The Sun Gazetesi 8 sene önce İngiliz bir futbolcunun Galatasaray'ın listesinde olduğunu yazmıştı. Bu futbolcu Tammy Abraham'dı. Tammy sadece Türk takımlarının değil Avrupa'da birçok kulübünün dikkatini çekmişti. Sebebi de Chelsea altyapısından çıkar çıkmaz kiralandığı Bristol City'de sergilediği müthiş performanstı. 48 resmi maçta 26 gol atmıştı. O dönem G.Saray'ı çalıştıran Igor Tudor'un, kadrodaki Podolski'nin de ayrılma ihtimali düşünülerek Tammy'i istediği yazıldı, çizildi. Fakat o Swansea'ye kiralandı. Buradaki macerası iyi gitmedi. Hatta takımı küme düştü. Ve Aston Villa'ya geçiş yaptı. Birilerinin duyduğu bu adamı bu kez herkes duydu. Adı sık sık gazetelerin manşetlerinde geçti. Çünkü aynı zamanda Aston Villa kulüp tarihine de geçti. Attığı 25 golle 1977'den o tarihe dek Aston Villa'nın en çok gol atan oyuncu oldu. Bu istatistikle birlikte Chelsea "Tamam piştin" diyerek Abraham'ı oynatmaya karar verdi. Frank Lampard'ın çalıştırdığı o kadrodaki diğer golcüleri saymak isterim. Giroud, Pedro, Batshuayi, Willian, Hudson-Odoi.
EN ÇOK GOLÜ O ATTI
Bu altılı o sezon 40 gol atarken, en çok gol 22 yaşındaki Tammy'den geldi. 18 gol attı. Ve sonraki sezon da 12 gol kaydederek transfer piyasasını da birbirine kattı. Elini çabuk tutan Roma da 40 milyon Euro ile bu adamı kaptı. Roma'daki ilk sezonunda da harikalar yarattı. Sonrası da Milan biliyorsunuz. Hep üst düzey takımlarda, hep rekabetçi bir ortamda görevini yapan, zaman zaman düşen ama kalkmayı da bilen bir futbolcu. Beşiktaş'a 27'sinde geldi ki Pascal'dan sonra Demba'ya peşi sıra Mario Gomez'e sevdalanmış Beşiktaş taraftarlarını heyecanlandıracak bir isim. Yani adından yola çıkarsak Tammy isabet. Kale odaklı, hava hakimiyeti ile dikkat çeken, ceza sahasında ne zaman ne yapacağı kestirilemeyen ve Rafa ile uyumu halinde bu sene çok konuşacağımız bir forvet tipi. Ancak Beşiktaş'ın hücumunu yeniden dizayn ederken takımdaki birçok dinamiği de değiştirmesi gerekiyor. Aksi taktirde Tammy de yetmez tabii.
