, ambiyans konfor ve uygun fiyat birleşmiş ortaya bütünsel hizmet, marka çıkmış onun adı Gürlüoğlu olmuş. Bunu kurumsal bir standardizasyon sağlayarak sürdürülebilir kılmışlar. Gastronomimize yemek kültürümüze bölgemize katkıları ve yarattıkları katma değer için Gürlüoğlu ailesini kutluyorum, tebrik ediyorum. Bu lezzet yolculuğunda başarılar diliyorum.