Haftalardır G.Saray'a yönelik yapılan yorumlarda benzer ifadeler duyduk. Sarı-kırmızılıların oyuncu grubunun ligimiz adına yeterli olduğuna, öyle veya böyle bir şekilde kazandığına, bundan sonra da kazanabileceğine yönelik yorumlardı bunlar. İşin içine Avrupa'yı kattığımızda ise ortaya çıkan istatistik elbette birçok şey söylüyor.
Ligde 7 maçta sadece 2 gol yiyen takım Avrupa'da tek maçta 5 gol yedi. Fakat Alanya maçındaki zaaflar o "bir şekilde kazanır" söyleminin sıkıntılı olduğunu gösterdi. Çünkü doğru oynamadığın zaman o kazanışı şansla açıklamak zorunda kalabilirsin. Cuma akşamı Alanya'nın yapamadıklarını yapabilecek çok takım var. Misal aynı oyunu Liverpool'a karşı oynarsan Singo'nun gol öncesi rakibini şaşırtışı gibi takım olarak neye uğradığını şaşırırsın. Okan Buruk denemeyi seven bir teknik direktör. Elbette ki denemeden sonuç almak zordur. Fakat bunu birdenbire yapamazsın. Daha önce oynamadığını oynamaya, oynatmadığını oynatmaya çalışmanın faturası ağır olabilir ki bunu Frankfurt maçında zaten gördük. Bir takım kötü oynayıp da kazanabilir. Ancak G.Saray'ın Alanya karşısındaki ve Frankfurt maçının 35. dakikasından sonraki oyununu kötü diye yorumlamak iyimserlik olur. Zaten bir takımda kaleci maçın en iyisi ise konuşulması gereken aslında diğer mevkilerdir. Alanya'da bir kez daha ortaya çıktı ki savunmada maceraya girmeyeceksin. Bununla birlikte önde Osimhen ile Yunus'un eksikliği, ortada Torreira'nın olmadığı bir diziliş hep sıkıntı yaratacak gibi gözüküyor. Çünkü bu üç isim de top rakipteyken tehdit oluşturan isimler. Bir de üstüne iyi niyetini gördüğümüz ama geldiğinden bu yana bir türlü ne yaptığını çözemediğimiz Sane eklenince G.Saray'ın rakiplerinin orta sahayı geçme süresi azalıyor. Hatta Barış da aksarsa o zaman topu rakibe verip savunma oyunu oynamaya başlıyorsunuz. Okan Buruk tarihi zaferleri iyi bilir. O zaferlerin kahramanlarındandır üstelik. Fakat futbolda "Tarihi" kelimesi farklı kelimelerle birleştiğinde 3 sene üst üste alınan şampiyonluklar bile yeterli gelmeyebilir. İşte tam da bu yüzden salı günkü maç belki de Okan Hoca'nın kariyerindeki en önemli maçlardan biri olacak. Ve yine çok iyi biliyor ki, Gerçekleri tarih yazar...
