YSK'nın 'Belediye başkanlıklarına aday gösterilecek bakanların istifasına gerek yok' kararından sonra nur topu gibi bir tartışma konumuz daha oldu:
Bakanlar seçim çalışmalarında devletin imkanlarını kullanarak kendilerine ve partilerine bir avantaj sağlarlar mı?
CHP'li Birgül Ayman Güler "Kırmızı plaka ve bakanlık bütçesiyle yerel yönetim yarışına girilemez" diyerek başlama vuruşunu yaptı.
Arkası muhakkak gelecektir...
CHP'nin yerel iktidarı elinde tuttuğu iller arasında AK Parti'nin başkan adayı olarak bir bakanı görevlendireceği tek seçim çevresi İzmir olacak gibi görünüyor...
Henüz açıklanmasa da AK Parti'nin adayı yüzde 99.9 Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım.
O nedenle YSK'nın aldığı bu kararın en yoğun ve hararetle tartışılacağı yerin İzmir olması kaçınılmaz...
Ancak Binali Yıldırım üzerinden YSK kararını eleştirenlerin şu sorulara cevap vermesi gerekiyor:
CHP'nin adayı Aziz Kocaoğlu olursa, seçim çalışmalarında siyah plakalı makam aracını ve büyükşehir belediyesinin devasa bütçesini kullanacak mı?
Bakan'ın kırmızı plakası söz konusu olunca gündeme gelen hassasiyetlerin aynısı siyah plakalı büyükşehir belediye başkanının olası adaylığında da geçerli değil mi?
Sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'nın imkanları ve yönettiği bütçenin Ulaştırma Bakanlığı'nın bütçesinden geri kalır bir yanı yok ki!
Ulaştırma Bakanlığı'nın 2014 yılı bütçesi 9 milyar lira.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 2014 bütçesi ise ESHOT ve İZSU dahil 4 milyar 920 milyon 146 bin 914 lira.
Ulaştırma Bakanlığı bu parayı 81 ile, büyükşehir ise sadece İzmir'e harcıyor...
Büyükşehir Belediyesi'nin eski parayla 5 katrilyona yaklaşan bütçesi 12 bakanlığın bütçesinden daha büyük. Kültür, İçişleri, Dışişleri, Sağlık, Enerji, AB, Sanayi, Gençlik ve Spor, Ekonomi, Çevre ve Şehircilik, Gümrük ve Kalkınma bakanlarının yönettiği bütçeler, Aziz Kocaoğlu'nun kontrolündeki bütçenin çok daha gerisinde.
İzmir'de seçimin sonucunu kırmızı ya da siyah plakalar etkilemez.
Bu tartışmadan da yeni bir mağduriyet edebiyatı üretilemez...
Daha yaratıcı olmak, yeni şeyler söylemek lazım...
Kocaoğlu'nun kampanyası
Madem seçim kampanyalarından ve paradan bahsediyoruz, devam edelim.
CHP'li 7 vekilin istenmeyen adam ilan ettiği Aziz Kocaoğlu, adaymış gibi çalışmaya devam ediyor.
Öyle ki, seçim kampanyasını yürütecek ajansla ön protokolü bile imzalamış.
2 milyon dolarlık kampanyayı alan ajans yabancı değil.
Ortakları arasında İzmirli bir akademisyen- köşe yazarı da var.
Kendisi İstanbul'da yaşıyor ve hemen her akşam TV kanallarında boy gösteriyor.
Çalışkan bir arkadaş...
Mustafa Sarıgül'ün hayat hikayesini anlattığı 'Ne Bir Eksik Ne Bir Fazla' adlı kitabın steneograflığını da yaptığı iddia ediliyor.
Sarıgül'e verdiği destek dikkatlerden kaçmıyor.
Kocaoğlu'yla twitter üzerinden senli - benli muhabbet kuracak kadar yakın.
YSK'nın kararından sonra Binali Yıldırım'ın İzmir adaylığı konusunda attığı twit'leri mutlaka okuyun derim...
O ziyaretin perde arkası
CHP'li 7 vekilin Kemal Kılıçdaroğlu ile buluşması İzmir siyasetini salladı.
'Ne var canım bunda 2009'da da aynı süreç yaşanmıştı' denilerek geçiştirilecek basit bir olay değil bu.
9 ilçe başkanının yaktığı isyan ateşi 7 milletvekilini de içine alarak büyüyor.
Bilgi kirliliğini önlemek için o ziyaretin öncesini ve sonrasını kısaca özetleyelim.
Her şey geçtiğimiz hafta Yeni Asır'da yayınlanan Birgül Ayman Güler'in röportajıyla başladı.
Salı günü 'Kocaoğlu aday olamaz' diyen Güler ve 6 milletvekili arasında ilk temaslar gerçekleşti.
Çarşamba günü Ankara'nın gözlerden uzak bir köşesinde kahvaltıda buluştular.
Akıllarında genel başkana gitmek yoktu.
Sonra ne olduysa oldu, apar topar genel merkezin yolunu tuttular. Randevuları yoktu, ancak bir süre bekledikten sonra Kılıçdaroğlu onları kabul etti.
Kendi aralarında konuştuklarını bir de genel başkanlarına anlattılar.
Aday ismi önermediler, sadece 'Kocaoğlu ile olmaz' dediler...
'Mustafa Balbay da bizimle' diye bir cümle kurmadılar.
İzmirli vekillerin sürpriz ziyareti genel merkezdeki dikkatli gözlerden kaçmadı.
Haber nasıl olduysa aynı gün içinde İzmir'e, Kocaoğlu'na ulaştı. Perşembe günü Kılıçdaroğlu Balıkesir'deydi.
İl Başkanı Ali Engin ve PM Üyesi Hüseyin Saygılı da...
Akşam saatlerinde onlara Alaattin Yüksel ve Mustafa Moroğlu da katıldı.
Engin'in adaylık meselesi Balıkesir'deki tam saha prese rağmen yine çözülemedi. Cuma günü Kocaoğlu, Ankara yollarına düştü.
Hem Engin'in adaylık meselesini halletmek hem de 7 vekilin ziyaretinin etkisini yerinde gözlemlemek için.
Kulislere yansıyan bilgilere bakılırsa işler umduğu gibi gitmedi.
Cumartesi günü Engin, adaylıktan vazgeçtiğini duyurdu. Pazar günü kopan gürültüden de anlaşılacağı üzere 7 isyancı vekil maçın ilk yarısını önde bitirdi.
Kocaoğlu cephesi ikinci 45 dakikada bütün gücüyle yedikleri golü çıkarmaya çalışacak. Sert ve oyun kurallarına pek riayet edilmeyen bir maç bu. Böyle giderse oyuna muhtemelen Kılıçdaroğlu da dahil olacak.
Ve belki de 90+3 oynanırken ağları sarsacak vuruşu bizzat kendi yapacak.
İzmir'de sürpriz bir ismi Binali Yıldırım'ın karşısına çıkaracak.
