İzmir Büyükşehir Belediyesi günlerdir "Verimsiz" olduğunu ileri sürerek işçilerini kısım kısım sessizce işten atmaktadır. Merak ettim bu verim kriterini araştırdım. Belediye içerisinde birkaç kişiyle görüştüm. Konuştum. Tatmin edici bir cevap bulamadım tabi. Ama gözlem yaparak kendi sorularıma kendim cevap verdim ve paylaşıyorum. Elde edilen sonuçla sarf edilen gayret arasında müthiş bir orantısızlık söz konusu. Bu arada adil olarak ADALET arayışı da yaptım. Fotokopi çekmek adı altında sabah 8'de gelip akşam 5'te giden, istediği kıyafeti giyebilen, zaman zaman fazla mesai ile ödüllendirilen lakin tek bir fotokopi dahi çekmeyen, çayı kahvesi ayağına gelen, kendine has özel bilgisayarı ve yatar koltuğu olan İZELMAN işçisi mi verimli, yoksa gecenin 3'ünde yataktan kalkan, yağmur çamur demeden 20 metre otobüs ile keşmekeş olmuş İZMİR trafiğinde bocalayan, gerekli gereksiz bir sürü insanla muhatap olmak zorunda kalan, zaman zaman hakaret edilen, darp edilen, çay kahve içmek için bile zamanı olmayan, gecenin geç saatlerine kadar evine giremeyen, daha saymakla bitmeyecek katkısı olan İZELMAN şoförü mü verimli? Bunun cevabını vermek kimse için zor olmaz sanırım. Ama verimsiz diye işinden atılan İZELMAN şoförü olmaktadır. Tam bir fıkra bu. Benim merakım aylardır bağıra bağıra haykırdığınız ADALET'i burada görmek mümkün mü acaba? Kusura bakmayın beyler bayanlar, bu durumda bahsettiğimiz uygulamaya imza attığınız için VERİM(SİZ) siniz. Adalet uygulamasında ise sınıfta kaldınız. Merak ettiğim bir şey de, bu verimsizlik kararını verenler ne kadar verimli?
İzmir Büyükşehir Belediyesi günlerdir "Verimsiz" olduğunu ileri sürerek işçilerini kısım kısım sessizce işten atmaktadır.
Merak ettim bu verim kriterini araştırdım.
Belediye içerisinde birkaç kişiyle görüştüm. Konuştum.
Tatmin edici bir cevap bulamadım tabi. Ama gözlem yaparak kendi sorularıma kendim cevap verdim ve paylaşıyorum.
Elde edilen sonuçla sarf edilen gayret arasında müthiş bir orantısızlık söz konusu.
Bu arada adil olarak ADALET arayışı da yaptım.
Fotokopi çekmek adı altında sabah 8'de gelip akşam 5'te giden, istediği kıyafeti giyebilen, zaman zaman fazla mesai ile ödüllendirilen lakin tek bir fotokopi dahi çekmeyen, çayı kahvesi ayağına gelen, kendine has özel bilgisayarı ve yatar koltuğu olan İZELMAN işçisi mi verimli, yoksa gecenin 3'ünde yataktan kalkan, yağmur çamur demeden 20 metre otobüs ile keşmekeş olmuş İZMİR trafiğinde bocalayan, gerekli gereksiz bir sürü insanla muhatap olmak zorunda kalan, zaman zaman hakaret edilen, darp edilen, çay kahve içmek için bile zamanı olmayan, gecenin geç saatlerine kadar evine giremeyen, daha saymakla bitmeyecek katkısı olan İZELMAN şoförü mü verimli? Bunun cevabını vermek kimse için zor olmaz sanırım. Ama verimsiz diye işinden atılan İZELMAN şoförü olmaktadır. Tam bir fıkra bu. Benim merakım aylardır bağıra bağıra haykırdığınız ADALET'i burada görmek mümkün mü acaba?
Kusura bakmayın beyler bayanlar, bu durumda bahsettiğimiz uygulamaya imza attığınız için VERİM(SİZ) siniz. Adalet uygulamasında ise sınıfta kaldınız.
Merak ettiğim bir şey de, bu verimsizlik kararını verenler ne kadar verimli?
HAK VE ADALET ANLAYIŞI
eleştiride sınır tanımayanlar iş kendine gelince sağır, dilsiz olmaktadır. Bize büyüklerimiz haksızlık karşısında susmamayı öğretti. Susturulmayı öğretmediler. Kanunsuzca susturmak isteyenler elbet kendi susacaktır. Kadrolu işçi olabilmek için, yaşam standartlarını bir adım ileriye götürmek için, sofrasına bir ekmek daha fazla koyabilmek için mahkemeye giden insanlara ATATÜRK düşmanı yaftasını vurmak talihsiz bir açıklama olup araştırmalarıma göre hepsi vatansever milliyetçi, Atatürkçü gençler olduğu sonucu çıkmıştır. Çünkü bu insanların kendilerine iftira atıldığı için Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğu duyumuna ulaştığımı beyan etmek isterim.
VERİMLİ VERİMSİZ KİMLER?
Verimli kararını veren verimliler.
Verimlilikleri nasıl tayin ediyor o duyuma da ulaştım. Örneğin Hareket Amiri olacaksın. Sendikacılarla muhabbetin iyi olacak. Sürekli sendikanın reklamını yapacaksın yeterli. Sendika komplo kuracak ve birkaç gerçek hareket amirini sürgün yaptıracak ve ismini verdiği adamlar yüzde 100 hareket amiri olacak. Bu kadar basit. Bu adamların verimlilik ya da verimsizlik gibi bir problemi olmaz. Kesinlikle verimli. Ama bana sorarsanız kesinlikle verimsiz. Nasıl olsa bu verim kararını kıstas tutmadan herkes verebiliyor.
Bende vatandaş ve gözlemci olarak verimsiz olduklarına karar verdim.
Fotoğraftaki otobüs durağına bakınca anlarsınız. Tepeden inme iş bilmeyen adamlarla günü kurtarmaya çalışanlar adil yönetimden ve görev bilincinden bahsedemez.
MOTORLULAR NE İŞ YAPAR?
Trafik olmak istersen, motorlu trafik olmak istersen partiden bir tanıdığın tavsiye etmesi ve motosiklet ehliyetinin olması yeterli.
Yani sendika ve parti konumları paylaşmış durumdadır. Özel bir eğitim ya da trafik kanunlarını bilme gereği yoktur. Ama bu kişiler de verimli statüsündedir.
Fotodan anlaşılacağı üzere verimlilik için motorları çekeceksin ücra bir yere bakacaksın keyfine. Kim ne yaparsa yapsın. Mesai işlesin yeter. Gerisini sendika ve partililer halleder. Daha çok bilgim ve bulgum var onları bir sonraki yazımda kaleme alacağım.