İnsanlık için en büyük tehlike olan ırkçılık, terör, savaş ve ekonomik krizleri tetikler. Toplumdaki birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını baltalayan bu ırkçılık belası yüzünden çok canlar yandı.
İnsanları birbirine düşürüp devletleri bölüp parçalayan bu illetten Türkiye de çok çekti.
Genç beyinleri zehirleyen küresel güçler, sözde bağımsızlık ve kurtuluş mücadelesi telkinleriyle ülkemizi bölüp parçalamaya çalıştı. Bu uğurda birçok vatan evladımızı kaybettik. Anaların gözyaşları yıllarca dinmek bilmedi. Maddi ve manevi yönden Türkiye'yi yıllarca geriye götüren bu ırkçılık terörü, dünya çapında da tarih boyunca insanlığın kabusu oldu.
TÜRKİYE UYANDI
Farklı soylardan gelsek bile bizler bu ülkenin insanıyız. Yüzyıllarca aynı toprakları kendimize vatan bildik. Aynı vatanda kardeşçe, birlik ve huzur içinde yaşarken pompalanan ayrımcılık ancak düşmanın işine geldi. Çanakkale Şehitliği'ne gidip ziyaret edenler görmüşlerdir, Diyarbakır'dan İzmir'e, Edirne'den Kars'a hepsi bu vatan için bu bayrak için canlarını seve seve feda ederken onların evlatları olan bizler şimdi daha da kenetlenmeliyiz. 'Böl-parçala-yut' yöntemiyle dünyayı ele geçirerek egemen olmak isteyen şer odaklarına fırsat vermemeliyiz.
Bunların amacı ülkeleri kendilerine muhtaç bırakıp sömürmek. Bu amaçlarına ulaşmak için bazı oyunları sahneye koyan şer güçler, çeşitli manipülasyonlarla ırkçılık gibi konuları sürekli gündemde tutuyor.
Bu oyunun farkına varamayanlar tuzağa düşerken aklı selim olanlar, hak yoldan şaşmıyor.
İşte en son yaşadığımız 15 Temmuz hain darbe girişimi bu gerçeği gösterdi.
Eğer şer güçler amacına ulaşsaydı büyük bir iç savaş çıkacak ve yıllarca uğraştıkları emellerine sonunda ulaşarak ülkemizi böleceklerdi. Ama şükürler olsun ki Türkiye büyük bir uyanışa geçti . Artık bu tür oyunlara gelmiyoruz.
KIYAMET SAVAŞI
Türkiye her ne kadar bu oyuna düşmese de aynı oyun Ortadoğu'da da oynanmaya devam ediyor. Aslında amaç Kıyamet Savaşı.
Yani Evanjelistlerin Kıyamet Senaryosu...
Hıristiyanlığı tevhid dini olmaktan çıkarıp teslis dini haline getirenlerin başında gelen ve önceki suçlarını affettirmek istercesine Hz. İsa'yı ilahlık mertebesine çıkaran Pavlus, "Rab İsa Mesih" inancını empoze etmiştir. İşte bu inançtan gelen ABD başkanları Reagan'dan bu yana Evanjeliktir. Protestanların bir alt kolu olan mutaassıp Hristiyanlardan oluşan Evanjelikler, eski Ahit ve İncil'de geçen kehanetlerin gerçekleşmesi için çalışır. Evanjelik Hristiyanlığın en büyük hedefi İsa Mesih'in bir an önce yeryüzüne dönüp yanına iyi güçleri alarak Deccal'in başında bulunacağı kötü güçlerle savaşması... Armageddon Savaşı olarak adlandırılan Kıyamet Savaşı sonucunda dünyada iyiliğin hakim olması.
Evanjelikler burada devreye giriyor işte.
Baktılar ki süreç normal akışında olunca İsa Mesih gelmeyecek biz işi aceleleştirelim. Ne yapalım? Kehanete göre O'nun gelmesinin bir şartı var. Yeryüzünde olaylar, kargaşalar çıkacak, savaşlar olacak vesaire... İsa Mesih yeryüzüne o zaman gelecek ve güya ıslah gerçekleşecek. "Tanrıyı kıyamete zorlamak" denilen terim burada ortaya çıkıyor.
"Çeşitli senaryolarla savaş çıkaralım, ortamı gerelim ve İsa Mesih'in gelişini gerçekleştirelim" düşüncesi nedeniyle Ortadoğu'da sular durulmuyor... Onun için bize düşen bu batıl inancın tuzağına düşmemek ve birbirimizle kenetlenmektir.