Dikkatinizi çekmiştir, bizim muhalefet partilerinin tek başına iktidar olmak gibi bir niyeti yok.
Onca kuru gürültü, boş vaat ve bir kısım medyanın orantısız desteğine rağmen bütün umutları sandıktan bir koalisyon çıkmasında.
Geçtiğimiz hafta yazdık...
Türkiye'de koalisyon hükümetlerinin ortalama ömrü 1 yıl 2 ay...
Koalisyonlarda ne siyasi ne de ekonomik istikrarı yakalayamamışız.
Türkiye'deki en düşük büyüme rakamları ve en yüksek enflasyon oranları hep koalisyonlar tarafından yönetildiğimiz dönemlere denk geliyor.
Buna rağmen bazı aklı evveller hala koalisyonda ısrarcı...
"Avrupa'da İtalya başta olmak üzere birçok ülke koalisyonlar tarafından yönetiliyor. Biz de neden bir koalisyon hükümeti olmasın ki?"
Koalisyon dönemlerini hatırlamasam, 'Var herhalde bir bildikleri' diyeceğim ama onlara da haksızlık yapmak istemiyorum.
En iyisi bu arkadaşlara Avrupa'nın en koalisyon sever ülkesi İtalya'da yaşanan bir gelişmeyi anlatarak cevap vermek...
Uzun yıllardır siyasi istikrarsızlıkla mücadele eden ve bu yüzden ekonomisi bozulan İtalyanlar, koalisyon yerine tek parti iktidarını destekleyen yeni bir seçim yasasını meclislerinde kabul etti.
'Italicum' adı verilen yasayla seçimlerden yüzde 40 ve üzeri alan partinin Temsilciler Meclisi'nde 340 sandalyeye sahip olması garanti altına alındı.
İtalya'da bu yasaya 'diktatörlük getirir' diye karşı çıkanlar var elbette...
Ama son 69 yılda neredeyse tamamı koalisyon olan 63 ayrı hükümetin kurulduğu ülkede sistem artık tıkanmış.
İtalya'nın seçilmiş son başbakanı 2008'de işbaşına gelen ve 2011'de istifa ederek görevden ayrılan Silvio Berlusconi...
O tarihten beri yeterli oyu kimse alamadığı için başbakan seçemiyorlar.
Ülkede son 4 yılda 3'ü halk tarafından seçilmemiş 4 ayrı hükümet görev yaptı.
Çok tartışılan bu yasanın mimarı Demokrat Parti'nin lideri ve şu anda Başbakanlık koltuğunda oturan Renzi...
Kendisini diktatörlüğü getirmekle suçlayanlara verdiği cevap enteresan...
"Ülkeye istikrar gelecek.
Krizden çıkmak için gerekli olan reformları daha rahat yapacağız.
İtalya'nın her zaman 'hayır' demeyene ihtiyacı var. Tevazu ve cesaretle ilerleyelim."
Renzi'nin söylediklerinin hemen hemen aynısını yıllardır, bugün Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Recep Tayyip Erdoğan da söylüyor.
İlginçtir bizdeki koalisyoncular da onu diktatörlükle suçluyor.
Sizce de bu işte bir tuhaflık yok mu?