HİÇ aksatmadan, günü gününe hatta gününden önce. Üstelik yazdığı her yazı sonrası "Halilciğim tenis köşesini mailden gönderdim" diyerek haber verirdi. Dile kolay, tam 20 sene bu sayfalarda Necdet (Kestelli) abimizin köşesine yer verdik.
Hatta 1000. köşesine imza atmasının mutluluğunu yaşadık. Kendisini gazetemize davet edip, bu başarısını pasta keserek kutladık. Çok mutlu oldu. Çok mutlu olduk. Pazar günü aramızdan ayrıldığını duyunca bir süre karşımdaki koltuğa bakakaldım.
Çünkü o koltukta oturduğu anlarda yaptığımız sohbetler geçti gözümün önünden. Wimbledon'dan Kültürpark'a uzanan, kortlar arası anılarda keyifli bir yolculuktu.
Tenis sevdalısı bir beyefendiydi.
Onun kadar uzun soluklu, her hafta sadece tenis üzerine yazan başka biri var mıdır bilmiyorum. Bildiğim ise seni hep bu sevdanla, Türkçe'yi kullanırken kullandığın özenle, disiplininle, azminle, bu sporu sevdirmek uğruna gösterdiğin gayretle hatırlayacak olmamız.
Seni unutmayacağız Necdet abi...
